Ama fotoğraf için poz vermeyince çok hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | ولقد خاب أملي عندما لم يتمكن لي من التصور معه |
Fakat, hayal kırıklığına uğradım çünkü bu süreç sadece organ bağışı yapanlar için işliyordu. | TED | ولكن خاب أملي لأفهم هذه العملية متاحة فقط للّذين تبرعوا للزراعة |
Kabul edilemez bir şey bu. Majesteleri beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | تصرف الملك كان غير ناضج وغير مقبول لقد خاب ظني بجلالته |
Yani, kişisel olarak en iyisini yapamazsan... kendince hayal kırıklığına mı uğrarsın? | Open Subtitles | لذا إذا لم تبذل أكبر جهودك هل خاب أملك في ذاتك ؟ |
Bu ilk defa olan bir şey de değil. O da hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | أنها ليست المرة الأولى, ان أمله خاب ايضا |
Chico, beni hayal kırıklığına uğrattın! Bunu nasıl yapabilirsin? | Open Subtitles | تشيكو لقد خاب أملي فيك كيف أنت تفعل ذلك؟ |
Diğer New York ailesinin reisinin burada olmamasına üzüldüm. | Open Subtitles | لكن املي خاب لان رئيس عائلتنا بنيويورك لم يحضر |
Davetsiz girişimi bağışlayın, madam, ama karşınızda hayal kırıklığına uğramış bir adam var. | Open Subtitles | إغفري لي سيدتي الأقتحام لكنكِ ترين أمامك رجلاً خاب أمله تماماً. |
Hayal kırıklığına uğradım. En az onbeş edersin sanıyordum. | Open Subtitles | خاب ظني بك أعتقدت بأنكي تستحقين 15 دولار |
Biraz hayal kırıklığına uğradım, ama biliyorum ki kalbin doğru yerde. | Open Subtitles | خاب أملي قليلاً ولكنني أعلم أنّ نواياك حسنة |
Biraz hayal kırıklığına uğradım, ama biliyorum ki kalbin doğru yerde. | Open Subtitles | خاب أملي قليلاً ولكنني أعلم أنّ نواياك حسنة |
Dün gece senin farklı bir yanını gördüm ve hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | لقد رأيت جانب مختلف منك البارحة وقد خاب ظني |
Söylemeliyim ki, biraz hayal kırıklığına uğradım, Gary. | Open Subtitles | أتدري؟ لابد لي أن أعترف بأنه قد خاب رجائي يا غاري |
Beni hatırlamaman, hayal kırıklığına uğrattı beynimin patentini almış olmanı göz önünde bulundurursak. | Open Subtitles | لقد خاب ظني لانك لم تتذكرني علما أنك قد امتلكت براءة الاختراع لعقلي |
Büyük ihtimalle "Bunu yaptığınıza inanamıyorum, ikinizde beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattınız" derdi. | Open Subtitles | من المحتمل ان تقول لا اصدق انك تفعل هذا و خاب أملي فيكما |
Argyll Dükü'nün yazılı izni olmadan bağışlanmayacak kadar ciddi nitelikte suçlamaların olduğunu söyleyince korkarım hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | أخشى بانه قد خاب أمله عندما أخبرته بأن طبيعة أتهاماتك خطيره وبأنه لايمكن الاعفاء عنك |
Bernard, beni hayal kırıklığına uğrattın. | Open Subtitles | ذلك فظيع علينا فعل شيئ برنارد, لقد خاب أملي فيك |
Görünüşe göre bu okula giremeyeceksin. hayal kırıklığına uğradın mı? | Open Subtitles | يبدو أنّك لن تتمكن من الدخول لتلك المدرسة هل خاب أملك ؟ |
51. caddede çifte cinayet. Kocan için hayal kırıklığı mıyım? | Open Subtitles | جريمتي قتل في المقاطعة 51 هل خاب أمل زوجكِ بي؟ |
Ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı ve onu asla affetmeyeceğimi söylemezsem bir daha nasıl sağlıklı bir ilişkimiz olur? | Open Subtitles | كيف لنا أن نأمل بعلاقة صحية إن لم أخبرها كم خاب ظني بها، و بأني لن أسامحها أبدا؟ |