"بالزواج" - Translation from Arabic to Turkish

    • evlenmek
        
    • evlilik
        
    • evlenmeyi
        
    • evliliğe
        
    • evlenme
        
    • evliliği
        
    • evlenmeye
        
    • evlilikle
        
    • evlenir
        
    • evlenerek
        
    • evlenmesine
        
    • evli
        
    • düğün
        
    • evlenip
        
    • evlenecek
        
    Evet. İki insanın nişanlanması hemen evlenmek zorunda oldukları anlamına gelmez. Open Subtitles ليس من الضروري أن يكون إثنان مخطوبان أن يقوموا بالتسرع بالزواج
    Senin Kundan sanki Shahrukh Khan tüm kızlar onunla evlenmek istiyor. Open Subtitles كما ان لو كان كوندان نجماً وكل الفتيات يرغبن بالزواج منه
    İki çeşit fasulye birleşip evlilik denen olaya tat verirmiş. Open Subtitles خليط من نوعين من الحبوب ذو نكهة حلوة خاصة بالزواج.
    Her anınızı Johhny's Jr'larından biri ile evlenmeyi düşleyerek geçirmeyle bencil, kendi minicik dünyanıza sıkışıp kalmış birine dönüşebilirsiniz. Open Subtitles تنفقين كل لحظه بالتفكير بالزواج من ابنه جوني يمكنك ان تصبح شخص استيعابي وتلف بشكل رائع حول عالمك الصغير
    Kafasında bu çılgın fikirlerden bir sürü vardı ama konuyu hiç evliliğe getirmemişti. Open Subtitles ، كانت تراوده تلك الأفكار الجامحة بكثرة . لكنّه، لم يمضي قدماً بالزواج
    Kadın erkeğe 29 Şubatta evlenme teklif eder..4 yılda 1 olan bigünde. Open Subtitles فى أيرلندا يوجد تقليد أن تتقدم المراه للرجل بالزواج فى فبراير 29
    Bak, evliliği aceleye getirmek istemeyiz, şimdilik bunu endişe etmeyelim, olur mu? Open Subtitles انظر ، نحن لا نتسرع بالزواج ، دعنا لا نقلق حوله الآن
    Beni kovar ve biz de ailenin ahırında evlenmek zorunda kalırız. Open Subtitles كلا , سيقوم بطردي وسينتهي بنا المطاف بالزواج في إسطبل عائلتك
    O zaman hiçbir sınır kalmazdı. Beni sever ve benimle evlenmek ister miydin? Open Subtitles لن تكون بيننا حواجز عندها أكنت ستحبني و ترغب بالزواج بي ؟
    Ama eğer olayları sorguluyorsan şüphelerin varsa belki de evlenmek için acele etmemelisin. Open Subtitles بالفعل، لكن إذا كنتِ تتسائلين و لديك شكوك ربما لا يجب أن تتسرعي بالزواج
    Göbeğimizi içeri çeker, saçımızı boyatırız ve evlilik yüzüğümüzü çıkarıp atarız. Open Subtitles مزق تلك الامعاء لون ذلك الشعر افسد ذلك الخاتم الخاص بالزواج
    Rusya'da evlilik hakkındaki ilginç bir gerçek şu ki, 18-19 yaşındaki kızların çoğu evliliğe çoktan hazır ve bunun hayalini kurmakta. TED حقيقة مثيرة للاهتمام حول الزواج في روسيا، أن معظم الفتيات البالغات 18 و19 عاما هن جاهزات ويحلمن بالزواج
    Ona bir saray evlatlığı ile evlilik sözü vermemin planlarıma yararı olur. Open Subtitles إذا استطعت وعده بالزواج منكِ بالإمكان أن يُساعدني في خططي
    evlenmeyi düşünmüyorsam bir kadınla flört edemem. Open Subtitles لا أريد أن أُواعد امرأة إذا لم أفكر بالزواج بها
    Ama Crassus, nazikçe söylemek gerekirse hatunla evlenmeyi hayal ediyor. Open Subtitles لكن كراسوس يحلم بالزواج من الفتاة العجوز , ليهذبها
    - Elbette. - Yok ya biz evliliğe pek inanmıyoruz. Open Subtitles نعم بالطبع فى نهاية المطاف لا نحن لا نؤمن بالزواج
    Dean güzel kadınlara bakmayı sevdiğini itiraf etti fakat Judy ile aldığı evlenme kararını asla sorgulamamış. TED أقرّ دين بأنه يحب النظرإلى النساء الجميلات. ولكنه لم يشكك في قراره بالزواج من جودي.
    Dr. Fletcher evliliği düşünecek vakti yoktur. Open Subtitles لم تعد تملك الدكتورة فليتشر الوقت للتفكير بالزواج
    Hayatında becerebildiği en iyi şey nasıI olduysa, seni evlenmeye ikna etmiş olması. Open Subtitles الشيء الجيد الوحيد الذي فعله طوال حياته كان إقناعك بالزواج منه بطريقة ما
    evlilikle alay ediyor. Acaba aşk ve romantizmin anlamını biliyor mu? Open Subtitles يستهزأ بالزواج, و هل يعرف معنى الحب و الرومانسية
    Tabii. Birçok suçlu çıkar çıkmaz evlenir zaten. Open Subtitles بالتأكيد ، معظم المساجين يسارعون بالزواج بمجرد الخروج
    Sonra yeis ve büyüyen deliller zinciriyle karşı karşıya kalınca, iki genç aşığın rollerini üstlenip, evlenerek bu durumun üstesinden gelmeye çalıştılar, ülkedeki tüm gazetelerin selameti için. Open Subtitles ومن ثم ، انتابهم اليأس عندما واجها سلسلة متزايدة من الأدلة سعيا لتصحيح الوضع بالزواج ولعبا دور اثنين من المحبين الصغار
    Biliyorum, ben yalnızca fakir akrabayım ve annen benimle evlenmesine asla müsaade etmez. Open Subtitles أعلم أنّي من نسبٍ دنيء و أن أمّكِ لن تسمح له بالزواج بي.
    Herhalde tanıyacağın en evli adamım. Open Subtitles و أنا ربما أكثر الرجال تعلقا بالزواج عرفتيهفيحياتك.
    Eğer bekârsanız, ve arkadaşlarınız evlenmeye başlamışsa, ...her düğün davetiyesi kendinizi değerlendirmenize neden olur. Open Subtitles عندما تكون اعزب ، و اصدقائك يبدأون بالزواج تصبح كل دعوة زفاف لحظة غريبة لتقييم الذات
    Bir papaz yardımcısıyla evlenip onun vaazlarını yazmak istediğini söylerdi. Open Subtitles قالت أنها ترغب بالزواج من رئيس الشماسية و تكتب مواعظه
    Ama sizin sayenizde, onunla evlenecek kadar param var. Open Subtitles لكن، وبفضلك يسمح لي وضعي المالي بالزواج بها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more