"تمرّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • geçiyor
        
    • yaşadığını
        
    • geçen
        
    • yaşıyor
        
    • geçer
        
    • geçerken
        
    • geçiriyor
        
    • geçtiğini
        
    • geçilmeyeceğini
        
    • geçip
        
    • geçmesi
        
    • geçebilir
        
    • geçsin
        
    Hayat ne kadar çabuk geçiyor ve hepsi bir hiç için.Garip. Open Subtitles كيف تمرّ الحياة بسرعة , و كلها للاشيء , شيء غريب.
    Neler yaşadığını, ihanete uğramanın nasıl bir duygu olduğunu anlıyorum. Open Subtitles أنا أتفهّم ما تمرّ به الآن ما هو شعورك أن يخونك أحد
    Bölgeden geçen gemiler, küçük bir rota düzeltmesi yapmak zorundalar. Open Subtitles وكمُحصِّلة لذلك، فإنّ أيّ مركبة فضائية تمرّ عبر هذا المنطقة، كان سيتوجب عليها عمل تصحيح مسار ثانويّ.
    Ama burada, büyüme teorileri sorun yaşıyor. Open Subtitles لكن بالخارج هنا تمرّ نظرية النمومن بمشكلة
    Mevsimler gelir geçer, yerin altındaki yumurtalar onları yiyebilecek kuşlardan ve öteki avcılardan uzakta, saklı kalır. Open Subtitles بينما تمرّ الفصول، يستقرّ البيض تحت الأرض، مخفيّ عن الطيور وأيّ مفترس آخر قد يأكله.
    Şimdiden bilseniz iyi olur; kamyon geçerken biraz sallanıyor. Open Subtitles والآن أحبُّ أن أخبركِ، بأنه عندما تمرّ الشاحنات فإن كل شيء يهتز.
    Zor bir gün geçiriyor. Yeni gelişmeler var. Open Subtitles إنّها تمرّ بيوم عصيب، فلقد تلقّت بعض الأنباء
    Umarım kimse size buradan otobüs geçtiğini söylememiştir. Open Subtitles آمل بألاّ أحد قد أخبرك بأنّ الحافلة تمرّ من هنا
    Güvenli olmayan bir kapıdan geçilmeyeceğini biliyorsun. Open Subtitles تعلم أنه لا يجب أن تمرّ بباب غير مؤمن، أبداً.
    Binlerce, aslında çoğu zaman yüzbinlerce yıl geçiyor patlamalar arasında. Open Subtitles قد تمرّ مئات آلاف السنين بين الانفجار والآخر
    Zaman bizim için normal bir hızla geçiyor gibi görünse de aslında, kabarcığın içinde yıllar geçerken alanın dışında saliseler geçecek. Open Subtitles مع أنّ الزمن يبدو وكأنّه يمرّ بسرعة عادية لنا تمرّ سنوات داخل الفقاعة بينما يمرّ جزء من الثانية خارج الحقل
    Tehditleri geçelim. Neler yaşadığını biliyorum. Open Subtitles تجاوزنا مرحلة التهديد أعرف ما تمرّ به
    Neler yaşadığını Tanrı bilir. Open Subtitles الرب أعلم بما تمرّ بها.
    Bir bölgenin üzerinden geçen fikirlerin ve kargoların sayısıyla bölgenin ne kadar güçlü ve önemli olduğu arasında karşılıklı bir ilişki var gibi görünüyor. Open Subtitles كمّ الأفكار، كمّ الحمولات التي تمرّ عبر منطقة، لها علاقة مباشرة بمدى قوّتها وأهميتها.
    Juanita da kendi içinde bir sorun yaşıyor. Open Subtitles - خوانيتا" تمرّ بأزمة هي الأخرى" - "إنها جديدة في مدرسة "أوكريدج
    Ne derler bilirsin, bir kazadan önce hayatın gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçer. Open Subtitles تعلم كيف أنّ الحياة تمرّ بعينيك وكأنّها وميض عندما تتعرّض لحادث.
    Şu anda ailen hiç hak etmediği sıkıntılı günler geçiriyor. Open Subtitles عائلتكَ تمرّ بالكثير من الأوضاع السيئة الآن
    İşçilerinden biri gri bir arabanın bir kaç saat önce arazilerinden geçtiğini söylemiş. Open Subtitles يقول أحد العاملين لديه أنّه رأى سيارة رماديّة تمرّ عبر أرضه منذ بضعة ساعات
    Güvenli olmayan bir kapıdan geçilmeyeceğini biliyorsun. Open Subtitles تعلم أنه لا يجب أن تمرّ بباب غير مؤمن، أبداً.
    Diğer arabalar geçip giderken bu araba niye orada fren yapıyor? Open Subtitles السيارات الأخرى كانت تمرّ فحسب, لكن لماذا هذه السيارة توقفت هنا؟
    Buradan köprüyü görebiliyorsunuz. Her gün, gemilerin geçmesi için kalkıyor. Open Subtitles ارى الجسر من هنا كلّ يوم يُرفع لكي تمرّ السّفينة
    Radyo sinyalleri uzaydaki yıldızlararası boşlukta bulunan gaz ve tozdan etkilenmeden geçebilir. Open Subtitles الموجات الإذاعيّة تمرّ بين الغاز والغبار المتعلّق بين النجوم.
    Bırakın onu geçsin. Open Subtitles اسمع! دعها تمرّ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more