| Steve ve Miranda üç haftadır birbirlerine nazik davranıp ayrılık dansı yapıyorlardı. | Open Subtitles | ستيف وميراندا تم القيام ومهذبا تجنب كل-الآخر تفكك الرقص لمدة ثلاثة أسابيع. |
| Şehirde ihtiyacı olanlar için yapılan bir ayrılık evi olmalıydı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك تفكك المساكن الممولة المدينة لمن هم في أمس الحاجة إليها. |
| Ve Sayın Başkan kötü bir ayrılık yaşadım, o yüzden ağırdan almalıyız. | Open Subtitles | و، سيدي الرئيس، أنها كانت سيئة تفكك. لذلك أنا بحاجة لاتخاذ هذا بطيئة. |
| Sevgililer Günü'ne iki gün kala Eş-Patronlar Ayrılma Servisi patlama yaşamıştı. | Open Subtitles | مع عيد الحب يومين فقط بعيدا، خدمة تفكك شركة بوس والمزدهر. |
| Deliller kayboldu ve her şey dağıldı. | Open Subtitles | ضاع الدليل الاساسي و تفكك كل شيء في القضية. |
| İnsanlar ayrıldıktan sonra yapılan telafi seksinin önemli olduğunu söyler. | Open Subtitles | ويقول البشر أن ممارسة الجنس انتعاش مهم بعد تفكك. |
| Dünyam başıma yıkıldı. | Open Subtitles | ولقد تفكك عالمي |
| Bunu söyleyenler çoğunlukla kadınlar ayrılığı yeni atlatan kadınlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس هم عادة النساء. وهؤلاء النساء عادة الفرز من خلال تفكك. |
| Aslında çok kötü bir ayrılık yaşadım ve oradan uzaklaşabileceğim kadar uzaklaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أساسا لقد كان مجرد هذا تفكك سيئة حقا وأنا أحاول الحصول على بعيدة من هناك ممكن. |
| İstersen eskiden Charlie'ye yaptığım gibi, ayrılık malzemeleri getirebilirim. | Open Subtitles | إذا كنت تريد، ويمكنني أن سحب معا مجموعة تفكك مثل اعتدت على القيام به لتشارلي. |
| ayrılık acıydı. | Open Subtitles | ل يعني، كما تعلمون، تفكك الأذى... و |
| Ben de kötü bir ayrılık geçirdim. | Open Subtitles | ذهبت من خلال تفكك سيئة، نفسي. |
| Ben de kötü bir ayrılık geçirdim. | Open Subtitles | ذهبت من خلال تفكك سيئة، نفسي. |
| Senin durumundaki birini ayrılık çok etkileyebilir David. | Open Subtitles | تفكك العلاقات يُمكن أن يكون مُدمرًا لشخص في حالتك، يا (ديفيد) |
| Ayrılma gibi stresli bir dönemden geçerken ilaçların dengesiz hale gelebilir. | Open Subtitles | يمكن مدس لديك الخروج من التوازن عندما تذهب من خلال الشيء الضغط العالية مثل تفكك. |
| Sadece bir Ayrılma kasetini yirmi yıl saklaman tuhaf. | Open Subtitles | أنا لست غيور! اعتقد فقط ان هذا الامر غريب قليلا التي من شأنها أن عليك أن تبقي شريط تفكك لمدة 20 عاما. |
| Orada dağıldı, burada birleşti. | Open Subtitles | تفكك هناك و تجمع هناك |
| Böylece takımımız dağıldı. | Open Subtitles | لذا تفكك فريقنا |
| - Dedi ki biz ayrıldıktan sonra o ruh halinin görevlere nasıl yansıyacağını araştıracakmış. | Open Subtitles | قال -He البحث انه في حاجة لرؤية إذا كنا لا يزال من الممكن أداء ما أوجب علينا بعد تفكك لدينا، |
| Hayır,benim projem yıkıldı | Open Subtitles | لا ، مشروعي الذي تفكك |
| Kötü bir ayrılığı atlatmaya çalıştığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها كانت تحصل على أكثر من تفكك سيئة. |