"تحميه" - Translation from Arabic to Turkish

• korumak
• koruyorsun
• koruduğun
• koruyor
• koruduğunu
• korumaya
• koruman
• koruması
• koruyacak
• koruduğu
• korumalısın
• koruyordu
• koruduğunuz
• koruma
• koruyordun

Alınma Robert ama bir şeyin korunmasını istiyorsan, kendin korumak zorundasın...
لا أقصد الإساءة يا روب لكن إذا أردت حماية شيء فعليك أن تحميه بنفسك

Birbirinizi korumuşsunuz ama sen onu hâlâ koruyorsun.
لقد ساعد كلانا الآخر على البقاء أحياء في هذه الحياة لقد حميتما بعضكما البعض و أنت ما تزال حتى الآن تحميه

O koruduğun canavar kim bilir kaç kişinin canını yaktı veya öldürdü.
و الوحشُ الذي تحميه آذى و قتل أعداداً لا يعلمها أحد.

Kendi büyü onu koruyor çünkü O kaçtı ve ben onu bulamıyorum Ya da en azından öyleydi.
لقد هرب و لا يمكنني أن أجده .. لأن تعويذتك تحميه أو على الأقل كانت

Aptal herif, sen kimi koruduğunu sanıyorsun?
من الذى تحميه , اخبرنى ايها الاحمق الغبى ؟

Jocelyn her şeyi insanları korumaya yemin ettiği insanlar için yaptı.
كل شيء فعلته جوسلين فعلته لانقاذ الشعب التي أقسمت ان تحميه

Bir ailenin olması, koruman gereken bir şeyinin olduğu anlamına gelir.
طالما لديك عائلة فهذا يعني أن لديك شيئاً تحميه

Öğrencimin tıpkı benim giymiş olduğum gibi bir eldivenin koruması olmadan senin zehirli sayfalarını çevirmesini istemem.
بدون أن تكون هناك قفازات تحميه, كالتي ألبسها

Joseph onu 24 saat koruyacak ve gözünü ondan ayırmayacaksın.
جوزيف أريدك أن تحميه وأن تبقي عينك عليه طيلة الوقت

Ben onun annesiyim. Onu korumak için orada olmalıydım ama yoktum.
أنا الأم التي كان من المقترض أن تكون هناك لكي تحميه و لكنني لم أكن

Onun yaşında, kendini korumak için ablasına ihtiyacı olan her erkek büyüyünce de sürekli korunmaya ihtiyaç duyar.
أي فتى في عمره يجعل أخته تحميه. سيجد نفسه في حاجة للحماية كثيرا.

Adam seni iki kere öldürmeyi denedi, ve sen onu koruyorsun.
حاول الرجل قتلك مرتين, وأنت لاتزال تحميه

Kimi koruyorsun ya da neden koruyorsun umurumda değil ama an itibariyle ben seni korumaya başlayacağım.
لا أحفل بمن تحميه أو بالسبب. ولكن بدءاً من الآن، سأتولى حمايتك.

Onu 2 yıl önce koruduğun için, şu an ellerinde masum bir kadının kanı olduğunu fark ettin, değil mi?
ذلك انك تحميه قبل سنتان هنالك دماء امرأة بريئة

Affedersin. koruduğun adamla biraz konuşmam gerekiyor.
آسف، لكني في حاجة إلى التحدث إلى الرجل الذي تحميه

Çünkü şunu bilmelisin ki her kimi koruyor isen şu turuncuları giydiğinde ilk bencilliği onun yapacağından eminim.
لانك يجب ان تعرفى ان ايا يكن من تحميه سيكون بالتأكيد أنانياً عندما يرتدى نفس قميصك البرتقالى

Wo Fat bir sosyopat* bir terörist, babamı öldürttü, ama annem hala onu koruyor.
ووفات معتل اجتماعيا انه ارهابي لقد قتل ابي و امي تحميه

İkimizde kimi koruduğunu çok iyi biliyoruz.
تحمي حانتك؟ كلانا يعرف تماماً ما الذي تحميه

Artık onu koruman gerekmiyor. O öldü.
ليس من الضروري ان تحميه لقد مات

Ve aynı zamanda koruması gerektiğini hissettiği birisiydi.
لأنها شعرت بأنّها تحتاج أن تحميه في نفس الوقت

Bu kaçık adam dünyayı havaya uçururken onu koruyacak iblisler mi var, yoksa...
هذا الرجل المجنون لديه شيطاين تحميه --عندما يفجر الكوكب أو شيء من هذا القبيل ماذا سوف يفعل؟

Ne olursa olsun koruduğu sır. Oh... Oh...
السر الذي كانت تحميه مهما كلف الثمن لا تفعلي امي توقفي جدتي

Onu götürmelisin ve ne kadar sürerse sürsün onu korumalısın.
يجب أن تأخذه معك ، يجب ان تحميه مهما حدث.

Denedim ama donanma herifi koruyordu.
كما تعلم, لقد حاولت, ولكن البحرية تحميه

Bir koruma olarak, sadece koruduğunuz kişiye sadık olacaksınız.
كحراس شخصيين, أخلاصك الوحيد لمن تحميه

Onu şampiyonluktan koruyordun.
لقد كنت تحميه من الحصول على البطولة