"تواجد" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğu
        
    • ın
        
    • orada
        
    • olması
        
    • varlığı
        
    • olduğuna
        
    • nın
        
    • nerede
        
    • bulunduğu
        
    • vardı
        
    • bulunması
        
    • olma
        
    • varlık
        
    • yanında
        
    • bulunan
        
    Lucy'de, Jerry dayısı burada olduğu zaman seviniyor, değil mi, Lucy? Open Subtitles نعم . ولوسي تحب تواجد عمها جيري صحيح . لوسي ؟
    İyi bir adam olduğu ortada baksana, buradaki insanlar onun şerefine içiyorlar. Open Subtitles واضح أنه كان رجلاً صالحاً. في ظل تواجد كل هذا الحضور لتكريمه.
    Dr. Jackson'ın ve Binbaşı Carter'ın bulunduğunu bildiğimiz son yer burası. Open Subtitles هذا المبنى آخر موقع نعلمه تواجد فيه دانيال جاكسون والرائد كارتر
    Bu konuda uzmanların konuştuğu, Hollanda'da yapılan bir konferansa gitmek çok ilgimi çekmişti ve orada en muazzam şeylerden birini gördüm. TED فتنت عندما ذهبت إلى مؤتمر في هولندا حيث تواجد خبراء في هذه القضية وشاهدت أكثر الأمور روعة
    Aldatıcı trafik sıkışıklığının ortaya çıkması için yolda çok fazla araba olması gerekir. TED لتحدث الزحمة المرورية الوهمية لا بدّ من تواجد العديد من السيارات على الطريق.
    Dünya kendi yörüngesinde kalıyor çünkü Güneş'in varlığı nedeniyle eğrilmiş ortamdaki bir vadi boyunca yuvarlanmakta. TED الأرض نفسها أسيرة في مدار لأنها تتبع تقعرا في الفراغ بسبب تواجد الشمس.
    Bu bilgi; Google, Facebook gibi şirketler tarafından insanların nerede olduğuna dair bilgi toplamak için geliştirilen haber akışı ve arama gibi araçları güçlendirir. TED تلك المعلومات مسيطر عليها بأجهزة مشغلة من قبل شركات مثل قوقل وفيسبوك للحصول على معلومات في أماكن تواجد الناس بالفعل، مثل آخر أخبارهم وبحثهم.
    Fakat mevzumuz olan Brazilya'nın tam merkezine yakınlaştırırsanız, bu darmadağınık kestirme yolları görürsünüz. TED لكن إذا قمت بالتكبير، في مركز برازيليا، بالضبط حيث تواجد النقطة هناك، يمكن أن ترى أنها مكسية بمسارات الرغبة،
    Yanlış anlamanızı istemem, efendim, fakat herkesin nerede olduklarını bilmem gerekiyor. Open Subtitles لا أريد أن تسيء فهمي لكن علي حساب مكان تواجد الجميع
    Bir uyuşturucu dağıtıcısı cesedin bulunduğu yerden yaklaşık bir buçuk blok uzaklıkta bir köşede çalışıyor. Open Subtitles تاجر مخّدرات الذي يعمل على بعد شارع ونصف من مكان تواجد جثتها
    İnsanların nerede olduğu ve nereye hareket ettiğini gördüğümüz uydu haritalarımız var TED لدينا خرائط الأقمار الصناعية التي تمكننا من رؤية مكان تواجد الناس وكذك وجهتهم.
    Kendi olduğu yerde de ot bulabilirdi, değil mi? Open Subtitles كان بإمكانه جلب نفس نوع من المكان الذي تواجد فيه
    - Hayvanları öldürüyorsa zaten öldürme dürtüleri olduğu ortada, bunu bulunca da bunların normal olduğunu düşünmüş olmalı. Open Subtitles و هذا ما وجده كان يقتل الحيوانات من الواضح تواجد نزعات للقتل لديه
    FBI laboratuvarıyla şimdi konuştum. Colbert'ın seraya gittiğini ispat edebiliriz Endicott örtbas etmeye çalışıyor. Open Subtitles لقد تحدثت قبل قليل مع المختبر الفيدرالي بإمكاننا إثبات تواجد كولبيرت في المشتل
    Duran Duran'ın varlığını test etmek için sadece şu tuşa bas. Open Subtitles لأختبار تواجد ديوران ديوران أضغط ببساطه على هذه الوصله
    En kötü atık nerede? Diyelim ki Güneydoğu Asya'da, Hindistan'da, orada plastik en değerli olacak. TED في أسوأ أماكنَ تواجد النفايات، جنوب شرق آسيا والهند، على سبيل المثال، أينما وُجدت تنتشر الثروة.
    Yani merdiven olan yerde bir asansör veya rampa olması lazım. TED اذاً أينما تواجدت السلالم، لابد من تواجد مصعد أو منحدر.
    Gemilerin varlığı ve söylentilerle ilgili açıkça konuşulması gerekiyor. Open Subtitles مع تواجد الأسطول، وتوالي الاشاعات واستمرارها
    Adam serbest olduğuna göre, onun bir işler karıştırdığını hissdediyorum. Open Subtitles و لكن مع تواجد آدم، فأنا أشعر أنه متورط بشكل ما
    Artı, Kamata'nın mekânına elini kolunu sallayarak giremezsin, dostum! Open Subtitles على الاقل لا تستطيع الدخول الى مكان تواجد كاماتا يا رجل
    Kocalarının nerede olduklarına dair sorguya çekmek için kadınlara yaklaşarak. Open Subtitles ،بالتقرّب إلى النساء لإستدراجهم إلى الإستجوابات حول مكان تواجد أزواجهم
    Sanaga, yabani duren gibi meyvelerin bulunduğu yerleri... ... kolayca bulur. Open Subtitles يعرف أفضل أماكن تواجد الفاكهة مثل القرد البري
    2017'de piyasada 466 çeşit e-sigara cihazı vardı. TED في 2017، تواجد 466 جهاز سيجارة إلكترونية في السوق،
    Yeni anlaşmayla Sovyet Birliklerinin Doğu Avrupa'da bulunması yasal zemin kazanmıştı. Open Subtitles أجازت المعاهدة الجديدة تواجد القوات السوفيتية في أوروبا الشرقية
    Bu şeyle aynı zamanda olma olasılığımız en kadardı ki? Open Subtitles ما احتمالات أن نتواجد في زمن تواجد هذا المكان نفسه؟
    İki gündür peşimizde görünmez bir varlık hissediyorum. Open Subtitles لمدة يومين، أنا أشعر بنوع من تواجد غير مرئى.
    İnsanın annesinin yanında olmayışının boktan bir şey olduğunu bilirim. Open Subtitles أتعلم؟ أدرك أنّ عدم تواجد والدتك المستمرّ أمر مزرٍ حقّاً
    Şüphelimizle aynı anda Chico'da bulunan bir cuadrilla buldum. Open Subtitles و المجموعات تسمى أطقم الأن وجدت طاقما كان في شيكو في نفس وقت تواجد الجاني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more