"تعرفت" - Translation from Arabic to Turkish

• tanıdım
• tanıştım
• tanıyorsun
• tanıdın
• tanıyorum
• tanıdı
• tanıyor
• teşhis
• tanıştın
• tanıştınız
• fark
• tanıdık
• tanıyorsunuz
• hatırladım
• hatırlıyorum

Clay'i görür görmez tanıdım ve onu, dizlerini gözlemlemeye yetecek kadar oyaladım.
لقد تعرفت على كلاى فورا ,وقد ماطلته ليكون لدىَ الوقت لافحص ركبتيه.

Gazetedeki resminden tanıdım, sonra da üzerinde Dawlish hanedanının arması bulunan yüzüğünü buldum.
لقد تعرفت عليه من صوره فى الجرائد ورمز عائلة دوليش على الخاتم لديه

Ve derken Yoyo ile tanıştım, Rapa Nuian'lı yerli bir rehber, ve Yoyo'nun yüzüne bakarsanız bu ifadeyi nereden esinlendiklerini anlayabilirsiniz.
ومن ثمّ تعرفت علي يويو، وهو مُرشد سياحي من سكان الجزيرة الأصليين، وإذا تمعّنت وجه يويو، ستكتشف من أين أتوا بالإلهام.

Şimdi, sen bu adamı tanıyorsun, ve onu havaalanından aldığını anımsıyorsun.
والآن تعرفت على الرجل وتتذكر أخذه من المطار ؟

Ne ilginç bir soru. Şu pikapı tanıdın mı?
سؤال مثير للاهتمام هل تعرفت على الشاحنة؟

Yıllardır seni tanıyorum ama biricik kızını bir kez olsun görmedim.
لقد تعرفت عليكَ منذُ عقود ولم أرى وجه ابنتكَ العزيزة أبدًا.

Seni tanıdı sanırım! Kalktı, yine oturdu. Karar veremiyor.
لماذا ، انها تعرفت عليك ، انها تنهض انها تجلس ، انها لا تستطيع أن تقرر شيئا

Temizlikçi kadın bulmuş. Onu tanıyor musun?
عثرت عليها الخادمة هذا الصباح هل تعرفت عليها؟

Bayan Constance Riley'in sanıkların arabasını teşhis ettiği kayda geçilsin.
فلتسجل المحكمة أن السيدة كونستانس رايلي تعرفت على سيارة المتهمين

- Seni ânında tanıdım. Her yerde senin hikâyen vardı.
لقد تعرفت عليك في الحال فقصتك كانت في كل مكان

Benim işimde, yıllardır birçok insan tanıdım, gitmek ve ölmek için hazırlardı.
في عملي وعلى مر السنين , تعرفت على الكثيرين ممن كانوا مستعدين للمغادرة مستعدين للموت

Hayatım boyunca bir sürü balık tanıdım.
لقد تعرفت على الكثير من الأسماك في حياتي ..

Onun Karayib'deki bağlantıları Afgan esrarının içine bağlı. Esrar işinde tanıştım.
أن صلاته الكاريبية تتمتد الى المخدرات الافغانية تعرفت عليه في مقهى

Evet, ama sen benim kuzumsun. Onu nerden tanıyorsun?
أعلم لكنك الآن صديقتي فقط وأيضاً كيف تعرفت عليه ؟

- Onu tanıdın mı?
هل تعرفت عليه؟ لا، لَكنه كان شابا ونشيطَا..

Komiser, ateşleyicinin oradaki adamı tanıyorum.
لقد تعرفت لتوى على شخص هناك عند الناسف يا كابتن

Fotoğraf net değildi fakat onu tanıdı.
الصورة لم تكن واضحة تماما, ولكنها تعرفت عليها

Princeton'da seni tanıyor muydum, Tom?
هل سبق و أن تعرفت عليك في برينستون يا توم ؟

Kafedeki tezgahtar kadın gösterdiğim fotoğraftan Rusk'ı teşhis etti.
المرأه التى تقف خلف الطاوله فى المقهى تعرفت فعلا على راسك من الصوره التى أريتها لها

Dul Kadın ve Örümcek Mike'la tanıştın.
حسناً ها قد تعرفت علينا الارملة.. و مايك العنكبوت

Afedersiniz. Kocanızla böyle mi tanıştınız?
معذرة، هل هكذا تعرفت على زوجك؟

Ben de bu düzeni fark ettiğimden beri nedenini öğrenmek istedim. Bulduklarıma göre ekranlardaki bu eşitsizliğin iki nedeni var: İçerik oluşturucuların cinsiyeti ve izleyicinin yanlış anlaşılması.
لذلك، سرعان ما تعرفت على هذه الأنماط، كنت أرغب في معرفة السبب، وتبين أن هناك عاملين لعدم المساواة على الشاشة: جنس صانع المحتوى وسوء الفهم من الجمهور.

Konuşurken dinleyiciler arasında tanıdık bir yüz gördüm.
وبينما كنت أتحدث، تعرفت على وجه مألوف بين الحضور.

Laird'i nereden tanıyorsunuz? Uh... Kızımın erkek arkadaşı.
كيف تعرفت على ليرد؟ إنهُ برفقة ابنتي. سعدت بالحديث معك.

Özür dilerim. Sizi... hatırladım da. Otelin yanında görmüştüm.
أنا أسف , ولكني فقط تعرفت عليكِ لقد رأيتكِ بجوار الفندق

Sizi zar zor hatırlıyorum.
بالكاد تعرفت عليِكِ