"ستدرك" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlayacaksın
        
    • fark edeceksin
        
    • anlayacaktır
        
    • anlayacak
        
    • anlarsın
        
    • anlar
        
    • fark edersin
        
    • farkedeceksin
        
    • farkına varacaksın
        
    • olduğunu fark
        
    • fark edecek
        
    • anlayacağını
        
    • fark edeceğini
        
    Yaşamama izin vermediğin için uyandığın zaman orada, yanında olmadığımı anlayacaksın. Open Subtitles وعندما تستيقظ ستدرك أني لست معك لست بجانبك لأنك تركتني أموت
    O balığın senin varlığının farkında olmadığını ne zaman anlayacaksın? Open Subtitles متى ستدرك بأن السمكة الذهبية لا تعلم بأنك موجود ؟
    Günün birinde duyduğun en doğru şey olduğunu fark edeceksin. Open Subtitles يوماً ما ستدرك أن هذا أصدق شيء سمعته على الإطلاق
    Ağacı kesmeleri saatlerini alacaktır bu zamanda da, çete, bir şeylerin ters gittiğini anlayacaktır. Open Subtitles سيأخذون ساعات لقطع هذه الشجرة وفي ذلك الوقت العصابة ستدرك أن هناك شيئا ما خاطئ
    Vapur 10 mil gittikten sonra, benim vapurda olmadığımı anlayacak. Open Subtitles عندما يبحر القارب ل10 اميال، ستدرك انني لست موجودا عليه
    Bir gün sen de büyüyünce, insanların bunu yaptığını anlarsın. Open Subtitles ويوماً ما عندما تكبر ستدرك أن هذا ما يفعله البشر
    O zaman, kafası çalışan adamın ben olduğunu anlar, bana biraz daha nazik davranmaya başlarsın. Open Subtitles وعندئذ ستدرك أنني الذكي هنا وستبدأ بمعاملتي بشكل أفضل
    Şimdi dökülen gözyaşlarının hiçbir anlamı yok! Yaşlandığında bunu anlayacaksın! Open Subtitles إراقت الدموع الان لا تفيد شيئا ستدرك الان انك قد كبرت في السن
    Kim. Yakında anlayacaksın ki çocuk sahibi olmak ve olmamak çok farklı şeyler. Open Subtitles قريباً ستدرك الفرق بين وجود ولد وعدم وجوده
    Bir oğlun değil de göğüsleri olan bir kızın olduğunu ne zaman anlayacaksın? Open Subtitles متى ستدرك أنه لديك ابنة بثديين، و ليس ابن؟
    Kolay olmayacağını biliyorum, ama seni temin ederim ki, eğer geri dönersen, eninde sonunda, doğru şeyi yaptığını fark edeceksin. Open Subtitles أعلم أنه لن يكون سهلاً عليك لكنني أعدك، إن رجعت ستدرك في النهاية أنه الشي الصحيح الذي يجب عليك فعله
    Sen de birkaç tane çizince bunun yapman gereken şey olduğunu fark edeceksin. Open Subtitles وبعد أن تصنع القليل منك وقتها ستدرك أن هذا ما خلقت من أجله
    Ama kız seninle bir kez konuştu mu, zeki olmadığını anlayacaktır. Open Subtitles ولكن حالما تتحدث فتاة إليك فإنها ستدرك أنك لست بذلك الشخص المتفوق0
    Büyük ihtimalle beni ısırdıktan sonra bir hata yaptığını anlayacaktır. Open Subtitles فهي على ما أظن ستدرك عند عضها لي أنها ارتكبت خطأ
    Hayır. Zamanla senin işe yaramaz, tembel, çapkın bir sarhoş olduğunu anlayacak. Open Subtitles كلا، إنّها ستدرك مع الوقت أنّك مجرد ثمل كسول، وشريراً ومُحب للنساء
    Evlenince anlarsın,karın istediği zaman,istediği yere gidip gelen... bir herpes yarası gibidir.. Open Subtitles عندما ستتزوج، ستدرك أن الزوجة مثل قرحة البرد تظهر وتختفي وقتما وأينما يحلو لها
    Sence şu an bunun nedenini anlar mı? Open Subtitles لم أكن أنا من منحها هل تعتقد أنها ستدرك السبب الآن ؟
    Kendine karşı dürüst olursan senin de içinde bir yerlerde bunu istediğini fark edersin. Open Subtitles أعتقد أنه إن كنت صادقاً مع نفسك ستدرك أنه في الصميم هذا ماتريده أيضاً
    Filleri yakalayanların bizim gibi adamlar değil büyük avcılar olduğunu ne zaman farkedeceksin? Open Subtitles ... يـا عزيزي، متى ستدرك بأن صيّادو اللعبة الكبيرة يترقّبون ، حقيبة الفيلة
    Bir gün insanların icatlarından daha fazlasına sahip olacağının farkına varacaksın. Open Subtitles يوماً ما ، ستدرك بأن هذا يقدم أكثر مما تقدمه الاختراعات الاخـرى
    O kadın düşük ücretli olduğunu ne zaman fark edecek yada kontrol edecek? Open Subtitles متى ستدرك تلك المرأة أن دخلها منخفض و تستقيل.
    Bir gün gerçek duygularını anlayacağını biliyordum ama bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim. Open Subtitles كنت أعرف أنك ستدرك مشاعرك الحقيقة يوما ما لكنه أقرب كثيرا مما توقعت
    Sadece burada mutlu olabileceğini bir gün fark edeceğini biliyordum. Open Subtitles كنت أعرف بأنك ستدرك لن تكون سعيد إلا هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more