"رغبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • isteği
        
    • arzu
        
    • istemiyorum
        
    • arzusu
        
    • niyetim
        
    • istiyor
        
    • arzum
        
    • istediğini
        
    • isteğim
        
    • istediği
        
    • istiyorum
        
    • için
        
    • isteğini
        
    • isteğine
        
    • istedi
        
    Bir vücut oyununa bakacağız. Bu, spontane bir kendini yerçekiminden kurtarma isteği. TED سوف ننطر في الألعاب الجسمانية, و التي رغبة عفوية للتخلص من الجاذبية.
    Bay Chase, gururum okşandı ancak işimi çok ciddiye alıyorum ve geçici bir arzu adına bunu riske atmayı hiç istemiyorum. Open Subtitles أشعر بالإطراء، لكن آخذ عملي على محمل الجد لا أريد تعريض كل شيء للخطر لقاء ما يزعم أنها رغبة سريعة الزوال
    Eğer bir arzusu içerdiği ne kadar enerji biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعرف كمية الطاقة التى تحتويها رغبة غير مُرضاة ؟
    Bilmenizi istiyorum ki, masum Amerikan vatandaşlarına zarar vermek gibi bir niyetim yok. Open Subtitles ما أريده هو أن أقنعكِ أنني لا أملك أي رغبة بإيذاء أمريكيين أبرياء
    Arkadaşım öğrenmek istiyor, bir kadın nasıl tatmin edilir, söyler misin? Open Subtitles ،صديقي يريد أن يعرف هل لا أخبرتينا كيف نشبع رغبة امرأة؟
    Seni kurtarmak gibi bir arzum yok ancak emirlerine uymak zorundayım. Open Subtitles ليس لدي أي رغبة لانقاذك ولكن أجد نفسي مضطرا إلى الانصياع.
    Bu efendimizin isteği olabilir ama yine de çok bencilce. Open Subtitles ،قد تكون هذه رغبة مولانا لكنه تمادى كثيرا بحب الذات
    Bu kadar uzun süre nefes almanın, bir Kızılderililin isteği olduğunu unutma. Open Subtitles تذكر أنها كانت رغبة ذو البشره الحمراء التى جعلتك تتنفس بهذا الخوف
    İçsel bir duyguyla başlar, içsel bir arzu ya da ihtiyaçla. TED حيث تبدأ بإحساس داخلي, رغبة داخلية, أو حاجة.
    Bugün okyanusları kurtarmaktan çok ekolojik arzu için buradayım. TED أنا هنا اليوم لأن إنقاذ المحيطات أمر أكبر ما يكون من رغبة إيكولوجية.
    Durumuna karşı anlayışsız değilim. Sana zarar geldiğini görmek istemiyorum. Open Subtitles ولا أنكر التعاطف لموقفك، وليس لدي أي رغبة في أذيتك
    İnanın bana bu tecrübeyi tekrarlamayı hiç istemiyorum. Open Subtitles وليس لدي، صدقني، أي رغبة بإعادة تلك التجربة
    Bunun çok güçlü bir kefaret ödeme arzusu... olduğunu düşünmüyor musun? Open Subtitles ألا تعتقد بوجود رغبة قوية هنا في التكفير عن أفعالك ؟
    Öyle mi? Kendimizi çılgınlığa teslim etmemiz Tanrı'nın arzusu mu? Open Subtitles هل هي رغبة الرب أن نسلم أنفسنا إلى الفوضى ؟
    Seni kırmak gibi bir niyetim yok ama mevkiini kullanman... Open Subtitles لا رغبة لدي في إهانتك، ولكن استدعاء فرق الرتب بيننا
    Tom Ripley, sizi ya da sahip olduklarınızı istemekten öteye gidip siz olmayı ve bir zamanlar sahip olduklarınızın hepsini istiyor. Siz yerin altındayken, adınızı kullanıyor, yüzüklerinizi takıyor, banka hesabınızı boşaltıyor. TED يتحوّل طوم من رغبتك أو رغبة ما تمتلكه إلى انتحال شخصيتك و امتلاك ما كنت تملكه، و بينما أنت أسفل ألواح الأرضية، فهو يجيب عندما ينادى اسمك، يرتدي خواتمك، يفرغ حسابك البنكيّ.
    Her arzum yerine getirilse de, arzularımdan mahrumdum. Open Subtitles كل الرغبات التى تُلبى أزالتني رغبة أخرى منى
    Yani yönetmenin niye bütün yemeklerini benimle yemek istediğini anlamıyorum. Open Subtitles لذا لا أفهم رغبة المخرج في تناول كل وجباته برفقتي
    Peki, madem babama bu kadar ihtiyacım var nasıl oluyor da üç haftadır telefon numarasını yanımda hiç arama isteğim olmadan taşıyabiliyorum? Open Subtitles حسناً إذا كنت بحاجة لوالدي بهذه الشدة فأنا أملك رقم هاتفه منذ 3 أسابيع و ليست لدي أي رغبة للإتصال به ؟
    Majesteleri, yürekten istediği tek şey var, o da Silahşor olmak. Open Subtitles صاحب الجلالة , قلبه لديه فقط رغبة واحدة وذلك ليصبح فارساً
    Hayattan bıktığı ya da yaşama arzusunu kaybettiği için değil. Open Subtitles لم تكن قد تعبت من الحياة أو فقدت رغبة العيش
    Jaffa'nın özgürlüğe olan isteğini onlara karşı güç kazanmak için kullanmış. Open Subtitles إستعمل رغبة الجافا بالحرية ضدهم لذا هو يمكن أن يكسب القوة
    Bu insanların isteğine bağlı olacaksa öyle olsun o zaman, ama kendinden emin olsan iyi edersin küçük rahibe çünkü ben bekleyebilirim. Open Subtitles إنّ كانت تلك رغبة الناس، و هي كذلك، من الأفضل أن تكوني واثقة، أيّتها الراهبة لأنّه يسعني الانتظار
    Lord, çalışma odasındaki Çin heykelinin, kapının önündekiyle değiştirilmesini mi istedi? Open Subtitles هل هي رغبة اللورد بإستبدال الصيني الذي في غرفه الإجتماع بالذي خارج الغرفه؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more