Ama bunu yapabilmemin tek yolu, bana nerede olduğunu söylemen. | Open Subtitles | ولكن السبيل الوحيدة لتمكّني من القيام بذلك هي بإخباري بمكانه |
Ama bunu yapabilmemin tek yolu, bana nerede olduğunu söylemen. | Open Subtitles | ولكن السبيل الوحيدة لتمكّني من القيام بذلك هي بإخباري بمكانه |
Her saniyem nerede olduğunu ve ne yaptığını düşünerek geçiyor. | Open Subtitles | أقضي كلّ لحظات يومي في التفكير بمكانه الآن وماذا يفعل |
Orası kutsal bir mağara. Yalnızca birkaç balıkçı yerini biliyor. | Open Subtitles | إنّه غار مخيف، لذا قلّة من صائدي الأسماك يعلمون بمكانه. |
Sana yerini söyleyemem. Ailesinin bilmesini istemiyor. | Open Subtitles | لا استطيع إخباركِ بمكانه إنه لا يريد أن تعرف عائلته |
Zamanı geldiğinde Carcassona'da durum kötüleşirse, nerede olduğunu sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت لو سانت الآمور وجاء الغزاة, سأخبرك بمكانه |
Hastaneye git. Etrafa sor. Birisi nerede olduğunu biliyor olmalı. | Open Subtitles | اذهب إلى المستشفى واسأل عنه من المؤكد أن أحدهم يعلم بمكانه |
Bana nerede olduğunu söyleyemiyorsanız, söyleyecek birini bulurum! | Open Subtitles | و إذا لم تستطع أن تخبرني بمكانه سأجد شخصاً ما يمكنه ذلك |
Efsaneye göre, yakalanacaklarını anlayınca altını gömmüşler ve nerede olduğunu söylememek için bir yemin etmişler. | Open Subtitles | الأسطورةتقولأنهمدفنوه.. عندما علموا أنهم سيُقبض عليهم .. وأقسموا جميعاً على ألّا يبوحوا بمكانه |
Bana onun nerede olduğunu söyleyerek bunu hemen sonlandırabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن توقف هذا الآن إذا أخبرتنى بمكانه |
Neden tam olarak nerede, olduğunu söylemiyorsun? | Open Subtitles | حسنا، إذا تركتك تدخل هلا أخبرتني بمكانه بالتحديد؟ |
Hele ki nerede olduğunu söyleme, seni öldürürüm, kendi elimle, yemin ederim! Seni kendi ellerimle öldürürüm. | Open Subtitles | لمَ لا تخبريني بمكانه وإلا ساقتلكِ بنفسي واقسم بالله أنني ساقتلك بنفسي |
Eğer bu adamın suçsuzluğunu ispat etmede yardımı dokunacaksa bana nerede olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | إن كان هذا الرجل قادر على إثبات برائتك فعليكَ إخباري بمكانه |
Bana nerede olduğunu söylemek için beş saniyen var. Ondan sonra onları doğrayıp kemiklerini kucağına atacağım. | Open Subtitles | أمامك خمسة ثوان لإخباري بمكانه وبعدها، فسأقضي عليهم جميعًا أمامك |
Aramanın ilk kuralı. Her şeyin eski yerini hatırla. | Open Subtitles | القاعدة الأولى من التفتيش أن نذكر أن كل شئ بمكانه |
Bunu kendine sakla. Ya bana yerini söylersin ya da acı çekmeye başlarsın. | Open Subtitles | ــ أحتفظِ بذلك لنفسكِ .. ــ أخبرني بمكانه |
Ama bize yerini söyleyen e-posta geleli daha dört gün oldu. | Open Subtitles | لكن مرت فقط أربع أيّام منذ أن تلقينا الرسالة الإلكترونية التي أعلمتنا بمكانه. |
Mors alfabesi ile göz kırpıp yerini söylerdi. | Open Subtitles | يمكنه أن يرمش برموز المورس بمكانه ويخبرنا |
Mors alfabesi ile göz kırpıp yerini söylerdi. | Open Subtitles | يمكنه أن يرمش برموز المورس بمكانه ويخبرنا |
Olduğu... yerde kalmasını söyle, hemen geliyorum yanına. | Open Subtitles | ماذا يقول ؟ اخبريه ان يبقى بمكانه وانا ساذهب اليه |
O elbiseyi çıkardığın zaman her şeyin yerli yerinde kaldığına eminim. | Open Subtitles | مررت بهذا لوقتِ طويل. أراهن إن قمتِ بخلع ذلك الرداء سيظل كل شيء بمكانه |
Garip bir şey arıyoruz yerine oturmayan herhangi bir şey. | Open Subtitles | أعني كل ما قد لا يلائم الموقف تعرفين انه يوجد امر شاذ وليس بمكانه |
Ahmak! nerde olduğunu söyleyemem, yemin ettim. | Open Subtitles | لا استطيع إخبارك بمكانه ، لقد اقسمت أن لا أخبر |