| Bildiğiniz gibi Bodnar'ın parasını buradaki Osterhagen Bankası'ndaki kiralık kasaya kadar takip ettim. | Open Subtitles | كما تعلمين,لقد تعقبت أموال بودنار الى صندوق ودائع آمن هنا فى بنك أوسترهاجن |
| Sana tecavüz eden dört adamı selam vermek için mi takip ettin? | Open Subtitles | إذاً ماذا ، هل تعقبت الرجال الذين أغتصبوكِ لتلقي عليهم التحية ؟ |
| Rusları, buradan uzakta olmayan bir depoya kadar takip ettim. | Open Subtitles | تعقبت الروس حتى وصلت إلى مستودع ليس بعيداً عن هنا |
| Senin istediğin tür işler yapan bir yerin izini bulmuştum. | Open Subtitles | تعقبت محلاتنا التي تعمل على هذه البندقية التي تسأل عنها |
| Evergreen adlı hesabın izini sürüp sahibinin adını buldum. | Open Subtitles | لقد تعقبت هوية إيفرجرين ووجدت إسم المالك |
| Ben Kızılderilileri birkaç mil izledim. Geri dönmeyecekler. | Open Subtitles | ، تعقبت تلك العصابه لبعد ميل إنهم لن يعودوا |
| Çete elemanının aramasını araştırdım, bu ahbabın numarası ödemeli bir telefondan. | Open Subtitles | عندما تعقبت مكالمة فرد العصابه اجريت ياصاحبي من خلال كابينه مدفوعه |
| İki adamını o müzikhole kadar takip ettim. | Open Subtitles | وقد تعقبت اثنين من رجاله حتىقاعةالموسيقى. |
| Ödül avcısı Jango Fett'i Geonosis'teki droid dökümhanelerine kadar takip ettim. | Open Subtitles | لقد تعقبت أثر صائد الجوائز جانغو فيت إلى مراكز سبك الرجال الآليين على جيونوسيز |
| Tamirci hangarında minyatür bir kara delik oluşturmak için uçan metal parçalarıyla birleştirilmiş uzay-zaman sisteminin dönüşlerini takip ediyordum. | Open Subtitles | تعقبت قطعاً في بنية الحيزالزمانيالمكاني.. تجمع مع قطع معدنية منقولة جواً من المتجر لصنع ثقب أسود ضئيل |
| Eşleşen parmak izini sistemden silenin bağlantısını takip ettim. | Open Subtitles | لقد تعقبت الإتصال للنظام الذي قام بمحو ملف تطابق البصمات |
| Her neyse, enerji değişimini takip ettin, cesedi buldun. | Open Subtitles | على أية حال ، غالباً ما ستكون قد تعقبت النشاط الصدعي ووجدت الجثة |
| Geçen hafta Sons of Anarchy'yi Nevada'ya kadar takip ettim. | Open Subtitles | أبناء الفوضى تعقبت إلى "هندين هيلز ، نيفادا" الاسبوع الماضي |
| Hayatım boyunca bir sürü şeyin izini sürdüm - el çantaları, köpekler, kaçamak yapan kadınlar - | Open Subtitles | .. لقد تعقبت الكثير من الاشياء خلال عملى الحقائب ، الكلاب ، ازواج |
| Maalesef, Slushie Makinasının izini sürdüğüm zaman... içinde birşeylerin hareket ettiğini gördüm. | Open Subtitles | ولكن ولسوء الحظ عندما تعقبت مكان آلة الخلاط الموحلة وجدت شخصا أخر قد سكن فيها قبلي |
| Smythe'i Sri Lanka'ya kadar izledim, ve geri götürmeden önce işlerini halletmesi için ona 24 saat verdim. | Open Subtitles | وقد تعقبت سمايث الى سريلانكا وأعطيته 24 ساعه ليُفصح عن علاقاته قبل أن أعود به |
| Açıları kullanarak merminin gittiği yolu izledim. | Open Subtitles | لقد تعقبت مسار القذيفة لقد أتت الرصاصة من ذلك الممر |
| Federal olarak çalıştığım ilk yıl, birini bir otele kadar izledim. | Open Subtitles | في أول سنةً لي كعميد لقد تعقبت رجلاً للفندق |
| Minibüsün plakasını araştırdım... sahteymiş. | Open Subtitles | لقد تعقبت أرقام لوحة السيارة واتضح أنها مزيفة |
| Federaller bütün kostümlü ucubelerin IP adreslerini tespit etti. | Open Subtitles | الشرطة الفدرالية، تعقبت عنوانين الإنترنت إلى كل من يلبس البدلات |
| - Cep telefonu takibe alındı mı? | Open Subtitles | هل تعقبت إتصالات هاتفه النقال ؟ |
| IP adresinden Cancun'daki bir otel odasında olduğunu tespit ettim. | Open Subtitles | لقد تعقبت عنوان "أي بي" غير معروف إلى غرفة في منتجع في "كانكون". |