| - Bu öğleden sonra yola çıkıyorum. - Annem hemen yola çıkmanı istiyor. | Open Subtitles | ــ لكنني سوف أغادر عصر اليوم ــ لا، ماما تريدك أن تغادر حالاً |
| Annen beni aradı ve... senin eve gelmeni istiyor, bilirsin. | Open Subtitles | أمّك اتصلت بي و تريدك حقا ان ترجع للبيت، تعرف |
| Senden saat onda aşağıya inmeni istiyor, ondan önce değil. | Open Subtitles | تريدك أن تنزل إليها في العاشره ، ليس قبل ذلك. |
| Onu çıkarmalıyız. Bana söylediğine göre bu işe dahil olmanı istemiyor. | Open Subtitles | .ـ علينا انقاذها .ـ دعني أذكركم أنها لا تريدك أن تتّدخل |
| Polis seni suç mahalinde istiyor. Acil bir durum diyorlar. | Open Subtitles | المباحث تريدك أن تعاين مسرح جريمة قالوا ان الأمر عاجل |
| Başkan yardımcısı başkanlığa adaylığını koyacağını duyurduğunda yanında olmanı istiyor. | Open Subtitles | نائبة الرئيس تريدك ان تكوني معها عندما تُعلنُ تَرشحها للرئاسة. |
| Seni tanımak için daha günlük bir şekilde seninle bu akşam buluşmak istiyor. | Open Subtitles | إنها تريدك أن تلتقي بها الليلة في بيئة عفوية أكثر حتى تتعرف عليكِ |
| Bu yanlızca bir anlama gelir, ona yazmanı istiyor. | Open Subtitles | هذا يمكن أن يعني شيئا واحدا أنها تريدك أن تراسلها |
| Parayı 721 Lombard Sokağı'na getirmeni istiyor. | Open Subtitles | انها تريدك ان تأخذ المال إلى 721، شارع لومبارد |
| Tamam, annenle ilgili. Seni uyandırmak istiyor. | Open Subtitles | حسنا، وماذا عن أمك التي تريدك أن تستيقظى |
| Ve Cynthia gelecek bir kaç günü bizimle birlikte geçirmeni istiyor. | Open Subtitles | ا سينثيا تريدك ان تقضى معنا الأيام القادمة |
| Çünkü karısı böyle istiyor. | Open Subtitles | تفعليه ان تريدك ما بالضبط انه تفعليه ان تريدك ما بالضبط انه |
| Büyükannen hala seninle birlikte yaşamak istiyor, ama artık yaşlı bir kadın o. | Open Subtitles | جدتك تريدك أن تعيشي معها ولكنها إمرأة مُسنّة الآن |
| Büro oraya gidip... gangster arkadaşlarının ilgisini ona çekmeni istiyor. | Open Subtitles | والأدراة تريدك أن تذهب هناك ولترى إذا أحد مهتم من من أصدقائك العصابة |
| - Şartsız şurtsuz. Yeğeninin ameliyatı için senden başkasını istemiyor elbette. | Open Subtitles | إنها تريدك أنت و ليس أى شخص آخر أن تجرى العملية الجراحية لإبنة أختها |
| Anladığım kadarıyla sanık avukatlığını sizin yapmanızı istemiyor | Open Subtitles | فهمت أن المتهمة لا تريدك أن تكون محامي الدفاع عنها |
| Seni sevdiğini ve senin mutlu olmanı istediğini. | Open Subtitles | أنها تحبك وأنها تريدك أن تكوني في منتهي السعادة |
| Vanessa huzur içinde. Senin devam etmeni istedi. | Open Subtitles | فينسا ، تنعم بالامن تريدك ان تستمري في حياتك |
| Danny, Ralphie, anneniz aradı. Sizi eve çağırıyor. | Open Subtitles | داني رالفين لقد اتصلت امك و تريدك في البيت |
| Öyle birini kaybetmenin ne demek olduğunu bilemem fakat... senin mutlu olmanı isterdi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | الآن , لا أعرف ما هو شعور فقدان شخص ما هكذا لكن أعتقد أنها لكانت تريدك أن تكون سعيداً |
| Bir baba gibi davranmana ihtiyacı var. Başarabilecek misin? | Open Subtitles | انها تريدك ان تكون صلب هل لديك اى صلابة متبقية ؟ |
| Bir kadın seni istemediğini söylüyorsa yalvarmanın hiçbir faydası olmaz. | Open Subtitles | عندما تقول إمرأة أنها لا تريدك فإن التوسل لا يفيد |
| Sana söylemedi çünkü onu görev gibi kabullenmeni istemedi. | Open Subtitles | هي لم تخبرك لأنها لم تريدك أن تجعلها تتخلى عن احساسها بالواجب |
| Marion seni şüpheli tiplerle görmek istemez. | Open Subtitles | ماريون لا تريدك أن تقابلي أشخاص مشبوهين |
| Senin de burada ölmeni istemezdi. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون قد أرادتك أن تموت هنا أيضاً, روجر انها تريدك أن تحيا |
| Bilmiyorum. Belki de seni yeniden kendine aşık etmek istiyordur. | Open Subtitles | لا أعرف ، ربما تريدك أن تقع فيها مرة أخرى |
| Karının gecede dört, beş defa sevişmek istemesi ve senin yapamamandır! | Open Subtitles | عندما تريدك زوجتك أن تنكحها أربع أو خمس مرات في الليلة و لا يمكنك |
| Annem onu tekrar oraya götürmemi istiyordu. | Open Subtitles | امــي تريدك ان تأخذها الى هناك مرة اخرى. |
| O da seni istiyormuş. Ama işinin bitmesini beklemelisin. | Open Subtitles | هي تريدك أيضاً ولكن لابد أن تنتظر حتى تنتهي من عملها |