"حلاً" - Translation from Arabic to Turkish

• çözüm
• yolunu
• şeyler
• yol
• çaresine
• çözeceğiz
• işi
• çözümü
• çözmek
• çaresini
• üstesinden
• çare
• yoluna
• şekilde
• hallederiz

Şimdi bu yöntem düşük maliyetli bir çözümken, çevresel açıdan veya insan sağlığı ve güvenliği açısından kesinlikle uygun bir çözüm değildir.
في حين قد يكون هذا حلاً ذا تكلفة إقتصادية منخفضة فهو بالتأكيد ليس منخفض التكلفة بيئياً أو على مستوى صحة وسلامة الإنسان

Bu bir çözüm değil. Bir PAM roketi yeterince itiş gücü sağlamaz.
هذا ليس حلاً يا فرانك ، صاروخ واحد لا يكفي لتوجيهه اصلاً

Sizden istediğim tek şey Tasha'ya yardım edebilmenin bir yolunu bulmanız.
كل ما أريدكم أن تفعلوه هو أن تجدوا حلاً لمساعدة تاشا

Bir an sinirlendim. Ben tamir ederim. Bir yolunu bulacağım.
لقد غضبت ، انا سوف اصلح ذلك سوف اجد حلاً

Acil düşünmemiz gereken şeyler var. Bir sorun yarattık.
علينا أن نجد حلاً سريعاً للمشكلة التى صنعناها

Castili atalarımız aynı sorunla karşılaşmışlar ve çok akıllıca bir çözüm bulmuşlar.
أسلافنا الكاستنين عانوا من نفس تلك المشكلة .. وكان لديهم حلاً مذهلاً

Evet. Yoldaşlarımın çoğu gibi ben de barışçıl bir çözüm arzulamaktayım.
أجل ، مثل الأقلية من بني عرقي نحن نتمنى حلاً سلمياً

Eğer bir çözüm bulamazsam, seyircilerin önünde adımı çağıracağını söyledin.
قلت بأنه إن لم أجد حلاً ستصرخ بإسمي أمام الجمهور

Bu yüzden sana gelip kolay bir çözüm önerisinde bulunmak istedim.
لهذا رأيت أنه من المهم أن آتي لأعرض عليك حلاً سهلاً.

Sanırım babanla müdürle konuşup, bunu halletmenin bir yolunu bulmalıyız.
أعتقد بأنني وأبوك سنتحدث لناظر المدرسة ونجد حلاً لهذا الأمر

Belki de onu ikinci bölümden uzak tutmanın bir yolunu buluruz.
ربما بإمكاننا إيجاد حلاً لمنعها من المرحلة الثانية

Dördümüz Atlantic City'ye gidiyoruz. Bir yolunu bulacağız.
سنذهب نحن الأربعة إلى هناك، سنجد حلاً ما

Bir yolunu bulacağız. Babamı eve getir. Acele et.
سنجد حلاً لهذا، سنجد حلاً لهذا أعد أبي للوطن فقط، أسرع

Besin zehirlenmesinden ölmek istemiyorsak bir şeyler yapsam iyi olur diye düşündüm.
كنت أفكر إن لم نرد أن نُقتل من جراء التسمم فيجب أن أجد حلاً

İkimiz arasında bir ateşkes sağlamanı istiyorum. Ona önergeleri için bir şeyler ayarlayacağımızı söyle.
أريدك أن تصلح بيننا، أخبره أننا سنجد حلاً ما بشأن تعديلاته

Ellerini sizin ve benim yakamdan çekmesini sağlayacak bir orta yol bulduğum için geldim.
جئت لأني وجدت حلاً للطرفين أعتقد أنه سيبعدها عنكم وعني

çaresine bakacağız, çaresine bakacağız. Sadece babamı eve getir. Acele et.
سنجد حلاً لهذا، سنجد حلاً لهذا أعد أبي للوطن فقط، أسرع

Kafamız karışmadan, bunu çözeceğiz.
تعرفون بعيداً عن التشتت وسنكتشف حلاً لذلك

Bu boku çözeceğiz! Bu işi çözeceğiz adamım.
سوف نَجد حلاً لهذا الموضوع سوف نَجد حلاً لهذا الموضوع، يا رجل

Daha önceki çözümümüz şimdi bir sorun haline geldi, ve ironik olarak çözümü yine çiğ besinlerde arıyoruz.
فما كان بالأمس حلاً أصبح اليوم مشكلة، و من المفارقة، نحن نبحث على الحل في الأطعمة النيئة.

Olayı çözmek için iki saatimiz var. Kan dolaşımını bu süre içinde tekrar sağlamazsak gözünü kaybeder.
أمامنا ساعتان لنجد حلاً إما نستعيد مجرى الدم أو نفقد العين

Onu hiçbir yere götürmüyorum. Bir çaresini bulun.
لن أخذه إلى أي مكان، لذا عليكِ أن تجدي حلاً.

üstesinden gelebiliriz. Sorunları halledebiliriz.
كلا , يمكننا أن نتولى الأمر ربما نجد حلاً له

Son birkaç senedir, ayak kokusu için bir çare bulmaya çalışıyor.
إنه مخترع أمضى السنوات القليلة الماضية محاولاً أن يجد حلاً لرائحة الأقدام

Bu yüzden, lütfen, seninle işleri yoluna koyacak bir anlaşma yapalım. Herkesin işine yarayacak bir anlaşma.
لذا، رجاءً، دعينا نجد حلاً يناسب الجميع من هذه الورطة

Tıp o kadar ilerlemiş. Bir şekilde yardımcı olmaları lazım.
يمكنهم فعل جميع أنواع الأمور لابد من أن يكون هناك حلاً

Tamam, hepsini al. Sonra hallederiz.
حسنُ، سنأخذهم كلهم، سنجد حلاً لهذا لاحقاً