"بزوغ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Gün
        
    • köründe
        
    • doğmadan
        
    • doğunca
        
    • Sabah
        
    • şafak
        
    • şafağı
        
    • ağarana
        
    • sabahın
        
    • doğumunda
        
    • doğduğunda
        
    • güneş
        
    Bütün gece uyanık kalırsınız. Gün doğana dek yürürsünüz. TED تظل مستيقظاً طوال الليل ، وتظل تسير حتى بزوغ الفجر
    1905'te yeni bir Gün doğar iken, 26 yaşlarındaki Albert Einstein hayatla başarısız bir akademisyen olarak yüzleşti. TED مع بزوغ العام 1905 ألبرت أينشتاين الذي سيبلغ من العمر 26 عاما قريباً واجه الحياة بفشل أكاديمي
    Akron'daki bebek bakıcısını görebilmeleri için mi sabahın köründe yemek yiyoruz? Open Subtitles سوف نأكل عند بزوغ الفجر لكي يذهبا إلى أكرون ليقابلا المربية؟
    Yarın sabahın köründe kalkmalıyım, Randy. Benimde halletmek zorunda olduğum kendi sorunlarım var. Open Subtitles علي الاستيقاظ عند بزوغ الفجر لدي مشكلاتي الخاصة التي علي معالجتها
    Son 4 gündür Locke'la sen, Gün doğmadan önce çıkıp hava karardıktan sonra dönüyorsunuz. Open Subtitles انت و لوك خرجتم من قبل بزوغ الشمس ورجعتم بعد حلول الليل خلال الايام الاربعه هذه
    Gece yanımda güneş olduğu sürece fark etmez. Gün doğunca atın duracaktır nasıl olsa. Open Subtitles الركوب طوال الليل مع الشمس حتى يتوقف حصانك عند بزوغ الصباح
    Ve eğer her şey yolunda giderse, yarın Sabah güneş doğarken hep birlikte San Miguel'e saldıracağız. Open Subtitles غدا عند بزوغ الفجر سنهاجم جميعا سان ميجال
    Cinayetin işlendiği evde Gün doğarken dünün ünlü yıldızı, Norma Desmond tam bir şok durumunda. Open Subtitles مع بزوغ يوم جديد على بيت القاتلة نورما ديزموند نجمة مشهورة من السنوات الماضية تمر بصدمة عقلية كاملة.
    Gün ağarana kadar Majestelerini buraya getireceksem hemen çıkmamız gerekiyor. Open Subtitles علينا أن نغادر الآن إذا كنا ننتوى العوده بالملك هنا قبل بزوغ الفجر
    Ay şuraya gelince beni uyandır şuraya kadar ben beklerim, sonra Gün ışığına kadar sen. Open Subtitles سأراقب حتى يصل إلى هنا ثم ستراقبين حتى بزوغ الفجر
    sabahın köründe buluşacak kadar önemli olan şey nedir? Open Subtitles ما المهمّ الذي دعاك للقائي عند بزوغ الفجر؟
    - Böylesinin daha kolay olacağını düşündüm. sabahın köründe öylece gidecek miydin? Open Subtitles طننت أن هذا سيكون أسهل - أن ترحلي في بزوغ الفجر ؟
    Uyuyamadım da. Ve sabahın köründe uyandım. Open Subtitles حسناً، لم أستطع النوم ونهضت مع بزوغ الفجر
    Locke ve sen son dört gündür, Gün doğmadan gidip, karanlık çöktükten sonra geliyorsunuz. Open Subtitles انت و لوك خرجتم من قبل بزوغ الشمس ورجعتم بعد حلول الليل منذ اربعه ايام
    Sol elinle mısır ekmeğine beyaz susamlı şekerlerden yerleştirip Gün doğmadan kara ineğe yedirmelisin. Open Subtitles أعطي بقرة سوداء حلوى مصنوعة من السمسم الأبيض ملفوفة بخبز دقيق الذرة وأطعميها بيدك اليسرى قبل بزوغ الشمس
    Bunun yanıtının bir kısmı ertesi Sabah Gün doğunca netleşti. Open Subtitles جزء من جواب هذا السؤال يأتي مع بزوغ فجر اليوم التالي
    Ne tanık şey şafak oldu. Gerekirse gibi yıkıcı olarak. Open Subtitles ما شهدته كان بزوغ شيء مهم بقدر ما هو محطم
    Unutmayın, bu sadece uzun bir savaşın sonu değil aynı zamanda yeni bir çağın da şafağı. Open Subtitles تذكروا هذه ليست فقط نهاية الحرب الطويلة بل هو بداية بزوغ فجر العصر الجديد
    Sabah, Gün doğumunda birisi ofisinde boş kutuları bulur, ve delillerden kurtulur. Open Subtitles في الصباح ، وشخص حتى تتحول في بزوغ الفجر ، لإفراغ حاوية في مكتبك ، تخلص من الأدلة.
    Ya güneş doğduğunda gerçekleşecek bir olasılık yoksa? Open Subtitles و لكن مع بزوغ شمس جديدة فلا يكون هناك أي إحتمالية إطلاقا؟
    güneş doğana kadar çok kıymetli Arcadian'ında kalabilirsen senin tarafına geçeceğim. Open Subtitles إذا تمكنتِ من التحمل حتى بزوغ الشمس في فندقكِ النفيس هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more