"دون أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadan
        
    • etmeden
        
    • bile
        
    • hiç
        
    • vermeden
        
    • sormadan
        
    • yapmadan
        
    • halde
        
    • olmaz
        
    • almadan
        
    • edilmeden
        
    • hiçbir
        
    • onu
        
    • şekilde
        
    • olmadığı
        
    - Hakan'ın nişanlısını, katillerinin koruması olmadan kılıçlarımızın altına atacağına inanıyor musunuz? Open Subtitles أتعتقد أن الخان سيحضر خطيبته تحت خطر سيوفنا دون أن يحرسها سفاحيه؟
    Onunla her zaman sen olmadan bir şeyler yaptık ve sen hiç üzülmedin. Open Subtitles نفعل أنا وهو طوال الوقت أموراً من دون أن تكون معنا ولا تغضب
    Basit ve kafanıza geçirebileceğiniz bir cihazla gerçek anlamda insan beyninin içini görebiliyor ve tek kelime etmeden zihinsel haritasını çıkarabiliyoruz. TED عن طريق ارتداء جهاز بسيط، يمكننا رؤية ما بداخل الدماغ البشري، وتعلم جوانب من المشهد العقلي لدينا دون أن ننطق بكلمة.
    Ve bazen durum şu kadar basit bir hale gelir: esas yaraları babalarının kendileriyle gurur duyduğunu bir kez bile söylemeden ölmesidir. TED وفي بعض الأحيان كان الأمر يتعلق بأشياء بسيطة، مثلا، أن الجرح الأساسي يكمن في أن الأب توفي دون أن يخبرهم بأنه فخوربهم،
    Deden onu bu heykelde ebedileştirirken aylarca hiç kıpırdamadan öylece durdu. Open Subtitles لقد وقفت لشهور دون أن تتحرك بينها جدك رسمها على الرخام
    Sizlere özel bir şey vermeden buraya gelmemem gerektiğini düşündüm. TED أعتقدت أنه لا يمكن أن آتي هنا دون أن أعطيكم شيئا خاصا.
    Bana sorarsanız, konunun narinliği göz önünde bulundurulduğunda avukatın olmadan konu hakkında bir şey söyleme, benim tavsiyem budur. Open Subtitles أتعلم ماذا؟ الموضوع حساس جداً لا تعلًق بأي شيء عن الموضوع من دون أن يكون محاميك حاضراً هذه نصيحتي
    O yanımda olmadan bir sabah daha tek başıma uyanmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أستيقظ يوماً آخر دون أن أجدها ممدده بجانبي
    Bana duygusallık olmadan seks yaptığın bir kız ismi ver. Open Subtitles اذكر فتاة واحدة طارحتها الغرام دون أن تكنّ لها مشاعر
    Daha önce Britanya ordusunu Knightmare'ler olmadan da bozguna uğratmıştı. Open Subtitles قد هزم الجيش البريطاني من قبل دون أن يستخدم النايتمايرز
    içkili ya da uçmus olmadan veya orada bir "sey" oldugu kuskusunu duymadan. Open Subtitles من دون أن أكون سكران أو متعالي أو متوجس من وجود رجل هناك
    Eğer ölümcül bir günah işlersen ve tövbe etmeden ölürsen, cehenneme gidersin. Open Subtitles إن ارتكب المرء إثماً و مات دون أن يتوب يكون مصيره النار
    Bunca şey gözlerimin önünde ben fark etmeden, nasıl olmuş? Open Subtitles كيف يظهر ذلك الكابوس أمام عيني دون أن أعلم ذلك؟
    Efendim, bir saldırı konusunda ciddi bilgilerimiz olduğu gerçeğini belli etmeden, bunu yapamayız. Open Subtitles سيدي، لا يمكننا عمل هذا دون أن نتجاهل أن لدينا معلومة مسبقة بالهجوم
    Joon'a uyup uymayacağı endişesi taşımadığım bir ilişkim bile yok. Open Subtitles لا أستطيع حتى أقامة علاقة دون أن اقلق حول جوون
    Kibirli bir bakış görmeden bir gün bile geçiremem ben! Open Subtitles أنا شخصيا لا أستطيع أن أقضي يوما دون أن أراك
    Yani insanlara fark ettirmeden onları izleyebilir ve hesap vermeden istediğimizi yapabilirdik. TED سيمكننا التجسس على الغير من دون أن يلاحظنا أحد وأن نفعل ما نشاء دون أن نتحمل عواقب أفعالنا.
    Diğer insanların ihtiyaç ve isteklerini sormadan bilemeyiz. TED لا يمكننا معرفة احتياجات الأشخاص الآخرين دون أن نسألهم.
    Bir adam bir kadına ona kur yapmadan çekici olduğunu söyleyemez mi? Open Subtitles ألا يمكن للرجل أن يقول للمرأة عن جمالها دون أن يكون غزلاً؟
    O halde söylemek istediğin dahice bir fikrin olmadan tüküremez misin? Open Subtitles إذا، ماتقوله أنك لا تستطيع البصق دون أن تراودك فكرة عبقرية.
    Böylelikle içebilirsiniz, takılırsınız ve endişelenecek bir şey de olmaz. Hayır. Open Subtitles ,بهذه الطريقة بوسعكم أن تشربوا وتتسكّعوا دون أن تقلقوا من شيء
    Şimdi bana bunların nasıl mümkün olabildiğini anlatacaksın ya da kan dolaşımına bir hava kabarcığı yollayacağım ve intikamını almadan felç geçireceksin. Open Subtitles والآن ستخبرني, أنّى لأي من هذا ممكن, أو سأضع فقاعات هواء داخل مجرى دمك وستصاب بسكتة دماغية دون أن تحصل على انتقامك
    Bu şekilde Ajan Garrity ve Ajan Bayan Bloom fark edilmeden hareket edebilecek. Open Subtitles لدى اجينت غاريتي والسيده اجينت بلوم يمكن ان تتحرك دون أن يلاحظها أحد
    O sularda 3 gün boyunca hiçbir iz bulamadan gezindim durdum. Open Subtitles ابحرت في هذه المياه لثلاثة أيام من دون أن اصطاد شيئاَ
    onun hakkında böyle onur kırıcı şekilde konuşmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles و أدعك تتحدث عنها هكذا دون أن أدافع عن شرفها
    Anlamıyorum, bu ulusun ortak girişimi ya da gerçekleşmesini istediğid bir ulusal hedefi olmadığı sürece de başka türlü olmayacak. TED لا أرى، من دون أن تتّخذ هذه الأمة هذا الأمر كإرادة الجماعية أو كهدف وطني يجب تحقيقه، فإنّ هذا لن يحدث.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more