"بحل" - Translation from Arabic to Turkish

    • çözüm
        
    • çözmek
        
    • çözmeye
        
    • çözdü
        
    • çözme
        
    • çözdün
        
    • çözdüm
        
    • çöz
        
    • çözer
        
    • çözmeyecek
        
    • çözmüş
        
    • çözeriz
        
    • çözerse
        
    • çözmeyi
        
    • çözüyoruz
        
    Ve gerçekten de bir çözüm bulabileceğinden gerçekten de umutluyum. Open Subtitles وأنا حقاً آمل بأن.. تنجح للخروج بحل من هذه الكارثة..
    O yüzden konuşup, uygun bir çözüm bulalım, olur mu? Open Subtitles لذلك دعونا فقط نناقش ذلك ونخرج بحل متناغم، هل فعلنا؟
    Amacın bu meseleyi çözmek mi, yoksa beni küçük düşürmek mi? Open Subtitles هل أنت مهتم بحل هذة القضية أم بجعلى أبدو أحمقاً ؟
    Dostum, keşke işlerimizden ayrılabilseydik ve bütün zamanımızı çocuk suçlarını çözmeye harcasaydık. Open Subtitles أتمنى أن استطيع الاستقالة من عملي وأقوم بحل جرائم الأطفال طوال الوقت
    Bilimciler bu sınırlamayı oldukça basit bir yolla çözdü: Kaydın yönünü yataydan dikeye çevirdiler. Bu da alansal yoğunluğun 2,5cm (1 inç) kare başına bir terabite yaklaşmasını sağladı. TED الباحثون قامو بحل هذه المشكلة بطريقة بسيطة ملفتة للنظر : بتغير اتجاه التسجيل من شكل طولي إلى شكل عمودي، مما سمح بالوصول إلى كثافة واحد تيرا بت بالإنش المربع.
    Yani cinayet çözme konusunda bir nevi uzman sayılırsınız dğeil mi? Open Subtitles إذا فأنت خبير نوعا ما عندما يتعلق الأمر بحل جريمة قتل
    Onlar için tek başına bir çok davayı çözdün Belki biraz yardım ettim Open Subtitles قمت بحل الكثير من القضايا الكبيرة وبشكل منفرد ـ ربما ساعدت قليلا
    Son denklemi çözdüm sonunda galiba. Dinle. Open Subtitles حسنا ,واعتقد بأنني قمت اخيرا بحل المعادله.
    Bu senin derdinin çaresi olur ve sana bir çözüm sağlar." TED و هذا سيكون كفيلا بحل مشاكلك، و هذا سيوفر الحل لك."
    Ve bu öfkesini yönlendirip anlamlandıramadığı için ona bir çözüm sunan aşırıların sömürebileceği açık bir hedefti. TED وهكذا بدون سبيل يستنزف هذا الغضب، كانت هدفًا ممتازًا ليُستغل من قبل متطرفون يعدونها بحل.
    Yıllardır onları rahatsız eden sorunlara çözüm bulmayı hayal ediyorlardı ve bu, o hayalleri gerçeğe dönüştürmek için bir şanstı. TED كانوا يحلمون بحل للمشاكل التي كانت تزعجهم لسنوات، وكانت هذه فرصة لتحويل تلك الأحلام إلى واقع.
    Amacın bu meseleyi çözmek mi, yoksa beni küçük düşürmek mi? Open Subtitles هل أنت مهتم بحل هذة القضية أم بجعلى أبدو أحمقاً ؟
    problemi çözmek ve kaldıraçları bulmak için ortak problem çözme tutkumuzu kullanalım. TED لنحكم شغنا بحل المشكلات. لنعلم ما هى تلك العتلات.
    Ve şüphesiz, bu sorunları çözmek için uluslar olarak iş birliği ve dayanışma içinde olmalıyız. TED ومن الواضح جداً أنه علينا أن نتعاون وأن نتحد كأمم إذا كنا سنقوم بحل تلك المشكلات.
    Bu sefer insanlar ortalama yedi soru çözmeye başladılar. TED الناس الآن قاموا بحل سبعة أسئلة في المتوسط.
    Ying bu sorunu tüm yayların ve okların aynı şekilde tasarlanması üzerinde ısrarcı olarak çözdü, böylece değiştirilebilir oluyorlardı. TED قام ينغ بحل تلك المشكلة من خلال الإصرار على تصميم الأقواس والسهام كافة بشكل متماثل، و أصبحت بذلك قابلة للتبادل.
    Generalle sorunu çözdün mü teğmen? Open Subtitles إذن ، هل قمتَ أنتَ .. والجنرال بحل مشكلتنا الصغيرة ، أيها الملازم؟
    Hayır. Ben hiçbir şeyi çözmüş görünmüyorum. Davayı çözdüm. Open Subtitles التظاهر بالقيام بحل، لا أنا لا أقوم بالتظاهر بحل أي شيئ
    Güzel şeyler üret, problem çöz, içinde yaşadığımız evrenin gizlerini keşfet. Open Subtitles إصنع قطعا أثرية جميلة, قم بحل مشاكل إستكشف أسرار الكون الفيزيائي
    Bence İrlanda kökenli Amerikalılar Merkezi'nde bir konuşma bu problemi çözer. Open Subtitles أظن بأن خطاباً موجهاً إلى المركز التراثي للأمريكيين من أصول أيرلندية كفيلة بحل المشكلة
    Bu gezegeni asıl mahveden öncelikli sorunları çözmeyecek. Open Subtitles ولن تقوم بحل المشاكل الاساسية والتي تهشم هذا الكوكب
    Başardıklarında ise, bulmacayı çözmüş oluyorlar. TED وعندما تنجح في هذا، نقول بأنها قامت بحل الأحجية.
    Bize bir dakika verirseniz bu garip ve gizemli durumu çözeriz. Open Subtitles إذا منحتمونا لحظة, فسوف نقوم بحل هذا الوضع الغريب و الغامض.
    Kraliyet ve Şirket küçük anlaşmazlıklarını çözerse seni aralarında ezerler. Open Subtitles إذا قام ولي العهد بحل نزاعه مع الشركة سيسحقونك بينهم
    Matematik soruları çözmeyi konu alır ve matematiği asıl canlı kılan şeyler çözülmemiş harika sorulardır. Open Subtitles تُعنى الرياضيات بحل المسائل، وإنها مسائلها الكبيرة المستعصية تلك ما يدب الحياة فيها حقاً.
    Bak dostum, gruba gelmelisin. Bu meseleleri orada çözüyoruz. Open Subtitles انظر , عليك الانضمام للمجموعة حيث نقوم بحل هذه الامور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more