"خطيرٌ" - Translation from Arabic to Turkish

    • tehlikeli
        
    • riskli
        
    • ciddi
        
    • tehlikelidir
        
    Ağabeyin için üzgünüm ama benden istediğin şey çok tehlikeli. Open Subtitles أنا آسف بشان أخيكِ لكن ما تطلبينهُ مني خطيرٌ جداً
    Oldukça tehlikeli bir adam var ve senin, planladığı şeye hazırlıklı olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles هنالك رجل طليع , و هو خطيرٌ للغاية ولا أعتقد بأنك مُستعد لخُططه
    Yükseklik Korkusu, tehlikeli bir düşman olabilir. Open Subtitles القلق العالي يمكن أن يكون عدوٌ خطيرٌ جداً
    Tabii okulu takımı gol attığında ya da maç kazandığında ilgilenmiyor diye tehlikeli oldu buradaki çocuklar bunlardan ziyade günlerini atlatmaya çalışıyor. Open Subtitles أجل، إنّه خطيرٌ على المدرسة التي تهتمّ بالطلاب الرياضيين .. أكثر من الطلاب الذين يبذلون كلّ مابوسعهم لإنهاء اليوم
    Bu çok riskli. Onların -- Silahları, adamları muhtemel rehineleri var. Open Subtitles إن الأمر خطيرٌ للغاية إنهم يملكون الأسلحة، والقوى العاملة،
    Çok ciddi bir durum. Seni hemen ameliyata almalıyız. Open Subtitles إنه شيء خطيرٌ جداً, سنذهب لغرفة العمليات
    Evet efendim var ama yine de tehlikeli olabilir. Open Subtitles .أجل، يا سيدي. لديهم أمن .لكن الأمر خطيرٌ جداً
    Sadece kafatası planı işe yaramazsa cadı avcılarına karşı geleceğiz. Bu çok tehlikeli. Open Subtitles سوف نهاجم صائدو السحرة فقط لو فشلت خطة الجمجمة، هذا خطيرٌ جداً.
    Pekala, kendi başına gidemez. Bu çok tehlikeli. Open Subtitles حسناً , لايُمكنها الذهاب بمُفردها إنّ هذا أمرٌ خطيرٌ للغايّة
    Şuan ikiniz birden burada olamazsınız, bu çok tehlikeli. Open Subtitles لا يُمكنكما البقاءُ هُنا سوياً الآن إنّ هذا أمرٌ خطيرٌ للغايّة
    İkimizin birden burada olması çok tehlikeli. Open Subtitles فالوضعُ خطيرٌ للغايّة لكلينا أنّ نظلاَ سوياً في المكان ذاتــــــه
    Çok tehlikeli. Bundan sağ kurtulsa bile asla oradan sağ çıkamaz. Open Subtitles الأمر خطيرٌ جداً، حتّي لو نجت من المحاولة، لن تستطيع الهروب حيةً أبداً
    İçinde yaşadığımız Dünyanın çok tehlikeli bir yer olduğu gerçeğini düşünüyordum. Open Subtitles أنا أفكر في حقيقة أنّ هذا العالم الذي نعيش فيه خطيرٌ جدًا
    Çok büyük ve muhtemelen tehlikeli bir şey olmalı. Open Subtitles ،إنَّه شيءٌ كبيرٌ جدًّا وربما خطيرٌ جدًّا
    İkisinin de sana karşı duyguları olduğu gerçeği de yeterince tehlikeli. Open Subtitles حقيقة أنّهما يكنّان المشاعر نحوكِ أمرٌ خطيرٌ أيضاً
    Pekâlâ, öyle olsun ya da olmasın şu an burada olmanız bile sizin için gerçekten çok tehlikeli. Open Subtitles حسنٌ، أيّا كان هذا أو العكس فحتما فالوضع خطيرٌ جدًّا عليكما يا رفاق أن تكونان هنا حاليًا
    O kadar tehlikeli hâle gelmiş ki onu öldürmek zorunda kalmış. Open Subtitles اتضح فيما بعد أنّه خطيرٌ جدًّا مما اضطرها إلى قتله
    - Çok tehlikeli. Patlama olabilir. Open Subtitles الوضع خطيرٌ للغاية يمكن أن يتسبب ذلك في إنفجار.
    Bu çok tehlikeli. Böyle orta yerde konuşmamalıyız. Open Subtitles هذا أمرٌ خطيرٌ جدًا لا ينبغي أن نتحدث بشان هذا
    Dışarıya seni görebilecekleri yere çıkman çok riskli. Open Subtitles الخروج هناك حيث بإمكانهم رؤيتك إن الأمر خطيرٌ جدًا
    Kriket maçınızı bölerek bizi buraya getirecek kadar ciddi. Open Subtitles هو كذلك سيدي اللورد، خطيرٌ بما يكفي لجلبنا هنا لمُقاطعة مباراتك للكريكيت
    - Tehdit için kozu olan bir fırsatçı tehlikelidir. Open Subtitles هذا إبتزاز انتهازي مع تهديد حقيقي هذا شيءٌ خطيرٌ للغاية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more