| Sahip olun ona yoksa mahkemeye verip sizin o ... hayvanat bahçesi okulunuzu kapattırırım böylece aklınız başınıza gelir. | Open Subtitles | عليك أن تبقي هذا الشيء مربوطا أو سأرفع دعوى قضائية على حديقة حيواناتك وأغلقها بأقصى سرعة وسأجعل رأسك تدور |
| Her yere başvuruyoruz. İlk seçeneğimiz şehrin en büyük hayvanat bahçesi olacak. | Open Subtitles | نحن نختار من بين الكثير اول اختيار لنا سيكون حديقة في ولاية |
| Sizi saat 3'de burdan alacağım. Sonra hayvanat bahçesine götüreceğim. | Open Subtitles | سأكون هنا في الثالثة لأصطحبكما ثم سآخذكما إلى حديقة الحيوان |
| Amerikalı bir çocuğun müdür yardımcısıyım ve çalıştığım şirket osuran bahçe cinleri satıyor. | Open Subtitles | انا مدير مساعد لطفل الأمريكية يعمل لحساب الشركة التي تبيع يضرطن حديقة التماثيل. |
| Önce bir karavan Parkı yapmayı düşündüler, ama belediye meclisi hayır dedi. | TED | فكرا في بادئ الأمر بانشاء حديقة للمنازل المتنقلة، ولكن المجلس رفض طلبهما. |
| Bu cehennemde, bu insanat bahçesinde, şimdi iki yıl geçti. | Open Subtitles | أقمت في حديقة الحيوان هذه، في هذا الجحيم طوال عامين |
| Alice Alquist bana bunu yıllar önce Covent Garden'da vermişti. | Open Subtitles | لقد أعطتها اليس اليكويست منذ سنوات مضت فى حديقة كوفينت |
| Hayvanat bahçesi için almış olabilir ya da etinden faydalanabilir. | Open Subtitles | لأجل حديقة حيوان أو ما شابه أو ربما للحمه اللذيذ |
| Işık alıyor ve havadar. Harika bir bahçesi, göz kamaştırıcı döşemeleri var. | Open Subtitles | مشرق, ومنفذ للهواء, به حديقة خلفية جميلة طابق مجهز لأغراض العدد مُذهل |
| Gerçekten, Aziz bir mızrak bahçesi gibi. Yeşil canavarı talep ediyor. | Open Subtitles | لا بل مثل حديقة سانت لانس يدعون الحقل هناك بالوحش الاخضر |
| Gerçekten, Aziz bir mızrak bahçesi gibi. Yeşil canavarı talep ediyor. | Open Subtitles | لا بل مثل حديقة سانت لانس يدعون الحقل هناك بالوحش الاخضر |
| Bunun da hayvanat bahçesine gittiğini söyle bana ne olur. | Open Subtitles | قل لي أرجوك إن هذه ستذهب إلى حديقة حيواناتك أيضاً |
| Hafta sonları yapmayı en çok sevdikleri şey hayvanat bahçesine gitmek. | Open Subtitles | المفضلة لديهم في عطلات نهاية الأسبوع هو الذهاب إلى حديقة الحيوان |
| Ben bir villa, duvar, istiyorum dikenli tel, bahçe, meyve bahçesi istiyorum. | Open Subtitles | , أريد فيلا , جدار , أسلاك شائكة . حديقة , بستان |
| Ancak, bir bahçe merkezine gitmeniz gerekiyor ve onlar küçük kağıt paketler içinde bulunuyorlar. | TED | ولكن عليك أن تذهب إلى حديقة المركز، لتجدهم في حزم ورقية صغيرة. |
| Bu vesileyle, Springfield Köpek Parkı'na yeni ismini veriyorum Snowball II Belediye Kedi Parkı, Limonlu Buzz Cola sponsorluğuyla. | Open Subtitles | ومن هذا المنبر، أُعيد تسمية حديقة سبرينغفيلد للكلاب باسم حديقة سنوبول الثاني البلدية للقطط برعاية باز كولا مع الليمون |
| Bu cehennemde, bu insanat bahçesinde, şimdi iki yıl geçti. | Open Subtitles | أقمت فى حديقة الحيوان هذه، فى هذا الجحيم طوال عامين |
| Her zaman Madison Square Garden'a gidip Knicks'in maçını izlemek istemişimdir. | Open Subtitles | أردت دائماً الذاهب إلى حديقة ساحة ماديسون، لرؤية .مسرحيّة التحفة الزهيدة |
| Bu yerel hayvanat bahçesinden bir aslan, Norrkoping'in heme dışından, Elsa, Kolmarden'den. | TED | اذا هذه لبوة من حديقة الحيوان المحلية خارج نوركوبينج في كولوماردين إليسا |
| Bunların üstüne birde, birisi Mrs. Campanella'nın tüm gül bahçesini işemiş. | Open Subtitles | وفوق كل هذا لقد تبول أحدهم على حديقة زهور السيدة كامبانيلا. |
| Çalınacağını düşündüğünüz için cüzdanınızı bir parkta bir bankın üstünde unutmamaya çalışırsınız değil mi? | TED | تماماً مثلما أنك لن تترك محفظتك علي منضدة في حديقة وتتوقع أنه سيتم سرقتها إذا فعلت هذا، حسناً؟ |
| Görünüşe bakılırsa, çocukluğumdaki annemin bahçesindeki tomurcuklar onun halesinden ayaklarımızın altındaki köklere uzanmışlardı. | TED | يبدو أنه خلال طفولتي، البراعم من حديقة أمي شفيت من طريقة قداستها إلى الجذور في باطن أقدامنا. |
| Uçağın kontrolünü ele geçirip şehrin kenarındaki bir endüstriyel parka zorunlu iniş yapabildik. | Open Subtitles | تمكنا من التحكم فى الطائرة وهبطنا بها فى حديقة صناعية على حدود المدينة |
| Bu proje geçen kış New York'un High Line parkında, Apollo 11'in Ay çevresindeki görevinin 50. yıl dönümünde gerçekleşti. | TED | تم عمل المشروع في حديقة هاي لاين بمدينة نيويورك الشتاء الماضي، في الذكرى الخمسين من مهمة أبولو 11 حول القمر. |
| Ne olduğunu anlamadan, dünyanın ilk su altı heykel parkına sahiptik. | TED | وقبل أن أعي الأمر، كان لدينا أول حديقة منحوتات تحت الماء. |
| Hayvanat bahçesinin hastanesine gidecekler. Saat 16:30'da polis koruması sağla. | Open Subtitles | هم سيذهبون لمشفى حديقة الحيونات جهز مرافقة للشرطة ساعة 16: |
| TB: Bu ortak bahçede, iki politünelimiz var, böylece yıl boyunca yetiştirebiliyoruz. | TED | تيموثي بيكر: في حديقة الحي لدينا دفيئتان بلاستيكيتان لنزرع أطعمةً طوال السنة. |