Beni ev arkadaşlarıyla yaşamaya zorladın. Şimdi, plan buydu, değil mi? | Open Subtitles | أجبرتني على الإنتقال إلى السكن الجامعي تلك كانت الخطة أليس كذلك؟ |
Hayatımın en iyi seksi buydu. Ki bayağı seks yapmışlığım da var. | Open Subtitles | تلك كانت أفضل مُضاجعةٍ حصلتُ عليها ولقد حصلت على كثيرٍ من المضاجعات |
Fikrim buydu, hani bana hakkında geri dönecek olduğun. | Open Subtitles | تلك كانت كتابتي، التي كان مفترضاً أن تعاود الإتصال بي بشأنها |
Bu bir sorun çünkü iki ya da üç gerekli nesneyi düşürmüşlerdi. | TED | تلك كانت مشكلة, لأنهم أسقطوا اثنين أو ثلاثة بنود لائقة. |
Şimdi, Bu benim o zamanlarki hikayemdi, sağ-kanat deliliğimin güzel eski günleri. | TED | الآن، تلك كانت قصتي حينئذ، لايامي الخوالي مع الجنون اليميني. |
Bu onun beş çocuğumuzun hepsinde de ilk tepkisiydi. | Open Subtitles | تلك كانت ردة فعلها الاولى على اطفالنا الخمسة |
Artık size yardımcı olmayacağız. O bir hediyeydi. | Open Subtitles | نحن لم نعد دائماً تحت الطلب والنداء تلك كانت هدية |
Çocuklar, tek topumuz buydu. Bu sene takım kuramayacağız. | Open Subtitles | تلك كانت كرتنا الوحيدة لن يكون هناك فريق هذه السنة |
Fakat istediğim kadar ekspreso alabilirim. Anlaşma buydu. | Open Subtitles | لكنني سئمت من هذا, يمكنني الحصول على العديد من القهوات بالحليب كما أريد, تلك كانت الإتفاقية |
Ama oturdum? Anlaşma da buydu? Gelecek ay kira ödemeyeceğim. | Open Subtitles | انظر, لكنني جلست مع ذلك, تلك كانت الصفقة, لذا ليس عليَّ دفع الإيجار لك الشهر القادم. |
- Evet, sinyallerden biri buydu ve sonra dün gece eve uğradı. | Open Subtitles | أجل, تلك كانت إشارة واحدة, و ثم أتت ليلة البارحة, |
Sonra da gebe kalamadı tabii ki. En büyük sıkıntımız da buydu zaten. | Open Subtitles | وبعد ذلك, لم نستطع الإنجاب تلك كانت مصيبتنا الكبرى |
Zebedee'nin son isteği de buydu. | Open Subtitles | بعد كل هذا، تلك كانت أمنيةَ زبيدي المُيته |
Benimse, gidecek başka yerim yoktu. Gerçek buydu. | Open Subtitles | و لكن بالنسبة لي لم يكن هناك مكان آخر تلك كانت الحقيقة |
Bu bir tutucunun 100'ü geçtiği ilk maç. | Open Subtitles | و تلك كانت المرة الأولى التي يجربون فيها |
Tamam, Bu bir yalandı ve bu nedenle kendimi çok kötü hissediyorum! Kendimden nefret ediyorum! | Open Subtitles | حسنٌ, تلك كانت كذبة, أنا أشعر بالآسى حيالها, أنا أكره نفسي |
Bu benim ilk fedakarlığımdı. | Open Subtitles | بأنّ إخوتي يكونوا متعلّمين. تلك كانت تضحيتي الأولى |
Ama farkına varıyorum... Bu onun için kötü bir iş. | Open Subtitles | لكنني بدأت أدرك أن تلك كانت مبادلة سيئة لأجلها |
80 günde yapmis oldugun devr-i âlem, iste O bir rekabetti. | Open Subtitles | جولتك بالمنطاد حول العالم في 82 يوم تلك كانت منافسة |
- Tatlım Onlar gerçek kariyerler. Seçeneklerini sınırlı tutmanı istemiyorum o kadar. | Open Subtitles | تلك كانت وظائف حقيقة انا فقط لا اريدك ان تحدي من خياراتك |
Onun eskide kalmış davalarına bakıyordum ve Bunlar onun notları. | Open Subtitles | ,لقد كنت ابحث في تلك القضايا القديمه تلك كانت ملاحظتها |
- O, dördüncü sınıftaydı. | Open Subtitles | تلك كانت في الدرجةَ الرابعةَ , هل تريد التحدث عن أصدقائك في الدرجة الرابعة ؟ |
- Tüm param... Eve bile gidemem şimdi. Tüm param oydu. | Open Subtitles | لايمكنني حتى أن أرجع للبيت الآن تلك كانت جميع الأموال التي أملكها |
Pekala, Arayan uyumlu süveterlerdi ve teklifi 875'e yükselttiler. | Open Subtitles | تلك كانت صاحبات البلوزات الرياضية قدمن عرض يقدر بـ 875 دولار. |
Tesla dünyayı aydınlatan kişi oldu, ancak Bu sadece bir başlangıçtı. | TED | أصبح تيسلا الرجل الذي أنار العالم، لكن تلك كانت البداية فقط. |