"تعلمين بأن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu biliyorsun
        
    • olduğunu biliyor
        
    • olduğunu biliyordun
        
    • olmadığını biliyorsun
        
    Yıkadım ama bazı bakterilerin yararlı olduğunu biliyorsun değil mi? Open Subtitles لقد فعلت ولكن تعلمين بأن هناك شيء يسمى الفطريات الصديقة
    Kardeşimin bir köpek olduğunu biliyorsun, değil mi? Open Subtitles أنتِ تعلمين بأن أخي قذر .. أليس كذلك ؟ ؟
    Bak, onun geçmişini ve suç kaydı olduğunu biliyorsun. Open Subtitles حسناً, تعلمين بأن لدية تاريخ وسِجل إجرامي
    Vücutta 206 kemik olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل تعلمين بأن هناك 206 عظمات في الجسم البشري؟
    Milislerin bir zamanlar bu ülkenin yasal ve gerekli bir savunma kaynağı olduğunu biliyor muydun? Bu adamlara göre hala öyleler. Open Subtitles هل تعلمين بأن تلك المليشيات كانت مصدر شرعي وضروري للدفاع عن هذا البلد؟
    Kızın sorunun ölümcül olduğunu biliyordun yani. Open Subtitles . إذاً كنت تعلمين بأن إضطراب الفتاة قاتل ؟
    Doğru olmadığını biliyorsun. Hayır! Çık! Open Subtitles التي كانت تنتبه لي تعلمين بأن هذا ليس صحيح لا ..
    İki ayrı odamız olduğunu biliyorsun, değil mi? Open Subtitles تعلمين بأن لـدينا غرفتين منفصلتين الآن،صحيح ؟
    - Kırmızının favorim olduğunu biliyorsun! Open Subtitles أنتِ تعلمين بأن الأحمر هي نكهتي المفضلة نعم
    Yaptığının yanlış olduğunu biliyorsun. Open Subtitles أنت تعلمين بأن ما فعلتيه كان خطأ
    Burada çalışan herkesin üzerine düşen görevi olduğunu biliyorsun değil mi? Open Subtitles تعلمين بأن كل موظف له دور ملائم ، صحيح؟
    Bunun numaradan olduğunu biliyorsun değil mi? Open Subtitles تعلمين بأن هذا تظاهر, أليس كذلك؟
    Onun hakkında konuşmanın yasak olduğunu biliyorsun. Open Subtitles تعلمين بأن التحدث عنها أمر محظور
    Yunusların gey köpekbalıkları olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل تعلمين بأن الدلافين هم أسماك قرش شاذة
    Madison'daki Dorset Banka'sında bir emanet kasası olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل كنت تعلمين بأن لديها صندوق أمانات سري في مصرف دورسيت في ماديسون؟
    Botanik dilinde limonların salkımlı meyve olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل تعلمين بأن النباتيون يقولون بأن الليمون من الثمار اللبّيّة ؟
    Bunun, benim gitmediğim tek danışman olduğunu biliyor musun? Open Subtitles هل تعلمين بأن هذا هو نوع الاستشارة الوحيد الذي لم أأخذه ؟
    Oranın önceden kocana Tae Suk'a ait olduğunu biliyor musun? Open Subtitles هل تعلمين بأن المقعد كان لزوجكِ تاي سوك ؟
    Madem olanların SHP'ye karşı olduğunu biliyordun, orada tam olarak ne yapıyordun? Open Subtitles بما انك تعلمين بأن هذا انتهاك لقوانين اداء الاجراءات القياسي فما الذي كنت تفعلينه هناك اذاً؟
    Thura Amblemi'nin şahitlerde olduğunu biliyordun ve bunu benden sakladın. Open Subtitles كنتِ تعلمين بأن الشاهدان لديهما شعار ثورا ومع ذلك قمتِ بأخفاء الأمر عني
    Ama sen, bunun doğru olmadığını biliyorsun, değil mi anne? Open Subtitles لكنك تعلمين بأن هذا ليس صحيحاً ، أليس كذلك ، امي؟
    Bunun doğru olmadığını biliyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت تعلمين بأن تلك ليست الحقيقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more