"بإمكانك أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • edebilirsin
        
    • Beni
        
    • olabilirsin
        
    • yapabilirsin
        
    • verebilirsin
        
    • misiniz
        
    • edebilirsiniz
        
    • diye
        
    • mısın
        
    • verebilir
        
    • verebilirdin
        
    • olduğunu görebilirsiniz
        
    Bak ne diyorum, uçağını günde 40 dolara buraya park edebilirsin. Open Subtitles دعني أخبرك بإمكانك أن تركن طائرتك هنا مقابل 40 دولار لليوم
    Bir umutsuz hasta olarak Beni de sıraya koyman gerekecek. Open Subtitles ربما بإمكانك أن تُقحم نفسك مع مريض آخر مثير للشفقة
    Birilerine karşı hisler besleyip yine de iyi bir ajan olabilirsin. Open Subtitles أتعرفين لازال بإمكانك أن تحملي مشاعر لشخص ما وستظلين جاسوسة جيدة
    Tüm saygımla söylüyorum... Tüm gün burada bu konuşmayı yapabilirsin. Open Subtitles مع كامل إحترامي ، بإمكانك أن توقف التبشير هنا والآن
    Yani, evi koy verebilirsin, kendini koy verebilirsin... Open Subtitles كما تعلم, بإمكانك أن ترحل عن المنزل، وبإمكانك أن تطلق العنان لنفسك
    Pekâlâ, bana bir şey hakkında yardımcı olabilir misiniz acaba? Open Subtitles أنا أتساءل إذا كان بإمكانك أن تساعدينني في أمر ما
    Yani doğduğunuzda, sakinlik, huzursuzluk, heyecan, rahatlık ve rahatsızlık gibi hisleri ifade edebilirsiniz. TED لذا فعندما تُولد، بإمكانك أن تكوّن بعض الانفعالات كالهدوء والهياج، والإثارة والراحة والانزعاج.
    Bana bunun ne olduğunu söyleyebilir misin diye bir bak, ama eğer halka açık bir yerdeysen, ekranını kapalı tutmak isteyebilirsin. Open Subtitles لنرى إن كان بإمكانك أن تعرفي ما هو هذا و لكن إن كنت في مكان عام ربما عليك ان تغطي شاشتك
    Bunda oldukça hızlısın. Bunu bir kereliğine yavaşça yapamaz mısın? Open Subtitles أنت فطن جدا هل بإمكانك أن تقوم به ببطئ ؟
    Bay Sheldrake, bana 300 dolar borç verebilir misiniz? Open Subtitles سيد شيلدريك, هل بإمكانك أن تقرضني 300 دولار؟
    - Ona bir fırsat daha verebilirdin. Open Subtitles أعتقد أنه كان بإمكانك أن تمنحها فرصة أخرى
    Ve istediğin zaman onu ziyaret edebilirsin... eğer oraya kendin gidebilirsen. Open Subtitles وأنت تستطيع أن تذهب إليها فى أى وقت بإمكانك أن تذهب إلى هناك بمفردك
    Ama iki yıl sonra eğer eyalet valisi olursan Annapolis'ten şehre yardım edebilirsin. Open Subtitles لكن بعد سنتين من الآن لو كنت الحاكم بإمكانك أن تساعد المدينة من آنابوليس
    Düşündüm ki; belki çocuklardan bazılarına test için yardım edebilirsin. Open Subtitles لذا فكرت في أن لربما بإمكانك أن تساعد الاولاد الاخرين للدراسة للإختبار
    Çünkü eğer Beni terk edecekseydin direkt yüzüme söyleyebilirdin, tamam mı? Open Subtitles لأنّكِ إذا كنتِ ،ترغبين بالرحيل كان بإمكانك أن تخبريني فحسب، حسناً؟
    Beni götürebilir misiniz diye sormak istemiştim. Open Subtitles أردت ان أسأل فيما اذا كان بإمكانك أن تقلني
    Andy Beni duyuyor musun bilmiyorum. Open Subtitles أندي أنا لا أعلم إذا كان بإمكانك أن تسمعني
    Hadi, aşağıda iyi çocuk olabilirsin, ama burada gerek yok. Open Subtitles هيا، بإمكانك أن تكون الفتى الجيد بالأسفل، ليس هنا بالأعلى
    O zaman kendininkini iptal et. Başka bir hafta sonu yine yapabilirsin. Open Subtitles ألغي حفلتك فحسب بإمكانك أن تجعل عيد ميلادك في نهاية أي إسبوع
    Kasadaki parayı verebilirsin. Open Subtitles بإمكانك أن تعطيني كل المال الذي في الدرج.
    Descartes, kötü ve dahi bir şeytanın sizi gerçekliğin gerçek olduğuna inandırmadığını kanıtlayabilir misiniz sorusunu soruyor. TED يسأل ديكارت إن كان بإمكانك أن تدحض فكرة أنّ شيطانًا عبقريًا شريرًا قد خدعك لتصدّق أنّ الواقع حقيقيّ.
    İsterseniz kontrol edebilirsiniz. Ama bence gereği yok. Open Subtitles بإمكانك أن تتحقق من الأمر لكنني هذا ليس ضرورياً
    Biraz para kazandın diye her şeyin üstesinden gelebilirsin değil mi? Open Subtitles ‎لأنك قد كسبت بعض النقود، بإمكانك أن تسيطر على أي شيء؟
    Bana küçük bir iyilik yapar mısın? Open Subtitles كنت أتساءل لو كان بإمكانك أن تصنع لي معروفاً صغيراً
    Bunu anlıyorum ama nişanlınızın takıldığı yerler ya da yaptıkları hakkında detay verebilir misiniz? Open Subtitles بالطبع أنا أفهم ذلك بإمكانك أن تقدمين لنا أي تفاصيل حول مكان وجود خطيبك أو ماهي دوافعه ؟
    - Gitmeme izin verebilirdin. - Sustur onu! Söyle, gitsin! Open Subtitles كان بإمكانك أن تدعني أذهب فحسب إجعيها تخرس , إجعليها ترحل بعيداً
    Bunun büyük bir nakliye havaalanı olduğunu görebilirsiniz, ve orada tüm faaliyet çeşitleri mevcut. TED بإمكانك أن ترى أنه مطار شحن رئيسي، وفيه كل أنواع الأنشطة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more