Ağabeyin için üzgünüm ama benden istediğin şey çok tehlikeli. | Open Subtitles | أنا آسف بشان أخيكِ لكن ما تطلبينهُ مني خطيرٌ جداً |
Oldukça tehlikeli bir adam var ve senin, planladığı şeye hazırlıklı olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | هنالك رجل طليع , و هو خطيرٌ للغاية ولا أعتقد بأنك مُستعد لخُططه |
Yükseklik Korkusu, tehlikeli bir düşman olabilir. | Open Subtitles | القلق العالي يمكن أن يكون عدوٌ خطيرٌ جداً |
Tabii okulu takımı gol attığında ya da maç kazandığında ilgilenmiyor diye tehlikeli oldu buradaki çocuklar bunlardan ziyade günlerini atlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أجل، إنّه خطيرٌ على المدرسة التي تهتمّ بالطلاب الرياضيين .. أكثر من الطلاب الذين يبذلون كلّ مابوسعهم لإنهاء اليوم |
Bu çok riskli. Onların -- Silahları, adamları muhtemel rehineleri var. | Open Subtitles | إن الأمر خطيرٌ للغاية إنهم يملكون الأسلحة، والقوى العاملة، |
Çok ciddi bir durum. Seni hemen ameliyata almalıyız. | Open Subtitles | إنه شيء خطيرٌ جداً, سنذهب لغرفة العمليات |
Evet efendim var ama yine de tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | .أجل، يا سيدي. لديهم أمن .لكن الأمر خطيرٌ جداً |
Sadece kafatası planı işe yaramazsa cadı avcılarına karşı geleceğiz. Bu çok tehlikeli. | Open Subtitles | سوف نهاجم صائدو السحرة فقط لو فشلت خطة الجمجمة، هذا خطيرٌ جداً. |
Pekala, kendi başına gidemez. Bu çok tehlikeli. | Open Subtitles | حسناً , لايُمكنها الذهاب بمُفردها إنّ هذا أمرٌ خطيرٌ للغايّة |
Şuan ikiniz birden burada olamazsınız, bu çok tehlikeli. | Open Subtitles | لا يُمكنكما البقاءُ هُنا سوياً الآن إنّ هذا أمرٌ خطيرٌ للغايّة |
İkimizin birden burada olması çok tehlikeli. | Open Subtitles | فالوضعُ خطيرٌ للغايّة لكلينا أنّ نظلاَ سوياً في المكان ذاتــــــه |
Çok tehlikeli. Bundan sağ kurtulsa bile asla oradan sağ çıkamaz. | Open Subtitles | الأمر خطيرٌ جداً، حتّي لو نجت من المحاولة، لن تستطيع الهروب حيةً أبداً |
İçinde yaşadığımız Dünyanın çok tehlikeli bir yer olduğu gerçeğini düşünüyordum. | Open Subtitles | أنا أفكر في حقيقة أنّ هذا العالم الذي نعيش فيه خطيرٌ جدًا |
Çok büyük ve muhtemelen tehlikeli bir şey olmalı. | Open Subtitles | ،إنَّه شيءٌ كبيرٌ جدًّا وربما خطيرٌ جدًّا |
İkisinin de sana karşı duyguları olduğu gerçeği de yeterince tehlikeli. | Open Subtitles | حقيقة أنّهما يكنّان المشاعر نحوكِ أمرٌ خطيرٌ أيضاً |
Pekâlâ, öyle olsun ya da olmasın şu an burada olmanız bile sizin için gerçekten çok tehlikeli. | Open Subtitles | حسنٌ، أيّا كان هذا أو العكس فحتما فالوضع خطيرٌ جدًّا عليكما يا رفاق أن تكونان هنا حاليًا |
O kadar tehlikeli hâle gelmiş ki onu öldürmek zorunda kalmış. | Open Subtitles | اتضح فيما بعد أنّه خطيرٌ جدًّا مما اضطرها إلى قتله |
- Çok tehlikeli. Patlama olabilir. | Open Subtitles | الوضع خطيرٌ للغاية يمكن أن يتسبب ذلك في إنفجار. |
Bu çok tehlikeli. Böyle orta yerde konuşmamalıyız. | Open Subtitles | هذا أمرٌ خطيرٌ جدًا لا ينبغي أن نتحدث بشان هذا |
Dışarıya seni görebilecekleri yere çıkman çok riskli. | Open Subtitles | الخروج هناك حيث بإمكانهم رؤيتك إن الأمر خطيرٌ جدًا |
Kriket maçınızı bölerek bizi buraya getirecek kadar ciddi. | Open Subtitles | هو كذلك سيدي اللورد، خطيرٌ بما يكفي لجلبنا هنا لمُقاطعة مباراتك للكريكيت |
- Tehdit için kozu olan bir fırsatçı tehlikelidir. | Open Subtitles | هذا إبتزاز انتهازي مع تهديد حقيقي هذا شيءٌ خطيرٌ للغاية |