"بمكانه" - Translation from Arabic to Turkish

    • nerede olduğunu
        
    • yerini
        
    • olduğu yerde
        
    • yerli yerinde
        
    • yerine
        
    • Onun nerede
        
    • nerde olduğunu
        
    Ama bunu yapabilmemin tek yolu, bana nerede olduğunu söylemen. Open Subtitles ولكن السبيل الوحيدة لتمكّني من القيام بذلك هي بإخباري بمكانه
    Ama bunu yapabilmemin tek yolu, bana nerede olduğunu söylemen. Open Subtitles ولكن السبيل الوحيدة لتمكّني من القيام بذلك هي بإخباري بمكانه
    Her saniyem nerede olduğunu ve ne yaptığını düşünerek geçiyor. Open Subtitles أقضي كلّ لحظات يومي في التفكير بمكانه الآن وماذا يفعل
    Orası kutsal bir mağara. Yalnızca birkaç balıkçı yerini biliyor. Open Subtitles إنّه غار مخيف، لذا قلّة من صائدي الأسماك يعلمون بمكانه.
    Sana yerini söyleyemem. Ailesinin bilmesini istemiyor. Open Subtitles لا استطيع إخباركِ بمكانه إنه لا يريد أن تعرف عائلته
    Zamanı geldiğinde Carcassona'da durum kötüleşirse, nerede olduğunu sana söyleyeceğim. Open Subtitles عندما يحين الوقت لو سانت الآمور وجاء الغزاة, سأخبرك بمكانه
    Hastaneye git. Etrafa sor. Birisi nerede olduğunu biliyor olmalı. Open Subtitles اذهب إلى المستشفى واسأل عنه من المؤكد أن أحدهم يعلم بمكانه
    Bana nerede olduğunu söyleyemiyorsanız, söyleyecek birini bulurum! Open Subtitles و إذا لم تستطع أن تخبرني بمكانه سأجد شخصاً ما يمكنه ذلك
    Efsaneye göre, yakalanacaklarını anlayınca altını gömmüşler ve nerede olduğunu söylememek için bir yemin etmişler. Open Subtitles الأسطورةتقولأنهمدفنوه.. عندما علموا أنهم سيُقبض عليهم .. وأقسموا جميعاً على ألّا يبوحوا بمكانه
    Bana onun nerede olduğunu söyleyerek bunu hemen sonlandırabilirsin. Open Subtitles يمكنك أن توقف هذا الآن إذا أخبرتنى بمكانه
    Neden tam olarak nerede, olduğunu söylemiyorsun? Open Subtitles حسنا، إذا تركتك تدخل هلا أخبرتني بمكانه بالتحديد؟
    Hele ki nerede olduğunu söyleme, seni öldürürüm, kendi elimle, yemin ederim! Seni kendi ellerimle öldürürüm. Open Subtitles لمَ لا تخبريني بمكانه وإلا ساقتلكِ بنفسي واقسم بالله أنني ساقتلك بنفسي
    Eğer bu adamın suçsuzluğunu ispat etmede yardımı dokunacaksa bana nerede olduğunu söylemelisin. Open Subtitles إن كان هذا الرجل قادر على إثبات برائتك فعليكَ إخباري بمكانه
    Bana nerede olduğunu söylemek için beş saniyen var. Ondan sonra onları doğrayıp kemiklerini kucağına atacağım. Open Subtitles أمامك خمسة ثوان لإخباري بمكانه وبعدها، فسأقضي عليهم جميعًا أمامك
    Aramanın ilk kuralı. Her şeyin eski yerini hatırla. Open Subtitles القاعدة الأولى من التفتيش أن نذكر أن كل شئ بمكانه
    Bunu kendine sakla. Ya bana yerini söylersin ya da acı çekmeye başlarsın. Open Subtitles ــ أحتفظِ بذلك لنفسكِ .. ــ أخبرني بمكانه
    Ama bize yerini söyleyen e-posta geleli daha dört gün oldu. Open Subtitles لكن مرت فقط أربع أيّام منذ أن تلقينا الرسالة الإلكترونية التي أعلمتنا بمكانه.
    Mors alfabesi ile göz kırpıp yerini söylerdi. Open Subtitles يمكنه أن يرمش برموز المورس بمكانه ويخبرنا
    Mors alfabesi ile göz kırpıp yerini söylerdi. Open Subtitles يمكنه أن يرمش برموز المورس بمكانه ويخبرنا
    Olduğu... yerde kalmasını söyle, hemen geliyorum yanına. Open Subtitles ماذا يقول ؟ اخبريه ان يبقى بمكانه وانا ساذهب اليه
    O elbiseyi çıkardığın zaman her şeyin yerli yerinde kaldığına eminim. Open Subtitles مررت بهذا لوقتِ طويل. أراهن إن قمتِ بخلع ذلك الرداء سيظل كل شيء بمكانه
    Garip bir şey arıyoruz yerine oturmayan herhangi bir şey. Open Subtitles أعني كل ما قد لا يلائم الموقف تعرفين انه يوجد امر شاذ وليس بمكانه
    Ahmak! nerde olduğunu söyleyemem, yemin ettim. Open Subtitles لا استطيع إخبارك بمكانه ، لقد اقسمت أن لا أخبر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more