"زهرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • çiçek
        
    • çiçeği
        
    • Zehra
        
    • gül
        
    • Yaban
        
    • çiçeğini
        
    • Zohra
        
    • çiçeğin
        
    • çiçeğinin
        
    • çiçeğe
        
    • çiçekten
        
    • çiçekleri
        
    • çiçeğim
        
    • çiçekler
        
    • Gülü
        
    Başka bir deyişle, şuradaki ilk bir kaç cümle, bunun bir üzüm bitkisi olduğunu düşünürsek: kök yap, dal yap, çiçek aç gibi şeyler. TED بعبارة أخرى ، الجملتين الأولى هنا لو افترضنا ان هذا الجينوم خاص بنبتة العنب اصنع هنا جذر ، وهنا فرع ، وكوّن هنا زهرة
    Bir kuş ya da çiçek olmadan yerden havalanmak yeterince zor zaten. Open Subtitles من الصعب البدء على آية حال على أن تكون طائر أو زهرة
    Eğer ona dokunmak için uzanırsan çiçeğin, aslında bir çiçek olmadığını yüzlerce küçük böceğin oluşturduğu bir dizayn olduğunu keşfedersin. Open Subtitles إذا حاولت لمسها تكتشفين أن الزهرة ما كانت زهرة مطلقا بل تشكيلة من مئات الحشرات الصغيرة جدا تسمى بق الفتيد
    Ona verdikleri çiçeği bozmak istemediği için paltosunun önünü kapatmamış. Open Subtitles أعطوها زهرة كجائزة ولم ترد تطبيقها لذلك لم ترتب معطفها
    Senin gibi güzel bir çöl çiçeği dünyanın en güçIü adamının kollarında olmalı. Open Subtitles زهرة الصحراء الجميله مثلك يجب أن تكون بين ذراعى أقوى رجل فى العالم
    Biliyorsun, Zehra Teyze de senin okumanı isterdi. Open Subtitles أنت تعرفين، عمتي زهرة تمنت ذهابك إلى الجامعة
    İsa'nın gül olarak gösterilmesi İncil'de çokça geçen bir tema. Open Subtitles السيد المسيح ضمن زهرة هي فكرة شائعة موجودة ضمن الإنجيل
    Bakalım sihirli bir çiçek yaratabilecek miyiz? Olur mu sence? Open Subtitles وشوف إذا أمكننا أن ننتج زهرة سحرية أتسائل هل يمكننا؟
    Dünya üzerinde beyaz güllerden daha fazla sevdiğim çiçek yoktur. Open Subtitles أُحب الورود البيضاء أكثر من أى زهرة على وجه الأرض
    Ancak üç haftada her bir kaktüs 200'den fazla çiçek üretir. Open Subtitles ولكن لمدة أسبوع ، سينتج الصّبّار ما يقارب ال 200 زهرة
    Herbaharhatırlarız açan her gülle çiçek açan her ayçiçeğiyle filizlenen her zambakla. Open Subtitles .. نتذكر كل ربيع بالورود التي تزدهر وبكل زهرة عبادّ شمس تتفتح
    Burada başka bir küçük çiçek - farklı aralıkta ultraviyole frekansları, polen taşıyıcılarla eşleşecek farklı filtreler. TED وهذه زهرة صغيرة أخرى تملك طيفاً واسعاً من الالوان فوق النفسجية باستخدام فلاتر عدة .. هكذا ابدو .. لكي تشبه الملقحات ..
    Ve özellikle yüksek talep gören bir çiçek vardı: lale. TED وكان هنالك زهرة واحدة مطلوبة جداً بشكل خاص إنها زهرة التوليب.
    Bu gördüğünüz boyu 60 santimetreye yaklaşan fil yamı çiçeği. Open Subtitles ارتفاع حوالى 60 سنتيمترا , وهذا هي زهرة البطاطا الضخمة.
    Bayan Wang sana bir eş buldu mu, Kar çiçeği? Open Subtitles هل وجدت السيدة وانغ شخص لك , زهرة الثلج ؟
    - Bu marshmallow-kökü çiçeği. - Mallow votkası şişesinin üzerinde. Open Subtitles هذه هي زهرة جذور المارشميلو في زجاجة من مالو فودكا
    Gerçi biz kendimiz de giderdik ama Zehra Annem hep beraber gitmek isterdi. Open Subtitles تمنيت لو كنا ذهبنا بمفردنا، ولكن الأم زهرة أرادت أن نذهب معا
    Ama sonra, bir kış gecesi şatoya, yaşlı bir dilenci kadın gelmiş, prense bir tek gül verip, karşılığında soğuktan korunacak bir yer istemiş. Open Subtitles وفي إحدى ليالي الشتاء جاءته امرأة متسولة عجوز وقدمت إليه زهرة واحدة
    O zaman saçlı sakallı hanımeli çiçeğini bana sonra anlatabilirsin. Hadi gidip Yaban mersinli tatlı yiyelim. Open Subtitles إذا يمكنك إخباري عن زهرة العسل المشعرة فيما بعد
    Eğer çiçeğini yiyeceksen çiçekli bir pasta vermenin ne mantığı var? Open Subtitles ما المغزى من احضار كعكة عليها زهرة اذا كنت ستأكلي الزهرة؟
    Öteki dünyada bu kalbin bir anlamı olmayacak, Zohra Bai. Open Subtitles هذا القلب لن يعني شيئا في شمال شرق t العالم، زهرة باي
    Her bir çiçeğin uzun boynunun altında lezzetli bir nektar havuzu yatıyor. TED تجمّع للرحيق اللذيذ يقع في الجزء السفلي من المتاع الطويل لكل زهرة.
    Bu lifler hayatlarına pamuk çiçeğinin derinliklerinde, yani tohumun yüzeyinde başlıyorlar. TED تبدأ هذه الألياف بالنمو عميقًا داخل زهرة القطن، على سطح بذرة.
    Arılardan sadece belirli bir renge gitmeyi değil, ayrıca belirli bir renkteki çiçeğe sadece özel bir şablondaysa gitmeyi öğrenmelerini istedik. TED طلبنا من النحل تعلم ليس فقط الذهاب إلى لون معين، ولكن إلى زهرة بلون معين فقط عندما تكون في نمط معين.
    Bu insanlar çiçekten çiçeğe bir fırça ile polen taşıyorlar. TED بحيث يقوم هؤلاء العمال بتلقيح زهرة تلو الأخرى بواسطة فرشاة رسم.
    Sardunyalar, ortancalar ve yasemin çiçekleri dururken, sen gittin papatyaları seçtin. Open Subtitles هناك زهرة غرنوقي كوبية ، ياسمين ، واخترت الإقحوانات.
    Yetiştirme operasyonuna yardım etmeye başladığımda bana sudaki nilüfer çiçeğim dedi. Open Subtitles وبعدها عندما بدأت في مساعدتهما في عملية الإنبات، أطلق عليّ إسم "زهرة اللوتس" خاصته.
    çiçekler açar sizi alır gider Open Subtitles والرائحة الخانقة من زهرة اللوتس ستحملك بعيدا
    Şimd, bayanlar baylar bir sonraki gösterimiz Mısır'ın Gülü harika dansöz, Esmeralda. Open Subtitles القادم في برنامجنا زهرة مصر الإعجوبة الراقصة، إزميرالدا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more