"سيشعر" - Translation from Arabic to Turkish

    • hissedecek
        
    • hisseder
        
    • hissederdi
        
    • hissedeceğini
        
    • hissedecektir
        
    • kendini
        
    • sevinecek
        
    Kızını öldüren adamın oy verdiği adam olduğunu öğrenince ne hissedecek dersin? Open Subtitles كيف سيشعر برأيك عندما يعرف أن الرجل الذي انتخبه أمر بقتل ابنته؟
    Şimdi, eğer bu çocuk dediğin şeyi yapmışsa gazabımı hissedecek. Open Subtitles الان,ان كان هذا الفتى قد فعل ما قلته,سيشعر بغضبي العارم
    Evanston'daki o adam üniformasının gittiğini fark ettiğinde neler hissedecek merak ediyorum. Open Subtitles تساءل كيف سيشعر الرجل في ايفانستون عندما يكتشف اختفاء زيه الرسمي
    Eğer çok uzağa ateş edersen ve ıskalarsan herkes kendini daha güvende hisseder. Open Subtitles إذا صوبت إلى هدف كبير للغاية و أخطاته سيشعر الجميع بالمزيد من الأمان
    Sadece ben yanındayken kendini daha emniyette hisseder diye düşünüyorum. Tamam. Open Subtitles حسناً ، أعتقد أنه سيشعر بالأمان أكثر عندما أكون قريبةً منه
    Tabii ki herhangi birimiz, benzer bir durumda aynı şekilde hissederdi. Aynı hislere sahibiz. TED بالطبع ، وأعتقد أن أي منا ، في أي حالة مماثلة بشكل ما ، سيشعر بنفس الطريقة، سيكون لدينا نفس الغريزة.
    Sanırım insanlar bu durumda ne hissedeceğini bilmiyor çünkü henüz sağlama bağlanmadı. Open Subtitles لا اعرف كيف سيشعر الناس حول هذا الموقف الا تفهمين
    Ve eğer bir ikinci dünya savaşı gazisinin sinir ucuna dokunsam, kaybettiği kolunu hissedecektir. TED وإذا لمست نهاية ذلك العصب لدى جندي من الحرب العالمية الثانية ، سيشعر بلمس يده المفقودة.
    - Yakında, bütün dünya botlarımızı boyunlarında hissedecek. Open Subtitles قريباً سيشعر العالم كله بنعالنا فوق أعناقهم
    Şirin bir kedicik alacağız ve herkes daha iyi hissedecek. Open Subtitles سنحضر قطة صغيرة جميلة وجميعنا سيشعر بتحسن
    Dokuz ölümün acısını hissedecek ve bu kesinlikle onu öldürmeye yetebilir. Open Subtitles بعدها سيشعر بألم موته لتسع مرات، وهذا قد يكون كافياً لقتله بالفعل
    Hayır sadece kocası etraftayken biraz daha mesafeli davran. Yoksa senin yüzünden kendini tehdit ediliyormuş gibi hissedecek. Open Subtitles لا، حاول فقط أن تبتعد عندما يكون زوجها موجوداً، وإلا سيشعر أنه مهدّد منك
    Müşterin Bay Çifte Kavrulmuş hakkında ne hissedecek? Open Subtitles كلا كيف سيشعر زبونك حيال موت السيد المحترق ؟
    Peki kardeşin senin cehenneme gideceğini öğrendiği zaman nasıl hissedecek? Open Subtitles كيف سيشعر أخوك عندما يعرف أنك ستذهب إلى الجحيم؟
    Abidevi olmaktan uzak, hatta günah olan bu iş için acı hisseder miydi? Open Subtitles أما كان سيشعر بشيء من الحياء والخجل لأن فعلا كهذا الفعل يخلو من أية فخامة؟
    Bilmiyorum, Daha fazla kardeşim gibi hisseder diye düşünmüştüm. Sen ve Ross gibi. Open Subtitles لا اعرف,اعتقدت انه سيشعر كأنه أخ كثر من ذلك
    Babanız burada olduğunuzu bilseydi sizce neler hissederdi? Open Subtitles كيف سيشعر أباكم إن علم بأنكم كنتم هنا الآن ؟
    Şu anda yaptıklarınızı bilse ne hissederdi merak ediyorum. Open Subtitles أتسائل ما الذي كان سيشعر به عندما يعرف بما تفعله الآن.
    Kameralar önünde onu saçmalaması için kandırdığını öğrendiğinde müdürün nasıl hissedeceğini sanıyorsun? Open Subtitles كيف تعتقد أنّ المدير سيشعر عندما يكتشف أنّك خدعته ليتحدّث عن تفاهات على شاشة التلفزيون؟
    Ama grup evinde yalnızlık hissedecektir. Open Subtitles سنأخذه , ولكنه سيشعر بجفوة في المنزل الجماعي
    Bu çocuklardan biri sizin gibi bir Büyük Ağabeyi olduğu için sevinecek. Open Subtitles أي من هؤلاء الأطفال سيشعر بالفخر لحصوله على أخ كبير مثلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more