Lütfen Müdürün ya da başka hiç kimsenin hakkındaki negatif fikirlerine kulak asma. | Open Subtitles | ومن فضلكِ لا تستمعي للمُدير أو أيّ شخص آخر له رأي سلبي بك |
Dana önce test yapılmıştı. negatif çıktı. Nasıl oluyor bu? | Open Subtitles | لقد كان الفحص سلبي من قبل كيف يحدث هذا ؟ |
- Olumsuz, Uçuş. Bu sürüklenme değil. Rotayı onlar girmişler. | Open Subtitles | إجراء سلبي يا مركز الطيران، إنها لا تنحرف، لقد عدلوا المسار |
Bunu yapmana izin veremem. Prognosis Negative ne olacak? | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتركك تفعلين ذلك، ماذا عن "تشخيص سلبي"؟ |
Hayır, artık sana hiçbir şey anlatmayacağım. Çok olumsuzsun. | Open Subtitles | لا, لن أخبرك أي شيئ بعد الآن أنت سلبي للغاية |
Eksen, kök, karmaşık sayılar, sanal sayılar, Eksi, bölme hayatlarımızı tanımlar. | Open Subtitles | الكلمات مثل محور، جذر رقم مركّب رقم خيالي، سلبي انقسام |
Neden ona karşı çok negatifsin? | Open Subtitles | لماذا أنت سلبي جداً بخصوصها؟ |
Koruyucu büyünün yan etkisini kırmak için sadece bir eğlenceydi. | Open Subtitles | لكنه كان مجرد أثر سلبي مسلي لكسر تلك التعويذة الحامية |
Onları bedeninize koyardınız ve olumsuz bir tepki olmazdı. | TED | أي أنك تضعها في الجسم من دون أن تحصل على أي ارتكاس سلبي. |
Yani demek istediğim, eğer kondom kullanırsak benimle ilişkiye girmen negatif olduğunu söyleyen biriyle ilişkiye girmenden daha güvenli. | Open Subtitles | و يعني إذا كنا نستخدم واقي ذكري إنه أمن لممارسة الجنس معي مع شخص يقل عن نفسه أنه سلبي |
Gördüğünüz üzere; Stanford-tabanlı sistem, üstteki kırmızı noktanın negatif bir his ifade ettiğini anlıyor. | TED | كما تروا هنا هذا نظام ستانفورد يظهر النقاط الحمراء بأعلى قد كشفت أن هذه الجملة تعبر عن إحساس سلبي |
Pekiştirme ve ceza pozitif ya da negatif olabilir ama bu iyi ve kötü oldukları anlamına gelmez. | TED | التعزيز أوالعقاب قد يكون سلبي أو إيجابي، لكن هذا لا يعني جيد وسيء. |
- Baba, Dr. Friesen'i gördün mü? - Olumsuz. | Open Subtitles | أبي هل رأيت الدكتور فريزين سلبي |
- Etraftaki korumaların sayısında artış var mı? - Olumsuz. | Open Subtitles | أي زياده في ألأمن على المحيط سلبي |
- Olumsuz. Başka kimse kalmamış. | Open Subtitles | سلبي , لم يترك احدا |
Prognosis Negative'i görmek istediğini sanmıştım. | Open Subtitles | حسبت أنك تود مشاهدة "تشخيص سلبي" |
Prognosis Negative'i izleyeceğiz. | Open Subtitles | سنشاهد فيلم "تشخيص سلبي" |
- Çok olumsuzsun. Bırak da bu anın tadını çıkarayım. | Open Subtitles | - سلبي جداً، ألا يمكنك أن تدعني أستمتع ولو لمرة واحدة |
Artı pozitif, Eksi negatif demek! | Open Subtitles | الزائد إيجابي الناقص سلبي! اتركني أفعل هذا |
Biliyor musun, bugün çok negatifsin. | Open Subtitles | تعرف, أنت سلبي جداً اليوم |
Gençlik Pınarı işe yaradı. Amnezi basitçe bir yan etkiydi. | Open Subtitles | لقد نجحت نافورة الشباب و فقدان الذاكرة مجرد أثر سلبي لذلك .. |
Amirlerinin olumsuz bir tepki vereceğinden endişe duymuyorlar. | TED | إنهم ليسوا قلقين من رد فعل مديريهم بشكل سلبي. |
Böylece, pasif dönmeden, aktif dönmeye yükseliyor, yüzde 30'dan yüzde 80'e. | TED | ولذلك ، انها ترتفع من التواء سلبي إلى التواء نشط ، من 30 في المئة الى ما يصل الى 80 في المئة. |
Hayır, bu önemli. Riskli yatırımlar: iyi birşey mi yoksa kötü mü? | Open Subtitles | لا، هذا مهم، الشركات المدعومة المشتراة بالكامل أمر جيد أم سلبي ؟ |