| Tahmin et! Seni ilgilendirmez, değil mi? Artık burada çalışmıyorsun! | Open Subtitles | بصراحه هذا ليس من شأنك أنت لم تعودى تعملين لدينا |
| Hiçbiri seni ilgilendirmez ama bilmen gerekiyorsa, akıl sağlığı günümü yaşadım. | Open Subtitles | ليس هذا من شأنك لكنى قضيت يوم صحى اذا كنت تعلم |
| Kim olduğum ve hayatımı nasıl yaşamayı seçtiğim... sizi ilgilendirmez. | Open Subtitles | من اكون, وكيف اختار طريقة عيش حياتي ليس من شأنك |
| Ayrıca, onu beynine kadar becermeye karar versem bile... bundan sana ne? | Open Subtitles | بجانب، حتى لو أني قررت مضاجعته فما شأنك أنتِ؟ |
| Ama senin gibi ben de zeki ve yetenekli erkekken sıkılmıştım. | Open Subtitles | لكن كما هو شأنك لقد مللت من الرّجال المُتألّقين و الفُصحاء |
| Bu kabul edilemez ve seni de ilgilendirmez, ayrıca tamamen doğru değil. | Open Subtitles | هذا غير مقبول كما أنه ليس من شأنك و بالكاد يكون الحقيقة |
| Pek doğru sayılmaz ve seni ilgilendirmez, fakat duygularım tamamen kayboldu. | Open Subtitles | ليس أىٌ من هذا من شأنك, لكن مشاعره تبدوا مفقودة كلياً. |
| Bak, bazı şeylere sahip olabilirim, ama bu seni hiç ilgilendirmez. | Open Subtitles | انظري، ربّما أستخف بالأمر بعض الشيء، لكنّ ذلك ليس من شأنك. |
| - Bu kadar parayı nereden aldın? - Seni hiç ilgilendirmez. | Open Subtitles | من اين حصلت على كل هذه النقود هذا ليس من شأنك |
| Ama bu benim hayatım ve psikologa gidip gitmediğim seni hiç ilgilendirmez. | Open Subtitles | لكنّها حياتي، وسواء زُرْتُ طبيباً نفسياً أمْ لا، فإنّه ليس من شأنك. |
| Onun kiminle sikişip kiminle sikişmediği seni ilgilendirmez çünkü onun bedeni, onun kararı. | Open Subtitles | ليس من شأنك من تضاجع أو من لا تضاجع لأن الأمر عائدٌ لها |
| Bu seni ilgilendirmez Carter. | Open Subtitles | هذا ليس شأنك يا كارتر لكن أشكرك على أي حال |
| Ne yaptığım veya nereye gittiğim seni hiç ilgilendirmez. Sen benim sahibim değilsin. | Open Subtitles | ما اقوم به واين اذهب ليس من شأنك , انت لا تملكني |
| Masaya geri dön! Seni kuzguna çevirecek. Bu seni ilgilendirmez! | Open Subtitles | إرجع إلى المائدة أبي قد يحولك إلى أرنب هذا ليس من شأنك |
| - Seni ilgilendirmez. - Ben nasıl olsa gemi amirinden öğrenirim. | Open Subtitles | ليس هذا من شأنك حسنا, انني سوف اسال ضابط المحاسبة. |
| Hayır. Kimse sana kendini aşmak zorunda olduğunu söylemiyor. | Open Subtitles | لا لم يقل أحد هذا يجب عليك أن ترفع من شأنك |
| Dinle, sana tavsiyem... kilise için topladığın parayı alıp kendine yeni bir elbise al, kendine biraz özen göster. | Open Subtitles | استمعى إلى نصيحتى اليك تاخذى هذا المال الذى جمع لابرشيتك واحصلى لنفسك على لباس لطيف واصلحى من شأنك |
| Bu açıkçası senin işin değil, değil mi? Artık burada | Open Subtitles | بصراحه هذا ليس من شأنك أنت لم تعودى تعملين لدينا |
| Bu seni ilgilendirir tabii. Ama senin yerinde olsam kendim söylemek isterdim. | Open Subtitles | هذا شأنك بالطبع ، أعتقد أننى إذا كنت فى محلك ، لوددت ذلك |
| Askeri işler yapıyorlardı, ahmak. Ve kesinlikle seni de ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | هذه شؤون جيش، أيها الأهبل وبالتأكيد ليس من شأنك أنت |
| Eğer paradan pay alacaktıysan bu durumda seni ilgilendiriyor, değil mi? | Open Subtitles | ـ إذا كانت لديك حصة في المال إذاً سيكون الامر من شأنك , أليس كذلك؟ |
| Tanıştığımızı sanmıyorum dostum ve bunun sizi ilgilendirdiğini de düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بإننا تقابلنا من قبل وهذا ليس من شأنك |
| Parayı almaya gelmedim. Karteli soymak istiyorsan, o senin bileceğin iş. | Open Subtitles | أنا لست هنا لإبتزازك إن كنت تريد سرقة العصابة فهذا شأنك. |
| Kendi işine bak sen, bu seni ilgilendirmez. | Open Subtitles | ها هو نصيبك ، أىّ شئ آخر فهو ليس من شأنك |
| Bu senin meselen değil. | Open Subtitles | لم لا تجرب هذا لبعض الوقت؟ هذا ليس من شأنك |
| - İyi günler, Bayım. Yine karşılaştık - Sizin burada işiniz ne, Quilp? | Open Subtitles | يوماً جيداً سيدي,ها نحن نلتقي مجدداً ماذا شأنك هنا ,كويلب؟ |
| Masum bir cana ihanet ettiğine inanıyorsan bu senin sorunun. | Open Subtitles | إذا كنت تظن أنك قد خنت دماُ بريئاُ فهذا شأنك |
| Şey, Seni ilgilendiren bir şey değil... ama biraz kaka yapmayı planlıyordum. | Open Subtitles | إنّه ليس من شأنك ولكن كنت أخطط للتبرز قليلاً |