"به هو" - Translation from Arabic to Turkish

    • şey
        
    • onun
        
    • ona
        
    • en
        
    • gereken
        
    • son
        
    • ise
        
    • yaptığınız
        
    Ve bu noktada hissettiğim şey, ortada dev bir boşluk olduğuydu. TED ولذلك احساس الذي احسست به هو ان هناك فجوة عملاقة هنا.
    Yani tartışmak istediğim şey bu sistematik ve gerçek bilimsel yaklaşımın feromonların gerçekten anlaşılabilir bir hale gelebileceğinin bir örneği. TED ذلك ما أريد أن أحاجج به هو هذا المثال لحيث يمكن للمقاربة العلمية المنهجية حقا أن تحقق فهما حقيقيا للفيرومونات.
    Söyleyeceğim şey şu, biriktirme isteğiniz ve hareketleriniz arasındaki o boşluğu nasıl kapatırsınız? TED ما سأخبركم به هو كيف تسد تلك الفجوة بين نواياكم للادخار وبين تصرفاتكم.
    Bütün bunlar onun gelecekte iyi şeyler yapmaktan uzak tutmak ve hayatını aşama aşama tehlike altına atmak olurdu. Open Subtitles كل ما من شأنه القيام به هو الحفاظ عليه من الجيد القيام المستقبل وتعرض حياتك للخطر في هذه العملية.
    Benim aklımda ise sadece ona ne olacağı sorusu vardı. Open Subtitles و كل ما وسعني التفكير به هو ماذا سيحدث لها؟
    Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. TED حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل.
    Tek yapmamız gereken arabayı ateşe vermek polis de çıkan yangında öldüğümüze inanır. Open Subtitles كل ما علينا القيام به هو حرق السيارة سيعتقدون أننا متنا في الحريق
    Yaptığı şey ilk etapta geniş adımlarla aramak, ama daha sonra oldukça hassas. TED وما تقوم به هو التحرك، بخشونة في بادئ الأمر وبدقة عالية بعد ذلك
    İhtiyacımız olan şey yiyeceklerimize ne yaptığımızı anlamak için geçmişe dönmek. TED ما نحتاج القيام به هو العودة إلى الوراء لفهم ماهيّة طعامنا.
    Yaptığımız şey de Milo'ya bu büyük sorunu yaratmamız gerekiyordu. TED والذي قمنا به هو اننا وضعنا مايلو في مأزق محرج
    Yapabileceği tek şey, hiçbir şey yapmadan durmak ve insanları sevmekmiş. Open Subtitles كل ما يقوم به, هو ان يقف امام الجمهور لينال اعجابهم
    Nerede olduğunu Tanrı bilir ve tek düşündüğün şey para. Open Subtitles والله اعلم اين هو, وكل ما تفكرين به هو المال
    Bugünden itibaren, kurban edeceğimiz tek şey mısır olacak... senin sayende. Open Subtitles من الآن فصاعداً، الشيء الوحيد الذي سنضحي به هو الذرة.. بفضلكِ
    Bugün "404 sayfası" ve onun sonucunda öğrenilen bir dersin hikayesini kısaca anlatmayı denemek istiyorum. TED حسناً ما احاول القيام به هو اخبار قصة قصيرة حول صفحة 404 والدرس المستفاد منها
    Sizden istediğim ise onun bir yönünü almanız. TED ما أود منك أن تقوم به هو ان تأخذ جانبا منه.
    Kendimi onun ve meslektaşlarının her gün yaptıkları can kurtarma çalışmalarına hayran kalırken buluyorum. TED وأجد نفسي مندهشة لعمل إنقاذ الأرواح الذي يقوم به هو وزملاؤه يوميًا.
    ona söylemediğimiz tek şey hâlâ yaşadığı şehirin Şerif Departmanına dava açarken dikkatli olması gerektiği çünkü kendini cinayetle suçlanırken bulabileceğiydi. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي لم نخبره به هو بإن يكون حذراً عندما ترفع قضية ضد قسم المأمور في مجتمع مازلت تعيش فيه
    Şimdi ona bir başka görev vermeliyiz. Yapabileceğimiz şey de onun vücuduna bakmak. TED والان سوف نتفاعل اكثر ومرة اخرى الذي يمكن القيام به هو التفاعل مع الجسد
    en azından onu bu azminden dolayı ödüllendirmeliyim değil mi? Open Subtitles أقلّ ما يمكنني أن أقوم به هو مكافئتهـا لجهدها،أليس كذلك؟
    Tek yapmanız gereken bilgi toplamaktı. Peki siz ne yaptınız? Open Subtitles كل ماقمتم به هو الاستطلاع وماذا غير ذلك فعلتم ؟
    Hayır, isteyeceğin son şey bir sırrın varmış gibi görünmek. Open Subtitles كلا. آخر ما تودّين القيام به هو أن تنفضحين بسر.
    Benim görevim ise şehirlerimizi daha yürünebilir bir hale getirmek. TED ما اعمل و اقيم به هو جعل مدننا اكثر تجوله.
    İlk yaptığınız şey sıkı bir vücut pozisyonu almak olur -- başınızı göğsünüze doğru eğersiniz, kollarınız iyice yana açarsınız, yedek paraşütünüzü üzerinize alırsınız. TED او شيء يجب القيام به هو تثبيت جسدك بوضع محدد راسك منخفض نحو صدرك . وايديك منبسطتين مرتفعتان الى اعلى المظلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more