"تختار" - Translation from Arabic to Turkish

• seçim
• seçmek
• seç
• tercih
• seçiyorsun
• seçer
• seçtin
• seçiyor
• seçersin
• seçmen
• karar
• seçmelisin
• seçme
• seçecek
• seçebilirsin

İkimizden birini seç demiyorum ama bir noktada aramızda seçim yapmak zorunda kalacaksın.
وانا لا أقول أنه يجب أن تختار أحدنا ولكن أحياناً ستضطر لاختيار أحدنا

Bu sınavı geçmek istiyorsan dikkatli seçim yapsan iyi edersin.
واذا كنت تريد الفوز بهذا الإختبار عليك ان تختار بعناية

Corky, her zaman, en iyi olanları seçmek ama, sen, gördüğünüz gibi
, كوركي , أنت دائما تختار أفضل الأوقات , لكن كما ترى

Yani eğer bir değişim yaratacaksak, eğer bu tür imkanlara sahip olacağımız bir dünya yaratacaksak, o zaman insanlara imkan tanımayı tercih edin.
إذا أردنا إحداث ذلك التغيير، إذا أردنا خلق عالم حيث تكون لنا جميعا نفس هذه الفرص، إذا عليك أن تختار فتح الباب للناس.

Toplu cinayeti seçiyorsun ve söyleyeceğin hiçbir şey mazur gösteremez!
أنت تختار القتل الجماعي ولاشيء مما تقوله يجعل هذا حسن

karar bizim, ancak bazen hayat bizim adımıza seçer ve bunu bize haber vermez.
نحن لدينا الاختيار، ولكن أحيانًا الحياة هي من تختار لنا، ولا نحصل على فرصة الانتباه

Bir seçim ile sonuçlanır: Plana, finansman kaynağına göre mi hizmet edersiniz yoksa gereksinimlere göre mi?
عليك أن تختار: هل تخدم الخطة، المتبرع، أم هل تخدم الحاجة؟

Bir seçim yapmanız gerekirse, hangisini istersiniz? Bilindik olan mı yoksa nadir görünen mi?
إذا قدر لك أن تختار ، فأي منهما تفضل الأصابة به؟ المرض الشائع أم المرض النادر؟

Birşey söyleyemeyiz. seçim yapacak kadar yaşlısın.
لا يمكننا قول أي شيء، فأنت عاقل بما يكفي وتستطيع أن تختار

Onun ölümüyle bir taraf seçmek zorunda kalacaksın ve düzen eski haline dönecek.
بموتها هي سيكون لزامًا عليك أن تختار جانبًا وسيتم إستعادة النظام من جديد.

30 adet alabileceğiniz gıda ürünü var ve siz 5 tanesini seçmek durumundasınız.
لديك 30 احتمال للطعام، ويجب أن تختار منهم خمسة.

Şimdi sana olan şükranımı göstermek için, İstiyorum ki... ..sana işini yapmanda yardım edecek birşey seç.
والآن لأعبّر لك عن امتناني، أريد منك أن تختار شيئاً.

Lauren Hodge: Eğer bir restorana gitseydiniz ve daha sağlıklı bir şeyler yemek isteseydiniz, tavuğunuzu ızgarada mı yoksa yağda kızartılmış olarak mı tercih ederdiniz?
إن كنت في مطعم و أردت أن تختار طعام صحي أكثر فماذا ستختار, الدجاج المقلي او المشوي ؟

Sadece yanında kimi götüreceğini seçmiyorsun aynı zamanda kimi geride bırakacağını seçiyorsun.
أنت لا تختار من سنأخذ فحسب ولكنك تختار من سنتركه خلفنا أيضًا

Belki yemek pişirecek zamanı yoktur, bu yüzden hazır yemekler seçer, bu genellikle ne anlama gelir?
ربما ليس لديها وقت للطبخ، لذلك تختار إعداد وجبات تناسب أوقاتها، وماذا يعني ذلك عادةً؟

Başka şarkıyı, şehri, daireyi, krediyi, adamı değil, bu şarkıyı seçtin.
تختار هذه الاغنية, ليس غيرها, تلك المدينة, تلك الشقة, ذلك الرجل

Üzgünüm ama bu benim suçum değil. Hanımefendi partnerlerini kendi seçiyor.
أنا آسف، لا تلوموني ولكن السيدة هي التي يجب أن تختار

Yani ya oynamayı bırakmayı seçersin ya da seni güvende tutmak için tutuklarım.
لذا إما أن تختار أن تتوقف عن اللعب أو أقبض عليك لأجل حمايتك

İyi de seçmen gerek ama öncesinde teslimiyetini bana vermelisin.
ولكن يجب ان تختار في البدايه يجدر بك تستسلم لي

Tamam mı? Hangisine karar vereceğin inan umurumda bile değil.
أيهما تختار القيام به ، أنا لا أعطي حقا قرف

Hangi kutuların az ya da çok yakut içerdiğini bilme şansın olmadığından her biri için aynı sayıyı seçmelisin.
لأنّه لا توجد أي طريقة لمعرفة أي الصناديق يحوي عدداً أكثر أو أقل من الياقوت فيجب أن تختار الرقم ذاته لكل الصناديق.

Bu atışı yaparsan, öğle yemeğinde nereye... gideceğimizi seçme şansına, ne dersin?
اذا قمت بها ساجعلك تختار مكان تناول الغذاء اليوم , حسنا ؟

Roma, çocukları arasından yeni bir kral seçecek, ve daha acımasız olacak, ama kalplerinizi serin tutun, çünkü Tanrı bizi terk etmeyecek.
روما سوف تختار ملكا من ابنائها ، وستكون قبضته اقوى ولكنكم يجب ان ترفعوا قلوبكم الى الله الذي لن يتنازل عنا

Bir yarışma programında olduğunu düşün ve şu iki ödülden birini seçebilirsin: Bir elmas ya da bir şişe su.
تخيل نفسك في برنامج مسابقات ويمكنك أن تختار بين جائزتين: ماسة أو عبوة مياه.