"سئمت" - Translation from Arabic to Turkish

• bıktım
• sıkıldım
• yoruldum
• gına
• hasta
• yeterince
• sıkılmaya
• sıkılmıştım
• yeter
• sıkıldın
• işim bitti
• bıkmıştım

Georgia'daki fidanlığından... ve papatya gibi beyaz dostlarından bıktım usandım artık!
و أنا سئمت السماع عن مزرعتك فى جورجيا و أصدقائك العفيفين

Bu para işinden bıktım. Sadece ne yapmam gerektiğini söyle bana. Pekala.
لقد سئمت من موضوع المال فقط أخبرني ما يجب علي أن أفعله

Ha bire Allah'ın adını duymaktan sıkıldım. Onun bunlarla ne ilgisi var?
سئمت من سماع الحديث عن الرب طيلة الوقت ما علاقته بأي شيء؟

Ama, dürüst olmak gerekirse çirkin yüzlerinizi görmekten çok sıkıldım.
لكن ، لقد سئمت من وجوهكم القبيحة و شخصياتكم الكئيبة

Ama seninde, onunda, arkadaşlarınında bütün... suçu bana atmanızdan yoruldum!
لكننى سئمت منك سئمت من لومك لزملائه ولى على فشله

Mongi'den bıktım. Özellikle son olanlardan sonra kuzeye gitmek istiyorum.
لقد سئمت من مونجي خصوصاً الآن , بعد كل ماحدث

Hafta içi, gecenin bir yarısında kulüplere giden... böyle kızlarla karşılaşmaktan bıktım.
سئمت من المرور بفتيات في الحانة كلهن متأخرات في أمسية نهاية أسبوع

Ben seni temsil ediyorum ve kuyruğumu bacaklarımın arasına kıstırmaktan bıktım.
بل يخصني، أن أمثلك بالخارج و سئمت من الخضوع و الإستسلام

Hayır, bu adamın sürekli bağırıp bana ne yapmam gerektiğini söylemesinden bıktım artık.
لا, لقد سئمت من هذا الشخص دائماً يثرر و يخبرني ما عليّ فعله

Değilmişsin gibi davranmaktan bıktım bu yüzden direk söylüyorum, tamam mı?
لقد سئمت من إدعاء عكس ذلك لذا سأكون مباشراً وصريحاً معك

Bak silahını ver ve evine git, savaşmaktan sıkıldım artık.
حسناً، أعطني سلاحك و عد الى بيتك، لقد سئمت القتال

Bu kasabada kimsenin beni ciddi bir bilimadamı gibi görmemesinden sıkıldım.
سئمت من عدم أخذي عالماً على محمل الجد في هذه البلدة

Çünkü sana ne kadar kötü davrandığını dinlemekten çok sıkıldım.
لاننى سئمت من سماعه يشكو وكيف أنك لن تغفرى له

Biliyomusun, senin saçmalıklarından sıkıldım artık, ne istiyorsan onu yap.
أتعلم؟ لقد سئمت جداً من السماع عن ذلك الفيلم اللعين

Ve bu beni oldukça üzüyor çünkü işlerin yolunda gitmediğini görmekten yoruldum ve sıkıldım artık.
وهذا يجعلني حزينا جدا، لأنني سئمت وتعبت من الأشياء التي لا تعمل.

faydalanırdı Şahsen, yoruldum artık unutmaktan ve bu yapılacak çok kolay bir şey.
شخصيا، سئمت من النسيان، والقيام بهذا الأمر سهل للغاية.

Küçük bir azınlığın, cinsiyet, gelir, ırk ve sınıf farklılıklarını kullanarak çoğunluk üzerinde egemenlik kurmasından yoruldum artık.
أنا سئمت من السلطة التي يملكها فئة قليلة من الناس على الأكثرية من خلال الجنس والدخل والعرق وحتى الطبقة

Bir gece için yeterince doldum ve hepinizden gına geldi!
فقد مررتُ بما يكفي لليلة واحدة! لقد سئمت هذه الحياة!

Ben, tanıdığım kadınların hasta ve yorgun olmasından hasta ve yorgunum.
‫لقد سئمت وتعبت من النساء اللاتي أعرفهن ‬ ‫ممن سئمن وتعبن.‬

Şimdi ikinizin bu cinayetlerde suçlu olup olmadığım hakkında ne düşündüğünüzü yeterince öğrendim.
لذلك، أنا سئمت منكما وأنتم تتساءلون إن كنت مذنبة بتلك الجرائم أم لا

O şeyi bana doğrultmandan sıkılmaya başladım. İyi misin?
لقد سئمت من الإشارة بذلك إلي, هل انتي على ما يرام؟

Aman. Bu aptal oyundan da sıkılmıştım zaten.
حسناً ، لقد سئمت من هذه اللعبة على أي حال

yeter! Midemi bulandiriyorsun. Dünyanin nasil olacagina karar verme yönteminden biktim.
لقد سئمت منك، وتعبت من الطريقة التي تُقرر بها سير الأمور

Açık sarı saçlı hemşirelerden ve kurşun yaralarından sıkıldın mı?
هل سئمت من ممرضات الشاطيء الشقراوات وجروح إطلاق النار ؟

Kurallarınla da şekerlerinle de işim bitti.
سئمت من قوانينكِ و قواعدكِ و من حلوى الجلي اللعينة الخاصة بكِ

Sonunda tamam dedim, çünkü onu duymaktan bıkmıştım.
وأخيرا أجبتها ن حسنا لقد سئمت من سماع ذلك