Portrenizden o kadar etkilendim ki koleksiyoncu olmaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد تأثرت كثيرا بلوحتك و قررت أن أكون جامع لوحات |
Hiçbir koleksiyoncu ahşaba 80 bin jenny vermez. Asıl ilgilendiğin şey yontunun içindekiler! | Open Subtitles | لا جامع تحف يدفع 80 ألف فيه، بعكسكَ، إذّ أنّكَ مهتم بمحتوى التمثال. |
Ohio'nun batısında vergi tahsildarı olsam iyi para kazanırdım. | Open Subtitles | جامع الضرائب للمقاطعة الغربية يدفعون لك بسخاء بهذا العمل |
O görebileceğin en yetenekli elma toplayıcısı ama öğrenmek için can atıyor. | Open Subtitles | هو أكثر جامع تفاح مؤهل تستطيعي مقابلتة ولكنة مشتاق للتعلم |
-Nadir antikalar toplayan biri için çalışıyorum. | Open Subtitles | انا اعمل لدى جامع تحف خاص لقد تحدثت معك الاسبوع الماضي |
O herhangi bir ruh toplayıcı, yiyen ya da tüccar için gerçek bir ödüldür. | Open Subtitles | إنه هدية حقيقية لأي جامع أرواح آكل لحوم البشر أو تاجر |
Borç Koleksiyoncusu olarak bilinir intikam almak için paralı bir askerdir. | Open Subtitles | إنه معروف بإسم جامع الديون مُرتزقة يُدفع له لينتقم بشكل دقيق |
Ben bir koleksiyoncuyum. Tablolarla ve heykellerle ilgilenirim. İşim bu. | Open Subtitles | انا جامع للتحف والصور والتماثيل , هذا عملى |
Teyzem, Amerikalı bir koleksiyoncu için çok değerli bir minyatür takımı buldu. | Open Subtitles | عمتي حصلت على مجموعة من المنمنمات لصالح جامع أمريكي، إنه هنا الآن في رحلة للشراء |
"Polis bu işin özel bir koleksiyoncu tarafından yapılmış olabileceğini düşünüyor" | Open Subtitles | أشارت مصادر الشرطة أن عملية القتل تمت بتكليف من جامع فرو من أجل مجموعته الخاصة |
Kısa bir süredir onunla çalışıyorum. Tuhaf işler. O bir koleksiyoncu. | Open Subtitles | أنا كنت أعمل من أجله في أخر فترة أعمال صغيرة , هو جامع |
koleksiyoncu put için milyonlarca dolar vermeye hazır. | Open Subtitles | إنّ المعبودَ يساوي الملايينُ إلى اليمين جامع. |
Ohio'nun batısında vergi tahsildarı olmak istiyordun. | Open Subtitles | انتظر, تريد أن تكون جامع الضرائب في المقاطعة الغربية |
Hatta bir keresinde şehirdeki köpek toplayıcısı için çalışmıştık. | Open Subtitles | حتى في حملة جامع الكلاب الضالة |
Siyasetçiydi, sürekli yardım toplayan bir adama döndü. | Open Subtitles | حقاً؟ ان ينتقل من كونه سياسي إلى جامع للتبرعات دائم |
Siz Dubai nadir eserlerin toplayıcı diyebiliriz. | Open Subtitles | يمكن استدعاء جامع الآثار النادرة في دبي. |
Adamın güzel bir resmi oluşuyor. İçkici, tablo Koleksiyoncusu. | Open Subtitles | انها تعطينا صورة رائعة عن الرجل, سكّير, جامع لوحات, |
Yani, yazıyorum; ama, daha çok bir koleksiyoncuyum. | Open Subtitles | ..أنا أكتب, لكنني جامع أكثر من أني كاتباً |
Hong Kong teslim edilmeden önce, bu sergideki eserlerin çoğu aslında bir tek özel koleksiyoncuya aitti. | Open Subtitles | قبل التغيير الكلي اكثرهم كان في أيدي أغرب جامع |
daha doğrusu Sunshine Sally ve Toe Tapper ruh ikiziydi. | Open Subtitles | أو بالأحري "الشمس المشرقة سالي و"جامع الأصابع" هم توأم الروح |
Ben tahsildar değilim, fotoğrafçıyım. | Open Subtitles | أنظر.. جو كبير.. أنا لست جامع فواتير. |
Hatırladınız mı? Ona kuş koleksiyonu derdi. | Open Subtitles | تَتذكّرُ،هو كَانَ متعود يقول علية جامع الطيورِ؟ |
Orası tartışmaya açık. Ama Koleksiyon yaptığım kesin. | Open Subtitles | حسناً، هذا قابل للنقاش لكني بالتأكيد جامع |
Şahsi birkaç şapkası olan insanları bilirim ama koleksiyonunu yapanı ilk defa gördüm. | Open Subtitles | اعرف اناساً يمتلكون بضعة قبّعات لكنني لم اسمع عن جامع قبّعات من قبل |
Burada da özel bir koleksiyoncudan alabileceğim sıra dışı bir parça var. | Open Subtitles | الان هذه قطعة جديدة مميزة استطيع أن اجلبها من من جامع صور خاص.. |
Daha da şaşırtıcı olanı, renklerden iyi anlayan hevesli bir koleksiyoncudur. | Open Subtitles | ومن المدهش أكثر أنه جامع نهِم، بعين متلهّفة للّون. |