"تحصل على" - Translation from Arabic to Turkish

• elde
• alamazsın
• alıyor
• alıyorsun
• alırsın
• sahip
• alacaksın
• aldın
• almanı
• Bir
• alana
• almak
• almadın
• alabilirsin
• alamayacaksın

Ancak kontrol ederek ve düzenleyerek, o aerodinamik verimliliği elde edersiniz.
إلا إذا تمكنت من التحكم وتنظيمه سوف تحصل على الكفاءة الهوائية.

Bu gece diline hakim ol yoksa cankurtaranlık rozetini alamazsın.
راقب لسانكَ اللّيلة وإلاّ فلن تحصل على شارة الإنقاذ، أسمعتني؟

O krediyi alıyor musun? Sigortan var mı?
هل تحصل على ذاك القرض؟ هل تحصل على التأمين؟

Bekle Bir dakika, yani burada 5 sent alıyorsun orada 10 sent mi?
انتظر , هل هذا يعني أنك تحصل على خمسة سينتات هنا وعشرة هناك

Hatta belki terfi bile alırsın. O bahriyeliye gününü gösterirsin.
وربّما تحصل على ترقية وتُري ذلك البحريّ من هو الزعيم

Ayrıca, yol boyunca Bir arkadaşa sahip olmak güzel oluyor.
بالأضافة , انه جيد ان تحصل على رفقة اثناء الرحلة

Birinci haftayı doldurunca Bir hediye alacaksın, en çok neyin olmasını istersin ?
عندما نبيع أول محصول قمح سوف تحصل على هدية. ماالذى ترغب فيه أكثر؟

Bu arabayı aldın diye yanında bedava Barbi bebek verdiler mi?
هل تحصل على دميه باربي مجانا عند شرائك لهذه السياره؟ ؟

Onun ölmesini, gerçekten ölmesini istiyorsanız, benim ücretim 500,000$, ve bunun için maskeyi, bıçağı ve bütün kahrolası şeyleri elde edeceksiniz.
لذا, لو أردته ميتا ميت حقيقى أجرى هو 50000 دولار ومن أجل هذا تحصل على القناع المنجل, وكل شىء لعين كامل

Ciddi ciddi bununla Cinlerin Perisi'ni elde edebileceğini düşünmüyorsun değil mi?
انت لن تفكر بجدية التي يمكن ان تحصل على حورية الجان

Böyle Bir kadın peşinde olduğu şeyi elde edene kadar vazgeçmez.
امرأة مثل هذه لن تتوقف الى أن تحصل على ما تريد

Yüz dolar versen bile bu kutuyu alamazsın.
حتى لو قدمت لي صك بقيمة مائة دولار، فلن تحصل على هذا الصندوق

- O zaman kayık alamazsın. - O halde el koyarız.
عندها لن تحصل على القارب - نحن سناخذ واحدا فقط -

Bir avuç kadar yeterli.. Enerjisinin çoğunu Güneş'ten alıyor.
تحتاج مقدار قبضة فقط. فهي تحصل على معظم طاقتها من الشمس.

Korkarım ki Bir puan kaybettin o tam olarak Bir puan alıyorsun.
,فانا أخشى بأنك ستخسر نقاط على ذلك لذا تحصل على نقطه واحده

Orada yarısı var, beni takip edersen kalanını da alırsın.
لديك النصف هنا ، اتبعني وسوف تحصل على النصف الأخر

Çünkü kasada adamın olduğu sürece istediğine neredeyse sahip oluyorsun.
لأنك تريد شخصاً من الخزينة وكدت تحصل على ما تريد

Yine de paranı alacaksın. Burada projenin yönetimine başkanlık etmek isteyen var mı?
سوف تحصل على المال ، ايريد احد هنا رئاسة مراقبة هذا البرنامج ؟

Dur Bir dakika, kamera almadın da Capybara'ya smokin mi aldın?
أنتظر، أنتَ حصلت على البدلة للكابيبارا ولكنكَ لم تحصل على الكاميرا؟

- Evet. Fakat birilerini öldürmeden önce biraz yardım almanı isterim.
لكنّي أريدك أن تحصل على بعضه ساعد أمامك يقتل شخص ما.

Kafaları patlıyor." Bir tartışmaya girmenin sebebi rakibinizi nakavt edecek kadar güçlü olmasıdır.
رؤوسهم ستنفجر. الفكرة هو أنك تحصل على جدال هذا قوي بأنه سيقرع خصمنا

Evet, oraya Bir çok oyun mekaniği koyduk rozetleri aldığınız yere, alana göre lider tabloları yapmaya başlayacağız ve puanlar alabileceksiniz.
نعم، لقد وضعنا آلية لعبة هناك وأنت تحصل على هذه الشارات ونبدأ بالحصول على قائد في كل منطقة، وتحصل على النقاط

Bütün parmakları kırılmış. Şifreyi almak için ona işkence yapmış olmalısın.
وأصابعها تحطمت، لا بد أنك عذبتها لكي تحصل على الرقم السرّي

Bu karavanı alabilirsin ve büyük Bir ihtimalle iyi fiyat olur çünkü en kısa sürede şehirden ayrılmak istiyor.
تستطيع شراء هذه المقطورة، و ربما تحصل على عرض جيد حقا لأنه يريد الخروج من البلدة بأسرع وقت ممكن.

Benden uyku hapı istiyorsan, alamayacaksın.
إذا كنت تطلب مني منومًا فلن تحصل على شيء