"بها" - Translation from Arabic to Turkish

    • onunla
        
    • var
        
    • onun
        
    • bunu
        
    • bir
        
    • için
        
    • ondan
        
    • İçinde
        
    • nasıl
        
    • de
        
    • da
        
    • gibi
        
    • onları
        
    • şekilde
        
    • kendi
        
    bunu bulmalarının yolu ellerini işin içine sokmak ve onunla oynamaktır. TED وهم يرضون هذه الرغبة بالتحكم وفهم واستيعاب هذه الادوات واللعب بها
    Öğretmenleri ve akranları onu küçümsemişlerdi, okulda onunla dalga geçilmişti. TED كان الاساتذة والزملاء يستهينون بها ، كانت مثار سخرية المدرسة.
    Aslında bu sevimsiz ve genellikle iyi haberler içermeyen başlığın, konferansın konusuna pek de uygun düşmeyen bir yanı var. TED صحيح ان هذه ليست بمواضيع مُفرحة ولا هي بمواضيع قد ينتج عنها اخباراً جيدة والتي عادة يفوح هذا المنتدى بها
    Benim eğitildiğim gibi bir sistemi alın, ve hata yapması muhtemel sağlık personelini onun dışına atın, geriye hiç kimse kalmaz. TED لذلك لو اخذت النظام, بالطريقة التي دُرّستُ بها, و تخلصت من كل من يقوم باخطاء طبية, حينها لن يبقى اي شخص.
    Ama bu üç nesnenin herbiri sizin için ifade ettiklerinin üzerinde ve ötesinde, onların geçmişteki kullanımlarına (tarihlerine) göre bir TED ولكن كل واحدة من تلك الامور الثلاث لها قيمة ثمينة فوق قيمتها الحقيقية بسبب انها تملك تاريخاً ومكوناً خاصاً بها
    bir kızı seviyorsun ve ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyor musun? Open Subtitles أنت تحب فتاة ولا تعرف إن كنت معجباً بها ؟
    Bu ısı kaçan enerjidir ve sistemin içinde bulunan kendi kendisini çalıştıran enerjiyi azaltarak tamamen durana kadar kaçacaktır. TED تلك الحرارة هي طاقة هاربة، وستواصل التسرب والحد من الطاقة المتاحة ليحرك بها النظام نفسه حتى توقُّف الآلة الحتمي.
    Şimdi onunla arkadaşız, düzenli olarak ona ve ekibine verdiği sözleri hatırlatıyoruz. TED ونحن الآن أصدقاء، ونقوم وبانتظام، على تذكيره وفريقه بالوعود والتي تعهدوا بها.
    Köylüler onun artık lanetli olduğunu düşünüyor, ve onunla ne yapacaklarını bilmiyorlar. TED سكان القرية اعتقدوا أنها أصيبت بلعنة; لم يعرفوا ما الذي سيفعلوه بها.
    İyi bak, günün birinde onunla röportaj falan yaparsın belki. Open Subtitles إلق نظرة جيدة عليها . ربما تلتقى بها يوماً ما
    İnsanlara yemekleri daha önce hiç görmedikleri biçimde gösterebileceğimiz bir yol var mı? TED هل يوجد هناك طريقة نعرض بها الغذاء للناس بطريقة لم يشاهدوها من قبل؟
    Büyükannemlerin evinin civarında neredeyse her evde soğutma sistemi var. TED كل شقة تقريبًا بمحيط منزل جدتي بها الآن مكيف هواء.
    onun meşhur evrim ağacı bizim çalışma şeklimizin diyagramı bile olabilir. TED شجرته للتطور المشهورة يمكنها ان تصبح مخططاً للطريقة التي نعمل بها
    sadece benimle değil, her tür insanla yapardı bunu -- TED ولم يقم بها معي فحسب .. بل مع الآخرين أيضاً
    Demek istediğim, eğer konuşabilirseniz onu, bir alaycıkuş onu ciyaklayabilir. TED أعني، إن كنت ستقولها، الطائر المحاكي يمكنه أن يصرخ بها.
    Ardından muhafaza edilen anahtarlar kuvvetli veri koruması sağlamak için kullanılabilecektir. TED يمكن استعمال الأرقام المحتفظ بها حينها لتوفير حماية معلوماتية قوية جدًّا.
    Beni görmeye bile tahammülü yok. İşin aslı, ben de ondan hoşlanmıyorum. Open Subtitles بجانب إنها لا تحتملنى كما إننى لست معجب بها لكى أكون صريحاًُ
    Gökadaların içinde yörünge hareketi yapan yıldızların sürati çok fazla olduğu için bu gökadalar karanlık maddenin içinde bulunmak zorundalar. TED والسرعة التي تدور بها أيضا المجرات في داخل التجمعات هائلة جدا؛ لدرجة أنها لابد أن تكون أيضا محاطة بمادة مظلمة.
    Ardından anladım ki, bugün üzerinde çalıştığımız teknolojinin beş yıl içresinde, 10 yıl içerisinde nasıl görüneceğini derinlemesine düşünmeliydik. TED ادركت ذالك الحين ان علينا التفكير بعمق في التكنولوجيا التي نعمل بها اليوم في الخمس أو العشر سنين القادمة
    Bu da kişi başı ortalama 200 tişörtün kendini çöpte bulması demek. TED وهذا يعادل 200 قميص تقريباً لكل شخص ينتهي بها الحال في القمامة.
    Aynen amcamın tek kişi için tasarlanmış telefonu kullanış şekli gibi. TED إنها تماما الطريقة التي يستخدم بها عمي الهاتف المصمم لشخص واحد.
    Doğrusu, ben de onları incelerken onlar gibi sınırlarımı zorluyorum. TED وبالطبع، أنا كذلك أحيانًا، عند محاولتي اللحاق بها عن كثب.
    aynı zamanda dünyaya farklı bir şekilde adapte olmanızı sağlayan beyninizdeki öğrenme merkezlerini harekete geçiriyor. Bulgularımıza göre daha pozitif olabilmek için beyninizi TED بل تنعكس على جميع مراكز التعلم في عقلك نمكنك من التكيف مع العالم بصورة مختلفة وجدنا أن هناك طرق يمكنك بها تدريب عقلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more