"بحمل" - Translation from Arabic to Turkish

    • taşıma
        
    • taşımak
        
    • taşımaya
        
    • hamile
        
    • taşımama
        
    • taşıyor
        
    • taşıyarak
        
    • taşıyan
        
    • taşıyıp
        
    • taşımam
        
    • taşımada
        
    • taşırken
        
    • alıp
        
    • taşımış
        
    • taşıyacak
        
    O şeyi niye yukarı kadar taşıma zahmetine girdiğini bilmiyorum. Asla kullanmayacaksın. Open Subtitles لا أعلم لماذا تضايق نفسك بحمل كل هذه الأشياء التى لن تستخدمها
    Silahlanmalısın. Evet, çok kötü, İngiltere'de silah taşımak yasak. Open Subtitles نعم ، شئ سيئ ألا يسمح لنا بحمل السلاح فى انجلترا
    Bu silahı ilk ne zaman taşımaya başladığını anlat bakalım. Open Subtitles انت سوف تبدأ بإخباري متى بدأت أول مره بحمل هذه البندقية
    Küçük yaşta bir kızın hamile kalmasının yaratacağı sosyal çalkantıdan kurtulmak istediniz. Open Subtitles فنقلتها إلى وصمة إجتماعية متعلقة بحمل المراهقات
    Bunu kutlamamız gerek. Gel buraya. Şişeleri taşımama yardım et. Open Subtitles يجب أن نحتفل، تعالى هنا ساعدني بحمل الزجاجات
    ÇantayIa pedaIIarı çevirirken, sırtında fiI taşıyor gibi oIacaksın. Open Subtitles قيادة الدراجة مع الحقيبة أشبه بحمل فيل على ظهرك
    - Selam millet. Kurbanımızın silah taşıma ruhsatı olduğuna dair hiçbir bilgi yok. Open Subtitles مرحباً رفاق، لا يوجد أية سجل أن ضحيتنا يمتلك رخصة بحمل سلاح يدوي
    Biz arkadaşlarla pek öyle sırtta taşıma olaylarını yapmayız, ...gerçekten yorulduğumuz zamanlar haricinde. Open Subtitles لا أقوم عادةً بحمل أصدقائي على الظهر إلّا إن كان أحدنا تعباً للغاية
    Çantasını taşımak değil, içini şehir için yararlı şeylerle doldurmak bile benim için bir onurdur. Open Subtitles انني اتشرف ليس بحمل حقيبته فقط وانما بملئها بالاغراض التي اظن ان المدينة تحتاج اليها
    Afrikalı bir bayan olduğunu düşünmeden bir kutuyu taşımak ne kadar zor olabilir ki? ! Open Subtitles أهو صعب أن تقوم بحمل صندوق بدون التظاهر بأنّك إمرأة أفريقيّة؟
    O günden sonra annem emlak satışını bıraktı ben de yanımda çakı taşımaya başladım. Open Subtitles وعندها توقفت عن الذهاب مع العملاء لرؤية المنازل وأنا بدأت بحمل السكين
    ..hava korsanının, uçakta silah.. ..taşımaya yetkili biri olduğu sanılıyor. Open Subtitles .. الشخص الوحيد الذي بحمل أسلحة على متن الطائرة
    Rachel ve Glee kulübü, Quinn'in hamile olduğunu biliyor ama hepsi Finn'i babası sanıyor, hâlbuki, gerçek baba Puck. Open Subtitles راتشيل ونادي الغناء يعلمون بحمل كوين , لكنهم الكل يعتقد ان الاب هو فين لكن الحقيقه انه باك oh!
    Oğlunuzun kız arkadaşını hamile bıraktığını ve kocanızın kürtaj parasını verdiğini iddia ediyor. Open Subtitles يزعم أن ابنك تسبب بحمل صديقته وبأن زوجك،دفع ثمن الإجهاض
    Madem buradasın, bazı kutuları taşımama yardım eder misin? Open Subtitles طالما أنت هنا، هل تساعدني بحمل بعض الصناديق ؟
    Göz kulak ol. Ama siz ikiniz silahları taşımama yardım edebilirsiniz. Open Subtitles ولكني سأحتاج إليكما لمساعدتي بحمل الأسلحة.
    Şunu söylemek istiyorum, "Bir bombacı olsaydım, sizce sırtımda 50 tane kot taşıyor olur muydum?" Open Subtitles اريد ان اقول لو كنت احمل متفجرات أكنت سأرهق نفسى بحمل 50 زوج من الجينز
    Bu enerjinizi alışveriş torbalarını taşıyarak harcamaya ne dersiniz? Open Subtitles هل باستطاعتنا إعادة توجيه استخدام هذه الطاقة بحمل الأغراض؟
    Üçüncü aşamada, kuadı bulunduğu yerden topa temas ettiği noktaya taşıyan güzergah hesaplanır. TED ثالثا، يتم تخطيط مسار يقوم بحمل الرباعية من موقعها الحالي إلى موضع التماس مع الكرة.
    O ismi taşıyıp da tek kuruş katkıda bulunmayayım mı? Open Subtitles كيف تشعر بحمل ذلك الإسم وعدم إمتلاك قرش خلفه ؟
    Bir başıboş olarak benim de sadece biraları taşımam gerek. Open Subtitles كصاحب لهم , انا ملزم بحمل البيرة فقط
    Babası da bisküvi çantasını taşımada çok usta. Open Subtitles قام الأب بعمل رائع بحمل حقيبتها من العظام و الحليب
    Leva taşırken sana yardım eder. Dört beş sefer yapmaktan kurtulursun. Open Subtitles ليفا سوف يساعدك بحمل اغراضك الى الطابق الاعلى ليوفر عليك اربع او خمس نقلات
    1935'te ellerine bir kalem alıp, kumda bir çizgi çizdiler. Open Subtitles في عام 1935 قاموا بحمل قلماً ورسموا حدوداً في الصحراء.
    Bu yüzden, Hong Kong'da polis rozetini taşımış tüm İngilizler adına sizi özleyeceğiz diyorum. Open Subtitles على مصلحة كل البريطانيون الذي بدء بحمل الدرع في هونج كونج , سوف نفتقدك
    Bir bomba ve onu taşıyacak olan bir uçak vardı. Open Subtitles كان هناك قنبلة واحدة وطائرة بعينها ستقوم بحمل تلك القنبلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more