"جعلها" - Translation from Arabic to Turkish

    • onu
        
    • ona
        
    • onları
        
    • onun
        
    • izin
        
    • neden
        
    • sağladı
        
    • sebep
        
    • yüzden
        
    • hale
        
    • yaptı
        
    • yapan
        
    • ikna
        
    • sağlamak
        
    • olmasını
        
    P.S. beyninin sağ tarafına zarar veren bir felç geçirdi. Bu onu sol tarafındaki her şeyden bihaber bıraktı. TED تعاني بي.إس. من صدمةٍ قامت بتدمير الجزء الأيمن من المخ، ممّا جعلها غير مدركة لكلّ شيء على جانبها الأيسر.
    onu takip ediyorsun. onun kocasının hayatta olduğunu düşünmesini sağlamaya çalışıyorsun. Open Subtitles تتجس عليها محاولاً جعلها تعتقد بأن زوجها مازال على قيد الحياة
    onu çoğalıcıları yapabilecek zekada yapmasına rağmen duygusal olarak olgunlaştırmamış. Open Subtitles جعلها ذكية بما فية الكفاية لبناء الربلكيتورز وغير ناضجة عاطفيا
    Göğüsleri çıkmaya başladığından beri insanlar ona bir şeyler yap demeyi kesti. Open Subtitles منذ أن حصلت على الثديان , توقف الناس عن جعلها تفعل اشياء
    Bunun fareleri öldüreceğini biliyor olsaydı, neden onları görünmez yapsın ki? Open Subtitles ولكن لماذا جعلها غير مرئية اذا كان هو يعلم بانها ستقتلها
    Konuşmaya gittim, ama El Feneri'ne olanlar onu çok kızdırmıştı. Open Subtitles ذهبت لأتكلم معها لكن ماحدث لجريدة التورتش جعلها متوترة جداً
    İlk işim, onu duşa sokup sonra da güneşe çıkarmak olacak. Open Subtitles أول ما سأفعل هو جعلها تستحم ثم أخذها لتنعم بالشمس قليلاً
    İlk işim, onu duşa sokup sonra da güneşe çıkarmak olacak. Open Subtitles أول ما سأفعل هو جعلها تستحم ثم أخذها لتنعم بالشمس قليلاً
    Siz onu ikna edemediğiniz için devam etmekten başka şansımız yok. Open Subtitles بما أنكِ لا تستطيعين جعلها تتعاون فلا خيار لدينا سوى الإستمرار
    O halde onu kırmızı bardaktan yeşil bardağa geçiren neydi? Open Subtitles اذا ماذا جعلها تبدل من الكوب الأحمر إلى الأخضر ؟
    Sokaklarda yaşamaya bağlı immün sistem zafiyeti onu HPV'ye yatkın hale getirmiş olabilir. Open Subtitles جهاز مناعة ضعيف من العيش بالشوارع قد يكون جعلها عرضة لفيروس الحليمي البشري
    onu mutlu ettim ve aynı zamanda seni de oğlum olarak sevmeyi seçtim. Open Subtitles و حرصت على جعلها سعيدة وقد اخترتُ أيضاً أن أحبّك كابنٍ من صلبي
    Ama ya lanet kırmak onu Kurtarıcı yapan şey değilse? Open Subtitles ماذا لو لمْ يكن إبطال اللعنة هو ما جعلها المخلّصة؟
    Eğer onu dengede tutamazsak ameliyathaneye ihtiyacımız olmayacak. - Dengelenecek. Open Subtitles لن نحتاج الى غرفه عمليات اذا تمكنا من جعلها مستقرة
    bu ona bir ölüm fermanı gibi geliyor. TED قالت أن ذلك جعلها تشعر وكأنه حكم بالاعدام.
    Çünkü her ne kadar şarkılarımda, bilimsel terimler kullansam da, onları şarkı sözüne çevirmek bazen çok zor oluyor. TED لانه بالرغم من انني استخدمت تعابير علمية في الاغاني في بعض الاحيان يصعب جدا جعلها غنائية.
    İkimiz de bunun çöp olduğunun farkındayız ve bu onun gülmesini sağlıyor. Open Subtitles كلانا عرف أنها مجرد قطعة من المهملات و هذا ما جعلها تضحك
    Sana yardım etmek istediği için bu evde kalmana izin verdi. Open Subtitles السبب الوحيد الذي جعلها تترُكك تجلس في هذا المنزل هو انها تُريد مساعدتك لذلك لا تتفهم هذا خطأ
    Bilmiyorum, onunla yaşadığı deneyim, daha fazla bir arada olmalarını sağladı. Open Subtitles لا أعلم ، مهما كان ما جربته لقد جعلها متماسكة أكثر.
    - Denetimden geçiremeyiz. - Biz de geçerli geçecek bir sebep buluruz. Open Subtitles ـ لايمكن جعلها مسالة امن قوى ـ نستطيع ان نخترع سبب للبحث
    Sydney bundan nefret etti. Bu yüzden o videoyu yaptı. Open Subtitles و هذا هو السبب الذي جعلها تقوم بصناعة الفيديو ؟
    En önemlisi, olabildiğince karanlık hale getirmeniz ve biraz da serin. TED أول شيء هو جعلها مظلمة قدر الإمكان، وأيضا جعله باردة قليلاً.
    Her kıvrımı, her hattı, her girintiyi görebiliyordu, ...ve kendisini eşsiz yapan güzelliğin parçaları olduğu için bunları seviyordu. Open Subtitles سيرى كل منحنى كل خط ، كل فجوة ويعشقهم لأنهم كانوا جزءً من الجمال الذى جعلها فريدة من نوعها
    Şimdi kilit nokta onun ton balığı gibi davranmasını sağlamak. TED والهدف الان هو جعلها تتفاعل و تتصرف كما التونا
    kaçak olmasını belki bir sebebi vardı. orda birşeyler olmuş olmalı Open Subtitles ربّـما يتعلّق بشيئ جعلها تهرب، حتماً قد حدث خطب ما هناك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more