"تربط" - Translation from Arabic to Turkish

    • bağlayan
        
    • bağlar
        
    • bağlı
        
    • bağlanır
        
    • bağlamak
        
    • bağlamayı
        
    • bağlıyor
        
    • bağla
        
    • bağlayacak
        
    • bağlanıyor
        
    • bağlantılı
        
    • bağı
        
    • bağlardı
        
    • bağlarken
        
    • bağlayabilir
        
    Şimdi kilo ile hareketsizliği birbirine bağlayan bu araştırmalar var, ayrıca artık kilo ile yaşadığımız yerleri ilişkilendiren araştırmalar da var. TED لذا لدينا هذه الدراسات الذي تربط الوزن بالخمول، بل حتى أكثر . لدينا الآن دراسات تربط الوزن إلى المكان الذي تعيش فيه.
    Ormanın gelişimini tetikleyen çürüme döngüleri var. Dahası ayaklarınızın altında resmen çevrenizeki bütün bitkileri birbirine bağlayan mantar ağları var. TED هناك فترات من الاضمحلال تقود نمو الغابات، وهناك شبكات من الفطر تحت قدميك والتي تربط حرفيًا جميع النباتات حولك.
    ilkesi. Bu düşünceler içimizdeki değerle zenginliğimizi, statümüzü ve görünümümüzü birbirine bağlar. TED هذه الأفكار تربط ثروتنا وحالتنا وصورتنا بقيمتنا الفطرية والشخصية
    CIA paravan şirketleri Mülk kayıtları CIA"den doğrulattığım paravan şirketlere bağlı. Open Subtitles سجلّات الملكية تربط إلى لما أكدته وهو وجهة لوكالة المخابرات المركزية.
    Yani bir fikir seçin ve tüm konuşmanız boyunca aynı temada gitmeyi sağlayın, böylece söylediğiniz her şey bir şekilde ona bağlanır. TED لذلك إختار فكرة واحدة وإجعلها خيطا يجري خلال مجمل الحديث بسلاسة لكي تستطيع أن تربط كل ما تقول مع بعضه البعض.
    Yepyeni kotunuzu kafalarına bağlamak iyi bir fikir olurdu bence. Open Subtitles أعتقد أنها فكرة رائعة أن تربط بنطالك الجينز فوق رؤوسهم
    Sen 40 yaşına kravat bağlamayı öğrenemeden nasıl geldin? Open Subtitles كيف تبلغ سن الأربعين ولا تعلم كيف تربط ربطة العنق؟
    Çok kalabalık olurdu, bir nöronu diğer bir nörona bağlayan yapılarla dolu. TED كانت لتبدو شديدة الإزدحام، غنية بالتركيب، و الوصلات التي تربط الخلايا العصبية ببعضها البعض.
    Fiber optiğin geliştirilmiş bir versiyonuydu, gezegenimizi birbirine bağlayan ve interneti mümkün kılan gizli ağ. TED لقد كان نسخة مطورة من الألياف البصرية الشبكة الخفية التي تربط عالمنا وتجعل الأنترنت مُمكناً.
    Yıldızları birbirine bağlayan çizgilerin ve toprağı bölen çizgilerin sadece kafamızda olduğunu çoğunlukla unutuyoruz. TED ننسى في الغالب أن هذه الخطوط التي تربط النجوم وتلك الخطوط التي تقسم الأرض تعيش فقط في رؤوسنا.
    Bu belge, kocanızı Japon ordusuna satılan silahlarla bağlayan tek kanıt. Open Subtitles هذا هو أحد الدلائل التي تربط زوجك ببيع الأسلحة لليابانيين
    Bayan Macintosh ile beni birbirimize bağlayan duyguları anlayamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تتفهم المشاعر التي تربط بيني وبين الآنسة ماكينتوش
    Fakat, vücuda şekil vermek için yağ ve galvanizleri birbirine bağlar. Open Subtitles لكنها تربط الدهون ببعض و يتم تحفيزها لتشكل جسدا
    Ve aslında, iki farklı zamandaki iki farklı yeri birbirine bağlar. Open Subtitles إنها في الواقع تربط مكانين منفصلين وزمنين مختلفين
    Ancak birbirine bağlı verilerin araştırılması yoluyla, işittiklerimizin hem yoğunluğu hem de çeşitliliğinden daha kesin sonuçlara varmayı başarıyorum. TED غير ان مقارنه هذه البيانات التي تربط بين كلا من كثافة وتنوع ما نسمعه استطعت ان اصل الى نتائج اكثر دقه
    Ölmüş bir adamın karısı bir kazığa bağlanır ve canlı bir şekilde kocasının cenazesinde yakılırmış. Open Subtitles إنّه المكان الذي تربط فيه الأرامل بوتِد ثم تحرق حيّة في جنازته
    Öyleyse ben sosyal psikologum ve ahlak üzerine çalışıyorum, ve ahlaktaki en önemli prensiplerden biri de şudur ahlak gözleri bağlamak ve kör olmaktır. TED حسناً، انا سايكولوجي اجتماعي، و ادرس الاخلاقية او المعنوية و احد أهم اعمدة العلوم المعنوية هو ان المعنوية تربط و تُعمي
    Bir daha ipi bir yere bağlamayı unutma. Open Subtitles فقط تذكر أن تربط نفسك اولا المرة القادمة
    Mavi çizgiler ise yıllar geçtikçe o ağda bulunan insanları birbirlerine bağlıyor. TED والخطوط الزرقاء تربط الناس الموجودين في تلك الشبكة سنة تلو أخرى .
    - Benim hatam değil! - Sana çadırı aracın tepesine bağla dedim! Open Subtitles ـ هذا ليس ذنبي ـ قلت لك ان تربط الخيم على السقف
    ...ve sanığı bu silaha bağlayacak herhangi bir kanıt var mı? Open Subtitles وهل هناك أيّ أدلّة على الإطلاق تربط المدّعى عليه بهذا السلاح؟
    - Kitaptaki ilk ceset bir çapaya bağlanıyor ve rıhtımda denize atılıyor. Open Subtitles الجثة الأولى في الكتابِ تربط إلى مرساةِ وتسقط في الماء بجانب المارينا
    Çünkü ayrıca cinayetlerin bağlantılı olabileceği duyumunu aldık. Open Subtitles وايضا لاننا سمعنا اشاعه تربط ربما بين جرائم القتل
    O kadar farklı hayatları var ki polis aradaki bağı yeni kurabildi. Open Subtitles نعم، كانتا تعيشان حياتين مختلفتين جداً ولم تربط الشرطة بين اختطافهما حتى الآن
    Daha ufacık çocukken anneniz bazen saçınıza veya kolunuza bir bant bağlardı. Open Subtitles حين كنتما صغيرين أمكما كانت تربط شريطاً في شعركما أو حول ذراعكما
    Bahse girerim, bu sabah... ayakkabı bağcıklarını bağlarken... aklına gelen en son şey... günün sonunda, bugünün sonunda... aynı bağcıkların morg görevlisi tarafından çözülmesi... ihtimali olmuştur. Open Subtitles واراهن أن الشيء الأخير الذي كنت تفكّر به عندما كنت تربط أربطة حذائك هذا الصباح كان هناك فرصة
    Zamanla, hızlı tren ağı tüm Pasifik sırtını bağlayabilir. TED في نهاية المطاف، شبكة سكك حديدية عالية السرعة قد تربط العمود الفقري للمحيط الهادئ بأكمله.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more