Gerçekten olmamız gereken noktaya bir gelelim ve sonra ara ürüne bakalım. | TED | حسناً، لنذهب الى حيث ينبغي حقاً أن نذهب، ثم ننظر الى الوسيط. |
İki genç Denizcinin, felaketle sonlanabileceğini asla hesaplamadıkları sıradan bir emri uygulamasıyla bunun aynı olduğunu mu düşünüyorsun Gerçekten? | Open Subtitles | أتظن حقاً أن هذا يشابه قضية ضابطين بحريين شابين نفذا أمراً روتينياً لم يؤمنا أبداً أن ينتهي بشكل مؤذي؟ |
Gerçekten ateş püskürtebilir mi yoksa bunu biz mi uydurduk? | Open Subtitles | هل يستطيعون حقاً أن ينقثوا النار أم أننا اختلقنا ذلك؟ |
Zor günler geçirdiğini biliyor ve sana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | اسمعني.. أعلم أنك تمر بوقت عصيب وأريد حقاً أن أساعدك |
Efendim, bu sıska çocuğun o çocuk olduğuna Cidden inanıyor olamazsınız. | Open Subtitles | سيّدي، لا يمكنك حقاً أن تصدق .أن ذلك المحتال هو المنشود |
Bunu neden yaptım bilmiyorum ama seni Gerçekten öpmek istedim. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا فعلت ذلك. لقد أردت حقاً أن أقبّلك. |
Bunu bana yaptırman doğru değildi. Gerçekten rahatsız edici bir durum. | Open Subtitles | من الظلم حقاً أن تجعلينى أقوم بهذا هذا غير مريح للغاية |
Gerçekten de geri dönmeliyiz. Peki ya Bay Tumnus ne olacak? | Open Subtitles | ـ الآن يجب حقاً أن نعود ـ وماذا بشأن السيد تومنوس؟ |
Şimdi Gerçekten geri dönmeliyiz. - Ama bay Tumnus'a ne olacak? | Open Subtitles | ـ الآن يجب حقاً أن نعود ـ وماذا بشأن السيد تومنوس؟ |
Bak, biz Gerçekten onu bulmak gerekir ve biz zaman tükeniyor. | Open Subtitles | ، إنظري ، يجب علينا حقاً أن نجده و الوقت يداهمنا |
Ve bu yerin Gerçekten bir farklılık yaratacağını mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | و أنت تعتقد حقاً أن هذا المكان سيحدث أي اختلاف؟ |
Gerçekten bu paten yarışı kariyerinin sona ermeyeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتحسبين حقاً أن مهنتكِ هذه المتعلقة بسباق التزلّج تجدي نفعاً؟ |
Bu mühim ve Gerçekten seninle açık sözlü bir konuşma yapmak istiyorum. | Open Subtitles | هذا هام للغاية ، و أود حقاً أن أخوض محادثة صادقة معك |
Dışarıdan bakan birisinin iki kişi arasında geçenleri Gerçekten anlayabilmesi mümkün müdür? | Open Subtitles | أيمكننا حقاً أن نتوقع أحد في الخارج أن يفهم مايجري بين اثنين |
Biraz düşündüm de, biz Gerçekten bunu biraz ağırdan almalıyız. | Open Subtitles | قمت بالتفكير وأعتقد حقاً أن علينا المضي في هذا بتريّث |
Gerçekten babamın bana birkaç taktik vermeden erkeklerle çıkmama izin vereceğini mi sandın? | Open Subtitles | أكنت تعتقد حقاً أن أبي سيدع بنته الصغيرة تبدأ بالمواعدة بدون بضع نصائح؟ |
Bir kadını hipnotize edip kölen yapman Gerçekten mümkün mü? | Open Subtitles | هل ممكن حقاً أن تنوم إمرأة مغناطيسياً وتجعلها عبداً لك؟ |
Anlatmaya devam etmeden önce bir an durup bu yabancıya teşekkür etmek istiyorum. | TED | لذلك وقبل أن أواصل إلى أبعد من ذلك، أريد حقاً أن أتوقف لحظة أتوقف لأقول شكراً لذلك الغريب. |
Cidden bu kaçık insanların tarafını mı tutmak istiyorsun? | Open Subtitles | هل تود حقاً أن تقف بجانب هؤلاء المجانين ؟ |
Sen ciddi Eğer, bu benim hatam yok inanmıyor musun? | Open Subtitles | لا تعتقدين حقاً أن هذا خطأي ، أليس كذلك ؟ |
Yakın bir zamanda çocuk sahibi olmayı düşündüğümden değil. | Open Subtitles | أحبّ التخطيط حقاً أن يكون عندنا أطفال في أي وقت |
Dur bakalım, ciddi ciddi sahte oynaşmalar ve öpüşmelerle babanı kandırmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | مهلاً , أتريدينني حقاً أن أخدع أبيكِ بنوع من التظاهر والتقبيل التمثيليّ ؟ |