Bu işi yapacaksam bana bu kitabı yazan adamı getir. | Open Subtitles | إذا كنت سأفعل هذا, فأتوني بالشخص الذي كتب الكتاب اللعين |
O bir taktik adamı eğer birinin takip etmeyeceğini düşünse nefes bile almaz. | Open Subtitles | انه تكتيكي. لا يرسم بشكل عشوائي إلا إذا كان يفكر بالشخص المنشود لملاحقته |
Polis kuvvetlerine katıldığımdan beri, hiç yanlış kişiyi tutukladım mı? | Open Subtitles | هل حصل وأمسكت بالشخص الخطأ طوال فترة خدمتي؟ |
Bu tip işleri yapmak için, kişiye tamamen güvenmelisiniz, çünkü bu ok kalbime doğru işaret ediyor. | TED | اذن لتقوم بهذا النوع من العمل عليك أن تثق بالشخص كليا لأن هذا السهم متجه إلى قلبي. |
Kötü bir insan değildi ve bildiğim kadarıyla, iyi bir kocaydı. | Open Subtitles | لم يكن بالشخص السيء , ولكن على حد علمي , كان زوجا صالحا. |
Sadece taşıdığı şeyi ve taşıdığı şeyin bir insana neler yapabileceğini unutma. | Open Subtitles | فوراً فقط تذكري ما تحمل ، ما قد يفعل هذا الشيء بالشخص |
Öncelikle, konuştuğunuz kişiyle ne kadar yakınsınız? | TED | كبداية ، ما مدى معرفتك بالشخص الذي تحادثه ؟ |
bizi bir asteroitin midesine gönderen bu adama güvenmeli miyiz? | Open Subtitles | أيجب أن نثق بالشخص الذي أرسلنا لنبتلع من قبل كويكب؟ |
Konsere birlikte gittiğin adamı çağır da, örümceği o öldürsün. | Open Subtitles | لماذا لا تأتين بالشخص الذي رافقك لحفلة الروك الموسيقية ليأتي ويقتل العنكبوت |
Junior gibi bir adamı küçük düşürmeyecekti. Eski topraktır. | Open Subtitles | لايجدر بالشخص التقليل من قيمة رجل كجونيور سوبرانو إنه من المدرسة القديمة |
Ben de işi yaptırabileceğini, kayıtlara geçirmeden onu yok edebileceğini bildiğim tek adamı aradım. | Open Subtitles | لذا اتصلت بالشخص الوحيد الذى يمكنه انجاز هذا العمل سوف ينهيه ، كما فى الكتاب |
Çok büyük bir hata yapıyorsunuz; yanlış adamı yakaladınız. | Open Subtitles | أنت يا هذا, أنتم تقترفون خطأ فادح لقد أمسكت بالشخص الخطأ |
Hiç yanlış adamı tutukladım mı? | Open Subtitles | هل حصل وأمسكت بالشخص الخطأ طوال فترة خدمتي؟ |
Ben de o şartlarda güvenebileceğime inandığım tek kişiyi aradım. | Open Subtitles | لذا إتصلت بالشخص الذي إعتقدت بأنني يُمكن أن أئتمنه نظراً للظروف |
Şu an güvenebileceğim tek kişiyi. | Open Subtitles | بالشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به الان |
Şu an güvenebileceğim tek kişiyi. | Open Subtitles | بالشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به الان |
Sürekli bir kişiye bağlı olmayı istememek de çok olağan. | Open Subtitles | من الطبيعي ألا ترغب دائمًا بأن ترتبط بالشخص ذاته. |
Seni bulacağım, duydun mu, orospu çocuğu? Yanlış kişiye bulaştın, dostum. | Open Subtitles | سأجدك , أيها الوغد لقد اصطدمت بالشخص الخطأ |
Neden zayıf bir insan güçlü birine sırtını dayama ihtiyacı duyar? | Open Subtitles | لاأفهم لماذا يحتاج الشخص الضعيف للتمسك بالشخص القوي ؟ |
Yani kalp çarpıyor ve adrenalin hücum ediyor vesaire, güvenle ilgili, başka bir insana tamamen güvenle ilgili. | TED | اذن ارتفاع دقات القلب والأدرينالين وما إلى ذلك، ترتبط بالثقة، الثقة العمياء بالشخص الآخر. |
Beni bir üst düzeydeki kişiyle temasa geçirmesi an meselesi. | Open Subtitles | قبل أن تصلني بالشخص الذي يمدها بالمخدرات |
Kahve dükkanındaki tatlı adama ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حل بالشخص اللطيف الذي كان في المقهى ؟ من أنت على أية حال ؟ |
O senin tek başına başaçıkabilceğin birisi değil! | Open Subtitles | إنه ليس بالشخص الذي يمكن لشخص واحد التعامل معه |
Bir an için kaybettiğimiz insanı, yeteneği, hayatı düşünmeye ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن أن نأخذ دقيقة للتفكير بالشخص والموهبة والحياة التي فقدناها؟ |