Ayrıca bu yapacağınız şeyin uzun süre etkisi olacağını ve beyninizi depresyon, Alzhemir ve bunama gibi hastalıklardan koruyacağını söylesem? | TED | وماذا لو أخبرتكم أنّ نفس هذا الأمر يدوم تأثيره طويلاً ويحمي دماغك من مختلف الحالات كالاكتئاب، مرض ألزهايمر أو الجنون. |
Sanırım bize bir çeşit sakinleştirici verdiler ama etkisi geçiyor. | Open Subtitles | أعتقد أنهم أعطونا مهدئاً من نوعا ما ولكن تأثيره يزول |
Bence bu, doğum kontrolü konusunda sorulabilecek mantıklı bir soru: Doğum kontrolünün cinsel ahlak üzerindeki etkisi nedir? | TED | واعتقد انه سؤال يستحق الطرح حول موانع الحمل ما تأثيره علي الاخلاق الجنسيه ؟ |
Şekerin artık üzerimdeki etkisini açıkça göstermesiyle ve Amata'daki mahvoluşa tanıklık etmem nedeniyle... | Open Subtitles | مع وضوح الـتأثيرات السلبية علي من السكر و مشاهدة تأثيره على مجتمع أماتا |
Tütünün zararlı olduğunu herkes biliyor ama günden güne etkilerini kendiniz gözlerinizle gördüğünüzde etkisi çok daha derin oluyor. | TED | الكل يعرف أن التبغ سيىء؛ لكن عندما ترى تأثيره المباشر، يومًا بعد يوم، فإنه يترك انطباعًا عميقًا. |
Bugün, etkisi müzik, şiir, moda ve filmlerde etrafımızda dolanıyor ve sanatı; şok etme, ilham verme ve içimize işleme gücünü koruyor. | TED | والآن، يظهر تأثيره حولنا في الموسيقى والشعر والموضة والسينما ولا يزال فنه قادرًا على صدمتنا وإلهامنا وجذبنا إليه. |
Ama, gördüklerimiz üzerindeki etkisi sayesinde orada olduğunu biliyoruz. | TED | لكننا نعلم أنه موجود بسبب تأثيره على ما نراه بالفعل. |
Ama tehlikede, çünkü artık onun etkisi altında. | Open Subtitles | و لكن في خطر كبير, لأنها بالفعل تحت تأثيره |
Eterin etkisi geçiyordu. | Open Subtitles | مفعول الأثير كان قد بدأ الزوال والمخدر كان قد زال تأثيره بالفعل |
Hangi madde, kişi onun etkisi altında olduğunu anlayınca etkisini kaybeder? | Open Subtitles | يمكن أن تسمّيني مخدّر واحد الذي يفقد تأثيره عندما المستعمل يدرك بأنّه هل في نظامه؟ |
Sodyum Pentato"den iki kat daha güçlü ve yan etkisi yok hafif bir öfori dalgası dışında. | Open Subtitles | تأثيره ضعف تأثير بنثانول الصوديم بلا تأثير مخدر بعد الحقن عدا صدور موجة بسيطة من النشاط |
İlki, Batı büyük bir hızla Dünya'daki etkisini yitiriyor. | TED | الاولى .. ان الغرب يخسر بسرعة كبيرة تأثيره في العالم |
Her artış, etkisini karbon dioksitten çok daha ciddi kılıyor. | TED | رطلًا بعد رطل، فإن تأثيره المباشر أكبر بكثير من ثاني أكسيد الكربون. |
Şimdi bu konuda birşeyler öğrenebilirsek ve etkisini güvenle kopyalayabilirsek,Dünya'da pekçok hayatı kurtarabiliriz. | Open Subtitles | الآن اذا درسناه ونسخنا تأثيره بأمان يمكننا إنقاذ كثيرين على الأرض |
Güneş nasıl o boş ve tepkisiz uzay boyunca uzanıp, etki ediyor? | TED | كيف لتأثير الشمس أن يصل بعيدا، عبر فضاء فارغ و خال، ليطبع تأثيره هناك؟ |
Örneğin, kafein dışadönük bireylerde içedönüklere göre daha etkili. | TED | على سبيل المثال يؤثر الكافيين أكثر بالمنفتحين من تأثيره على الانطوائيين |
Asya'nın su ve hava sistemleri üzerindeki büyük etkisiyle Tibet Platosu dünya nüfusunun neredeyse yarısının beslenmesini sağlıyor. | Open Subtitles | مع تأثيره العميق على الطقس فى اسيا وشبكات المياه تساعد الهضبة التيبتية لشرب تقريبا نصف سكان العالم. |
Zaman benim üzerimdeki tesirini kaybetti. | Open Subtitles | الوقت فقد تأثيره عليّ. |
Bay Carter'e duyduğun saygının farkındayım, fakat senin üstündeki etkisinin tamamen iyi olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنا على دراية بالإحترام الذي تكنه للسيد كارتر لكن أخشى أن تأثيره عليك لم يكن جيداً كلياً |
Her elementin nasıl keşfedildiğini ve toplumu nasıl etkilediğini yazarız. | Open Subtitles | و أقوم بتصنيف كلّ عنصر كيميائي اكتُشفَ و أذكر تأثيره على المجتمع |
Eğer öyleyse Hazine Bakanı Todarmalji bu kararın hazineyi nasıl etkileyeceğini açıklar mısın ? | Open Subtitles | بما أن هذا قرار حكومي فما تعليق وزير الخزانة على تأثيره أيها الامبراطور هذا القرار يؤثر سلباً على الخزانة الملكية |
Bu kadar büyük bir şeyin komşuları üzerinde büyük etkileri olacaktır. | Open Subtitles | شيء بهذه الضخامة لا بد أن يكون له تأثيره على جيرانه |
ve granola barlara da. Şeker hemen hemen her yerde olduğu için şu sorular epey önem kazandı. Şeker, beyni nasıl etkiliyor? | TED | وبما أن السكر في كل مكان فمن الضروري أن نفهم تأثيره على الدماغ. |