"بيتِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • evine
        
    • evinde
        
    • evi
        
    • ev
        
    • evde
        
    • evinden
        
    • evinin
        
    • House
        
    Tom, Bill'i etkilemek için Bensonların evine doğru yola çıktı. Open Subtitles تَوجّهَ توم إلى بيتِ هينسون لكي يسدد ضربة الى بيل
    "...ve Pabscuitti Hill'deki Marsten evine sıçradı." Open Subtitles وإحترقَت نحو بيتِ مارستون على تَلِّ بابسكويتي
    Yarın, Rufus evinde uysal bakirelerden, eğitimli Yunalılara kadar muhteşem kölelerin müzayedesi yapılacaktır. Open Subtitles غداً، في بيتِ روفوس، مزاد العبيدِ الممتازينِ، مِنْ العذارى المرناتِ إلى اليونانيين المتعلّمينِ،
    Zengin bir çifte ait bir evdeki misafir evinde kalıyormuş. Open Subtitles لقد كانَ يعيشُ في بيتِ ضيافةٍ في أملاكِ زوجين أغنياء
    Elimizden geldiğince evi hijyenik tutuyoruz ama pislikten ve mikroplardan tam anlamıyla kurtulamıyoruz. Open Subtitles نحاول الإبقاء على بيتِ الرعاية نظيفاً لكن لا يمكنك أن تتخيل القذارة والجراثيم
    Senatör Albert'in ev adresi ve cep telefonu bilgisayar kayıtları. Open Subtitles هذا عضوُ الكونجرس ألبرت عنوان بيتِ وإي إس إن الخلوي
    Sana gece yarısından önce evde olacaksın demedim mi ben? Open Subtitles أخبرتُك للحُصُول على بيتِ حمارِكَ بحلول منتصف الليل، أليس كذلك؟
    Bastian'ın evinden birkaç bin mil uzağa düşmüşüz. Open Subtitles نَبْدو اننا علي بعد عِدّة ألف أميال مِنْ بيتِ باستيان.
    Bayan Sally'nin evinin dışında bekliyormuşsun. Open Subtitles كُنتَ واقِفاً خارِجَ بيتِ الآنِسَة سالي؟
    "...ve Pabscuitti Hill'deki Marsten evine sıçradı." Open Subtitles وإحترقَت نحو بيتِ مارستون على تَلِّ بابسكويتي
    Gencin evine nasıl zorla girdiğinden bahsetti. Open Subtitles كيف شَقَّ هذا الولدَ طريقه بالقوة إلى بيتِ الرجل العجوزَ
    Artık seninle takılmıyorum. Annemin evine gidiyorum. Open Subtitles أنا لست معك ولا تضربني أَنا ذاهِب إلى بيتِ مومي.
    Fark etmez... çünkü bir maktulün kanı, Hamilton'un evine doğru ilerlemiş. Open Subtitles حسناً لَكنَّه لا يَهْمُّ لأن المَقْتُولينَ يُؤدّي دمُّ الرجلِ إلى بيتِ هاملتن.
    Bilmiyorum. Belki babasının evinde. Open Subtitles أنا لا أَعْرفُ.رُبَّمَا في بيتِ العائلة القديم
    "O", Anne-Marie'nin evinde çocukluktan izler taşıyan yoğun keşiflerde bulundu. Open Subtitles أو وَجدتَ في بيتِ آن ماري وضعها كانت متوترة مِنْ الطفولةِ
    Marsten evinde olmuş sonra da göle getirilmiş olabilir. Open Subtitles هو يمكن ان يحَدثَ في بيتِ مارستون وهو اخذه إلى البحيرةِ.
    Annem evi kuru kuruya bırakmaz bana. Size söz veriyorum. Open Subtitles لا يمكن أن أمي كانت تعيش في بيتِ يملأه الجاف
    "Ölüm evi"ne hastane diyorlar. Orada son bulmak istemezsiniz. Open Subtitles يَدْعونَ المستشفى بيتِ الموتَ أنت لا تريد ان يَنتهي الحال بك هنا
    McClane'nin adı, sicil numarası, tüm iş kayıtları, çok önemli istatistikleri, ve ailesinin ev adresi tam burada, Los Angeles'ta. Open Subtitles الاسم ماكلين رقم شارته وسجل التوظيفِ, إحصائيات حياته وعنوان بيتِ عائلتِه هنا في لوس انجلوس
    53 numaralı ev. İçeride bekleyeceğim seni. Open Subtitles بيتِ رقم 53, أنا سَأَنتظرُ داخل الشُقَّةِ.
    evde olup olmadığını anlamak için telefon hattına bile girebilir. Open Subtitles يُمْكِنُ أَنْ يَدْخلَ في خَطّ هاتفِ لتَأْكيد بيتِ شخص ما
    Bazen de George ağaç evinden düşer, ama asla kendini aptal gibi hissetmez Open Subtitles أحياناً جورج يَسْقطُ مِنْ بيتِ الشجرةِ , لكن لا يَبْدوَ غبي
    Hayatım, niye aniden Whyte House'da balayı odasında kalmaya başladık? Open Subtitles عزيزي لماذا نَبْقى فجأة في جناحِ العرسان في بيتِ وايتي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more