"بريئ" - Translation from Arabic to Turkish

    • masum
        
    • masumum
        
    • suçsuz
        
    • masumdur
        
    • suçsuzum
        
    Tamamen masum bir yanlış anlamadan bir bar odası arbedesi çıkaran şu dehan. Open Subtitles عبقريتك لجعل الحانة غرفة مشاجرة من سوء فهم شخصي بريئ تماما.
    Aksi halde, sen, yaban kedisi ve otobüsteki her masum insan arkadaşının akıbetine uğrayacaksınız. Open Subtitles والا انت والقطه المتوحشه وكل شخص بريئ علي متن الحافله سوف تموتوا مثل صديقك
    - masum bir adamı başından vurmak nasıl bir duygu ? Open Subtitles كيف الشعور حين تطلق النار على رجل بريئ برأسه؟
    Fikir onlarındı, biraderler. Beni yapmaya zorladılar. masumum! Open Subtitles الفكرة كانت فكرتهم، لقد أرغموني على ذلك أنا بريئ
    - Babamın suçsuz olduğunu biliyordum, ve sana milyon kez söylemeye çalıştım, ve sen hiç beni dinlemedin. Open Subtitles كنت أعرف أن أبي بريئ و حاولت أن أخبرك مليون مرة - و لم تستمع لي
    Sizin kadar akıllı birinin, masum bir sivilin suikast emrini veren bir teşkilatın, Amerikan hükümetiyle bağlantısı olduğuna nasıl inandığını anlamaya çalışıyoruz. Open Subtitles كيف تصدق فتاه لامعه مثلك أن وكاله تقتل مواطن بريئ يمكن أن تكون تابعه لحكومة الولايات المتحده
    masum olduğuna inanmıyorlar. Bütün belgelerde onun imzası var. Open Subtitles إنهم لم يقتنعوا بأنه بريئ كما أن إمضاءه موجود على كل المستندات
    Yani tamamen temiz. Yani tamamen masum. Open Subtitles مما يعني أنّه نظيف جداّ، وبالتالي فهو بريئ كليا.
    Yani, ne olursa olsun, suçlu ya da masum, onu yalnız nasıl bırakır? Open Subtitles اعني, بغض النظر عن انه مذنب او بريئ , يتركها هكذا ... ـ
    Aktivist arkadaşının tamamen masum olduğunu duyunca rahatlayacak. Open Subtitles سيكون مرتاحاً لسماع أن صديقه كان بريئ تماماً
    "Hizmetçi Ölümündeki şüpheli masum olduğunu iddia ediyor." Open Subtitles مشتبها به في جريمة قتل خادمة يدعي أنه بريئ
    - Müvekkilim masum, Eyalet Savcısı kan davası güdüyor. Open Subtitles فــ مُوكلي بريئ, والمدعي العام يسعى لــ إنتقام
    masum birinin ölümünü izlemeye değil engel olmaya geldik. Open Subtitles نحن لم نأت لرؤية شخص بريئ يقتل لقد وصلنا لمنع ذلك. لقد حان الوقت للاختيار من أي الجانبين
    Bizim yüzümüzden masum birinin hapse girebileceği gerçeği seni nasıl mutlu edebiliyor? Open Subtitles أن رجل بريئ ، ربما سيدخل السجن نيابة عنا ؟ سأذهب للتكلم معها
    Gördüğüm en isteksiz ve masum adamsın. Open Subtitles انت الاكثر ترددا واكثر رجل بريئ انا قد رايته في حياتي
    masum birinin bu yüzden cezalandırılmasını istemiyorum. Open Subtitles سواء كانو مذنبون ام لا وانا لن يكون لدي معاقب بريئ على هذا
    masum bir adamın kilitlenmesine öylece razı olamazdım. Open Subtitles لم أستطع أن أتنحى جانبًا وأشاهد رجل بريئ يُسجن
    Özellikle bizim Louis Bowman'in masum olabileceğini düşündüğümüz sıralarda. Open Subtitles خصوصا مع وجود حقيقة اننا نشك بان لويس بومان بريئ
    Papa Cenapları, Tanrı üzerine yemin ederim ki bu konuda masumum. Open Subtitles نيافتك , أقسم بالله أنني بريئ من هذه المسألة
    - Ben masumum. - Askeri mahkeme tarafindan suçlu bulundular. Open Subtitles انا بريئ - محكوم عليك من قبل المحكمة العسكرية -
    Bu benim kesinlikle suçsuz olduğum anlamına gelir. Open Subtitles وهذا يعني أنني بريئ على الأرجح
    Suçu ispatlanana kadar masumdur lafı hepimiz için geçerli değil mi? Open Subtitles اليس الشخص بريئ حتى يتم اثبات انه مذنب.. الا يفترض ان يكون امرا متعلق بنا جميعا؟
    Eğer bu bir itiraf olsaydı, ...ki değil, çünkü ben suçsuzum, ...teorik olarak konuşuyorum, ...eğer postane soymak gibi bir suç işleseydim, ...bunu birisini çok, ama çok fazla sevdiğim ve hep de seveceğim için yapardım. Open Subtitles لو كان هذا أعترافاً و هو ليس كذالك لإني بريئ لكن أتحدث بشكل نظري

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more