"بحكم" - Translation from Arabic to Turkish

    • dayanarak
        
    • gereği
        
    • hüküm
        
    • karar
        
    • cezası
        
    • düşünürsek
        
    • hükmetmeye
        
    • hükmünü
        
    • kararıyla
        
    • alışkanlık
        
    Bana verilen yetkiye dayanarak sizi karı-koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsin. Open Subtitles بحكم السلطة المخولة لي أعلنكما الأن, زوج و زوجة
    Tecrübelerime dayanarak, Open Subtitles بحكم خبرتي فإن حقائب الأحلام مؤثرة للغاية
    Oysa ki, tanım gereği, bu kararlar bizler öldükten sonra bize olacaklarla ilgili. TED في الواقع، بحكم تعريفها، هذه القرارات حول شئ سيحدث لنا بعد أن نموت.
    Kasten adam öldürmekten hüküm giymişsin. Open Subtitles أدنت بحكم يصل إلى القتل المتعمد من الدرجة الأولى
    Araştırmasında, insanların mahkeme kararlarından hakim aleyhlerine karar vermiş olsa bile kendilerine onur ve saygıyla davranıldığını hissettiklerinde tatmin olacaklarını ortaya koydu. TED استنتج في بحثه أن الناس سيكونون راضين بحكم القاضي، حتى ولو كان الحكم ضدهم، إذا لمسوا معاملة منصفة وبكرامة وباحترام.
    Onu görünce, yedi yıl önce, sanki benim gençliğim anlamsızmış ve hiçbir şansım yokmuş gibi uzun bir hapis cezası önerdiği mahkeme salonundaki günlerimizi düşündüm. TED وبرؤيته، تذكرت أيامنا في قاعة المحكمة قبل سبع سنوات، بينما سمعته يوصي بحكم السجن لفترة طويلة، كم لو كانت حياتي الصغيرة بلا معنى وبلا إمكانيات.
    Olanları düşünürsek, içmeleri gayet olası derim. Open Subtitles يمكنني القول بأنّ ذلك غير مستبعد بحكم ما حدث
    Lucifer isimli melek cennetten kovuldu ve sonsuza dek cehenneme hükmetmeye mahkum edildi. Open Subtitles تم طرد الملاك " لوسيفر " من الجحيم واُدين بحكم الجحيم للأبد
    Rahip düzeltilmesi hükmünü vermişti. Open Subtitles قام القسيس بحكم الأمر على أنه تهذيب لابد منه.
    Robert Devereaux bugün yani 1601 yılının 25 Şubat'ında, ...vatana ihanetten ötürü, Majesteleri Kraliçe Elizabeth'in kararıyla idam edilecektir. Open Subtitles ايرل اسيكس هنا يعدم بحكم الخيانة التي اصدرته جلالتها الملكة اليزبيث في الخامس والعشرين من فبراير في سنة
    alışkanlık olmuş. Bu çocukken öğrendiği bir şey olur, yetişkinken değil. Open Subtitles هذا بحكم العادة إنه أمر تعلّمه حين كان طفلاً وليس كراشد
    Bana verilen yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum. Open Subtitles بحكم السُلطة المُخولّة لي، إنّي أعلنكما زوجاً وزوجة.
    Tecrübelerime dayanarak, ne zaman cevap aramak için bir dava üzerinde çok çalışırsam genelde ortada cevap olmuyor. Open Subtitles بحكم خبرتي, عندما يكون عليّ العمل بجد للعثور على أجوبه فإنها تكون غير موجودة.
    Eğer bir şey olduysa yani senin yaptığın veya onun yaptığı veya ikinizin birden yaptığı bir şeyden kaçmaya çalışıyorsan yani duygusal olarak kaçmak istiyor olabilirsin ama tecrübelerime dayanarak eğer birinin arka bahçesinde bir pitbula bakıyorsan yerinde sabit kalman senin hayrına olur. Open Subtitles ،إذا حدث شيء أعني، إذا كنتَ راحلاً لتهرب من شيء اقترفتَه أنتَ أو اقترفته هي أو اقترفه كليكما أعني، ربّما تريد الهرب عاطفيّاً لكن بحكم خبرتي
    Kitap yayıncımızı içeren bir vaka, doğası gereği standart olamaz. Open Subtitles إنّ حالة تتعلّق بناشر كتابنا، تعتبر بحكم التعريف، غير عادية.
    Bunlar doğası gereği tehlikeli olmayan fakat güçlü bedensel ve duygusal tepkileri hatırlatan günlük algılar olabilir. TED التي قد تكون أحاسيس كل يوم وهي ليست خطيرة بحكم طبيعتها لكن ردود أفعال نفسية وجسدية قوية سريعة.
    Doğruyu söylemek gerekirse, karakterim gereği pek ağlak biri değilim. TED لأكون صادقًا، بحكم طبيعتي، لا أبكي كثيرًا
    Dolandırıcılıktan 5 yıl hüküm giymiş 2 sene yatmadan tahliye edilmiş. Open Subtitles (دي بالما) - ويفوز، بحكم خمس سنوات مع خدعة مالية -
    Allah seni bekleyen daha acı bir hüküm vermiş olmalı. Open Subtitles الله قد يتوعدك بحكم قاس قي انتظارك.
    Kararı açıkladığında, sen Allah ve O'nun peygamberine göre karar verdin dedi. Open Subtitles قبل الرسول بهذا الحكم وقال أنك حكمت بحكم الله ورسوله
    Ve Timothy, benim fikrime göre, bir insan olarak, en azından birisinin hayatını kurtarmaya karar vermiş. Open Subtitles و ثيموتي, بطريقة عفوية, و بحكم أنه إنسان, قرر أن ينجو بحياته.
    Trenton'da müebbet, idam cezası gibi olabilir. Open Subtitles الحياة في ترنتون قد تكون اشبه بحكم اعدام
    20 yıllık cezası olan kimse böyle erken salınmaz. Open Subtitles لا أحد يحصل على إطلاق سراح في وقت مبكر بحكم بالسجن لمدة 20 عاما
    Bak, en yakın arkadaşım o ve durumu ve arkadaşlık süremizi düşünürsek sen sıradaki olursun. Open Subtitles أسمع، هي صديقةِ المفضلة ومن ثمَّ أود أن أقول بحكم الظروف وبالتأكيد المدة الزمنية أنتَ ستكون ثاني أفضل صديق لي.
    Kelimenin anlamını düşünürsek buna cevap vermek imkânsız. Open Subtitles الآن، بحكم التعريف سيكون من المستحيل الإجابة عن ذلك
    Lucifer isimli melek cennetten kovuldu ve sonsuza dek cehenneme hükmetmeye mahkum edildi. Open Subtitles تم طرد الملاك (لوسيفر) من النعيم واُدين بحكم الجحيم أبد الدهر
    Kardeşimin hükmünü asla sorgulamam. Open Subtitles ما كنت لأشك بحكم أختي أبداً.
    Birinci dereceden, kürtaj ya da jüri kararıyla. Open Subtitles بدرجة أولى، بإجهاض،أو بحكم قضائي. -كلها قتل.
    alışkanlık gereği beraber değiliz. Ama dışarıda mutsuzum. Open Subtitles إن بقاءنا معاً ليس بحكم العادة بل إنه من منطلق اليأس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more