"ذهبتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • gittim
        
    • gitmiştim
        
    • gidip
        
    • gittiğimde
        
    • çıktım
        
    • gittiğimi
        
    • gidersem
        
    • gittiğim
        
    • gittik
        
    • girdim
        
    • gittin
        
    • çıkmıştım
        
    • giderken
        
    • geldim
        
    • gitsem
        
    İki hafta boyunca her akşam aynı saatte oraya gittim. Open Subtitles لقد ذهبتُ هناك كلِّ ليله فى نفس الوقت لمدة إسبوعان
    İki hafta boyunca her akşam aynı saatte oraya gittim. Open Subtitles لقد ذهبتُ هناك كلِّ ليله فى نفس الوقت لمدة إسبوعان
    Vietnam'a gittim, orada bana kadınları ve küçük çocukları öldürmeyi öğrettiler. Open Subtitles ذهبتُ إلى فييتنام حيثُ علموني كيف أقتل النساء و الأطفال الصِغار
    Hayatımda ilk kez iyi bir lokantaya gitmiştim, gerçekten iyi bir restoranta. TED أتذكرُ المرة الأولى التي ذهبتُ فيها إلى مطعم جميل، مطعم جميل حقًا.
    Başka bir adama gidip 80 kağıt verdik, hemen imzaladı. Open Subtitles ذهبتُ إلى رجل آخر. أعطيته 80 دولار. ووقع على الفور.
    Bir sonraki sabah, bankaya gittim ve bütün birikimimi çektim. Open Subtitles في الصباح التالي، ذهبتُ إلى المصرف، و سحبتُ كل مدّخراتي
    Ben 4 seneliğine Londra'ya gittim, o da benim adımla, üniversiteye. Open Subtitles ذهبتُ إلى لندن لأربعة سنوات و هو دخل الكلية الملكية باسمي
    Beni bezdirmişti. Sonunda sussun diye ben de gittim, sanki... Open Subtitles كان يزعجني، لذلك ذهبتُ معه لأُسكِتَه :وددتُ أن أقول له
    Muayenehanenize gittim ama orada değildiniz. Ben de buraya geldim. Open Subtitles ذهبتُ لعيادتُكَ, لكنني لم اجدك َ هناك لذلك أتيتُ هنا
    Muayenehanenize gittim ama orada değildiniz. Ben de buraya geldim. Open Subtitles ذهبتُ لعيادتُكَ, لكنني لم اجدك َ هناك لذلك أتيتُ هنا
    Belki hâlâ bu yöntemi kullanıyorlardır diye düşündüm ve dün gece oraya gittim. Open Subtitles و إعتقدتُ أنهم ربما مازالوا يستخدمونها لذلكَ ذهبتُ إلى هناك في آخر ليلة
    Yazar cemiyetinin bir üyesi olarak, evine taziyelerimi iletmeye gittim. Open Subtitles بصفتي عضو بمُجتمع الكتّاب، ذهبتُ إلى منزلها لتقديم تعازيّ لها.
    Bu sabahın ilk saatlerinde başka bir koya bakmaya gittim ve suda bir yetişkinle oynayan iki küçük yavru buldum. Open Subtitles ذهبتُ لأستطلع في خليج صغيرِ آخرِ في هذا الصباح الباكر و وجدتُ جروين صغيرين يلعبان في الماء مع بالغِ واحد.
    Bir kaç kez üniversiteye gittim ve eski tanıdıklarla karşılaştım. Open Subtitles ذهبتُ إلى الجامعة بضعة مرات و رأيتُ بعض الوجوه القديمة
    Ülkenin diğer tarafında, derse gittim ve defterimin kenarlarına bir şiir yazdım. TED وعلى الجانب الآخر من البلاد، ذهبتُ إلي صفّي المدرسي وكتبت قصيدةً في هوامش دفتري.
    Bu bahçeyi tasarlarken New York Restorastasyon proje ofisine gittim ve aşağıda tanıdık bir isimle karşılaştım. TED وفي الطريق لتصميم هذه الحديقة، ذهبتُ إلى مكتب مشروع ترميم نيويورك، ولاحظت اسمًا مألوفًا على باب الطابق السفلي.
    Sen doğmadan önce bir keresinde bir donanma gösterisine gitmiştim. Open Subtitles ذات مرّة ، ذهبتُ لأشاهد عرضاً للبحرية كان قبل ولادتكِ
    Buzdolabına gidip bir kaç bira aldım ve oturup televizyon izlemeye başladım. Open Subtitles و ذهبتُ إلى الثلاجة و أخذتُ بعض البيرة، و جلستُ أشاهد التلفاز.
    Onu almaya gittiğimde fark ettim ki evlilik tarihimiz içine kazınmış. Open Subtitles عندما ذهبتُ لأحضره لاحظت تاريخ زواجنا محفورٌ على الوجه الداخلي للخاتم
    Ben de gece odanın boş olup olmadığını kontrol etmek için yukarı çıktım ve kadını buldum. Open Subtitles لذا في منتصف الليل، ذهبتُ للتأكّد، إذا كان المكان فارغاً، ووجدتها في الحوض.
    Oraya gittiğimi sana söyledim. Yapamadım. Open Subtitles قلت لك أنني ذهبتُ إلى هناك لم أستطع فعلها
    Kaçmak kavramını bile anlamamıştım ama geceleri Çin'den gelen ışıkları görebiliyordum ve ışığın olduğu yere gidersem bir kâse pirinç bulabilir miyim diye merak ettim. TED لم أكن أدري حتى مفهوم الفرار، لكن كان يمكنني رؤية الأضواء من الصين ليلاً، وتساءلتُ لو أني ذهبتُ لتلك الأنوار، ربما أعثر على طبق أرز.
    Buna çılgınlık mı diyorsun? Benim gittiğim bazı klüpleri görmelisin. Open Subtitles فيجب إذن أن ترى بعض الملاهي الليلة التي ذهبتُ إليها
    Dün kızlarla birlikte alışveriş merkezine gittik. Open Subtitles بالأمس ذهبتُ إلى صالة المبيعات الشمالية برفقة الفتيات.
    53 kere, arkamı sen kolladığımı sandığımdan, nelere girdim şimdi ise bu çıktı. Open Subtitles خمسة وثلاثون مرة ذهبتُ خارج القاعدة وأنا أحسب أنك تحمي ظهري والآن هذا
    O gece salona gittin. Open Subtitles لذا ذهبتُ لقاعة المُناسبات في تلك الليلة.
    70'lerde Kanada'nın doğusunda kunduz avına çıkmıştım. Open Subtitles ذهبتُ إلى شرقيّ ''كندا'' لاصطياد القندس في السبعينيّات.
    Ben de maça giderken mahkemeye uğradım. Open Subtitles لذا , ذهبتُ إلى قاعة المحكمة في الطريق إلى المباراة
    Daha sonra eve geldim ve annemden kocaman bir güvenoyu aldım. Open Subtitles وعندما ذهبتُ للمنزل وحصلتُ على صوت كبير مِن الثقة مِن والدتي.
    Garaja albüm için fotoğraf çekmeye gitsem orada bir sürprizle karşılaşmam değil mi? Open Subtitles إذن، لو ذهبتُ للخارج للمرآب لآخذ صورةً من أجل ألبوم العائلة لن يكون هناك أي مفاجئات ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more