"بصوت عال" - Translation from Arabic to Turkish

• gürültülü
• yüksek sesle
• Bağırarak
• sesli bir
• gürültü
• Çok sesli
• Daha yüksek
• - Sesli
• Dışımdan
• sesli olarak
• Bağıra bağıra

Komşuları sormamdaki neden ise, kesme masası oldukça gürültülü olabiliyor.
سبب سؤالي عن الحي هو أن منشار الطاولة بصوت عال

İstediğim kadar gürültülü çalarım, pis İtalyan!
سأعزف بصوت عال كما اريد ايها المهاجر الايطالي الصغير

Ve geriye dönüp, çıktığınız yere bakıyorsunuz, ve bazı insanlar yüksek sesle konuşuyor.
كما أننا نستدير ونظر في المكان حولنا، وبعض الناس يكلمون أنفسهم بصوت عال.

yüksek sesle konuşmak zorundaydım çünkü film de yüksek sesliydi!
كان علي التحدث بصوت عال لأن صوت الفلم كان عاليا

- Hem de komşularının duyması için Bağırarak söylesin bunları.
بصوت عال... حتى يسمع الجيران انك جاهز للعشاء يا جيديداياه

Bunu sesli bir şekilde yapacaksınız 996 ile başlayarak ve olabildiğince hızlı şekilde.
ستفعلون ذلك بصوت عال وبأسرع ما يمكنكم، ابتداء من 996.

Yetenek falan yok anca kuru gürültü.
ليس لديهم أي إحساس الصقل، وأنها ليست سوى بصوت عال.

Çok sesli nefes alıyorsun. Bana verdiğim dış macunu yüzünden.
ــ أنت تتنفس بصوت عال ــ لأنك أرغمتني على استعمال معجون الأسنان

Yalnızca bir daha yüksek sesle etrafta söylemediğin takdirde...
فقط في حالة إنك لم تذكره بصوت عال مرة أخرى

Ben pamuk fiyatından bahsetmek istiyordum ama salon gürültülü ve puro dumanı dolu.
أجرؤ على القول ستمتلء الصالون كاملة بدخان السيجار والحديث بصوت عال عن سعر القطن

Ama bir aralar en gürültülü, en metalci üçlüydü onlar.
لكنها كانت، في نقطة واحدة الثلاثي من لحظة بصوت عال والمیتالية.

Bazı insanlar gürültülü, bazıları sessizce alkışlar.
الآن بعض الناس يصفقون بصوت عال , وبعض لينة.

Burası biraz gürültülü. Sesini yükseltebilir misin?
المكان هنا مزعج حقا هل يمكنك أن تتكلم بصوت عال ؟

Filmler evrensel bir dil konuşur, Nijerya filmleri ise yüksek sesle konuşur.
إن الأفلام تتحدث بلغة عالمية، والأفلام النيجيرية تتحدثها بصوت عال.

Elbette, teoride bu böyle, çok eski metinlere bakarsanız o zaman insanlar bunu yüksek sesle gülmeyi belirtmek için kullanıyordu.
وهذا صحيح من الناحية النظرية، وإذا نظرتم إلى النصوص القديمة، استخدمها الناس آنذاك للإشارة إلى ضحكهم بصوت عال.

İsterseniz sadece ağzınızı oynatın veya yüksek sesle söyleyin.
يمكنكم جميعاً أن تتفوهوا بها إذا شئتم أو تنطقوها بصوت عال

Bağırarak konuşmuyorum, kafaları karışıyor.
لا أتحدّث بصوت عال حتّى لا يغترّوا بأنفسهم

Şimdi deliler gibi Bağırarak. İçerde dolaşıyorum.
إنّي أمشي الآن وأتحدّث بصوت عال وكأنّي شخص مجنون.

Bu kelimeler, üzerinden binlerce yıl geçtikten sonra, ilk defa sesli bir şekilde telaffuz edildi.
تلك كانت المرة الأولى في ما يزيد عن ألف سنة التي نطقت فيها هذه الكلمات بصوت عال.

- Evet, gürültü için özür dilerim.
نعم، آسف عليه هو ذلك بصوت عال.

Baba böyle koktuğu zaman hep Çok sesli konuşurdu.
الأب يتحدث دائما بصوت عال عندما تكون رائحتة هكذا لا تعاقبه أنه خطأي

Şarkının bu kısmını Daha yüksek seste dinlemek istiyorum.
أريد ان أسمع هذا الجزء بصوت عال

- Sesli konuşursanız çok değil. - Başın belaya girecek, Jared.
ليس لوقت طويل إذا واصلتم التحدّث بصوت عال جداً

Dışımdan söylemem bunu.
يا إلهي، لا أستطيع قولها بصوت عال

İşte eğer listelerimizi sesli olarak paylaşsaydık keşfedeceğiniz çok şey olurdu.
وهذا ما ستكتشفه لاحقاً إذا بدأنا جميعا بتقاسم قوائمنا بصوت عال.

Annem İsa'dan, babamın köftesinin içine buzlu cam koyduğu için Bağıra bağıra af dilerken ben yüksek sesle Richard Feinman çalıyordum.
أقرأ محاضرة ل "ريتشارد فاينمن" بصوت عال * ريتشارد فاينمن: عالم فيزياء أمريكي * بينما تصرخ أمي بأن المسيح سيغفر لها