"تقول أنّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu söylüyor
        
    • olduğunu söyledi
        
    • diyorsun ki
        
    • olduğunu söylüyorsunuz
        
    • diyor
        
    • söylüyorsun
        
    • Dediğine göre
        
    • olduğunu söyleyen
        
    • olacağına dair
        
    Bu mektup saatin iş hediyesi olduğunu söylüyor. Open Subtitles هذه الرسالة تقول أنّ الساعة هي هديّة عمل
    Kurşun kalem izlerini bile. Üç farklı çalışma, bunun çok etkili bir metod olduğunu söylüyor. Open Subtitles ثلاث دراسات منفصلة تقول أنّ هذه طريقة فعالة جدًا
    Cezaevi Müdürlüğü transfer evraklarındaki imzaların sahte olduğunu söyledi. Open Subtitles مرحباً، إدارة التصليحات تقول أنّ التوقيع المستخدم بأمر التحويل كان مزوّراً
    Yani diyorsun ki bu katil onları öldürerek çok daha büyük bir ızdıraptan kurtardığına inanıyor. Open Subtitles حسناً، تقول أنّ القاتل يخال نفسه ينقذ ضحاياه من حياة قاسية عن طريق قتلهم.
    Kar zarar tutarının insanlara yardım etmekten daha önemli olduğunu söylüyorsunuz. Open Subtitles تقول أنّ الحد الأدنى أكثر أهميّة من مساعدة الناس
    Güvenlik tedbiri diyor. - Son zamanlardaki soygunlar filan. Open Subtitles انّها تقول أنّ ثمّة تهديد أمني هذا حال كلّ السرقات مؤخرًا
    Kurbanımıza bir deniz kulağının saldırdığını mı söylüyorsun? Open Subtitles نعم. هل تقول أنّ الضحيّة هوجمت من قبل أذن البحر؟
    Emily'nin Dediğine göre vücudumuz dönüşümü tamamlamak için beslenmemizi istiyor. Open Subtitles العضلات تتوجع , الشعور بالسقم (إيميلى) تقول أنّ أجسادنا تدفعنا لتناول الدماء.
    Hey, elimde Diane Huxley adında, CTU için bilgisi olduğunu söyleyen bir kadın var. Open Subtitles لديّ هنا إمرأة تدعى دايان هجكسلى تقول أنّ لديها معلومات لوحدة مكافحة الإرهاب
    Planlar orada çamaşırhanenin altından geçen buhar tüneli olduğunu söylüyor. Open Subtitles المُخططات تقول أنّ هناك نفق بخار يمتدّ تحت المغسلة.
    Haftasonu da olsa sürülecek tarlalar olduğunu söylüyor. Open Subtitles تقول أنّ هناك حقول لحرثها سواء بنهاية الأسبوع أم لا.
    Yargıtay para harcamanın konuşma özgürlüğünün olduğunu söylüyor. Open Subtitles المحكمة العليا تقول أنّ صرف المال هو خطاب مجاني.
    Makine endişelenmemiz gereken başka şeyler olduğunu söylüyor. Open Subtitles الآلة تقول أنّ لدينا أمورا أخرى علينا القلق حيالها.
    Polisler bu hırsızlıkta bir tuhaflık olduğunu söyledi. Open Subtitles الشرطة تظلّ تقول أنّ هذه عمليّة سرقة فشلت.
    Ama bu adam uygun değil çünkü cezaevi kayıtçısı onun şiddetli patlamaları,sanrıları gelişmiş paranoyası ve zorla psikiyatrik bakımı olduğunu söyledi. Open Subtitles ما لديك... لكن هذا ليس كذلك. سجلاّت السجن الطبيّة تقول أنّ لديه نوبات عنف مُتفرّقة، وأوهام،
    O Javi'nin onun evine doğru yolda olduğunu söyledi, yani onu öldürmek için. Open Subtitles (آري)، إستمع إليّ، تقول أنّ (خافي) في طريقه إلى منزلها، وهو ينوي قتلها.
    Yani diyorsun ki, bu kendine yardım etmeyi amaçlayan göz kamaştırıcı grup insanların hafızasını silebiliyor. Open Subtitles إذن أنت تقول أنّ مجموعة مُساعدة ذاتيّة مُبجّلة بإمكانها محو ذاكرة الناس؟
    Yani diyorsun ki birileri, bir yerlerde... Open Subtitles إذن أنت تقول أنّ شخصاً ما، في مكان ما...
    Deliliğinizin bir oyun mu olduğunu söylüyorsunuz? Open Subtitles -إذًا تقول أنّ غرابتك فقط مظهر؟
    Bu güç. Deliliğinizin bir oyun mu olduğunu söylüyorsunuz? Open Subtitles -إذًا تقول أنّ غرابتك فقط مظهر؟
    İngilizcen süpermiş diyor. Open Subtitles تقول أنّ لغتك الانكليزية رائعة
    Ama bunu yapan şeyin onları o an öldürmediğini söylüyorsun. Open Subtitles لكنّك تقول أنّ أياً يكن ما فعل هذا لم يقتلهم على الفور
    Dediğine göre kurban dün gece ondan.... ...bir kadın kolyesi almış. Open Subtitles تقول أنّ (والتون) اشترى قلادة إمراة منها -قبيل وقت الإغلاق الليلة الماضية
    Hey, elimde Diane Huxley adında, CTU için bilgisi olduğunu söyleyen bir kadın var. Open Subtitles من فضلك , لديّ إمرأة هنا , تُدعى دايان هجكسلى تقول أنّ لديها معلومات للوحدة
    Belki de en iyisi budur. Yardımcıların sonsuza dek yanımızda olacağına dair bir kural yok, değil mi? Open Subtitles ربما هذا لصالحنا، ليس هنالك قاعدة تقول أنّ الأصدقاء المُقربين يدومون، صحيح؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more