Yani Madam de Montpellier'nin yatağında iki kişi mi yatmıştı? | Open Subtitles | لكن هناك شخصين كانا يناما في سرير السيدة دي مونتبيللر؟ |
Ama aynı yaz şansı yaver gitmeyen iki kişi olmuştu. | Open Subtitles | لكن ثمة شخصين آخرين في ذلك الصيف لم يحالفهما الحظ |
İki kişiyi kaldırmaz. Sallanmasını engelle yeter. Ben kendi kayışımı yolluyorum. | Open Subtitles | لن يتحمل ثقل شخصين حافظ عليه ثابتاً سوف أرسل لها حمالتي |
Yani, tabii. Karşı karşıya duran iki kişinin istatiksel açıdan ölme olasılığı yok. | Open Subtitles | فرصة موت شخصين بجانب بعضهم البعض , بنفس الشئ غير محتمل بشكل إحصائي |
Tamam. Birbirini henüz tanımayan insanlar arasında olabilecek bir şey. | Open Subtitles | انه فقط شئ بين شخصين لا يعرفان بعضهما حتى الآن |
Oldukça önemsediğim iki insanın aptal bir şey yüzünden birbirlerini incitmelerini izleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف ومشاهدة شخصين أهتم لأمرهما متأذيان من أجل أمر سخيف |
İki veya üç kişilik bir ekip birlikte çalışarak bunu inşa edebilir. | TED | وفريق من حوالي شخصين أو ثلاثة أشخاص، يعملون معاً، يمكنهم بناء هذا. |
Birbirini seven iki kişi arasındaki doğal olan şeyler -- | Open Subtitles | ما الذي يجب أن يكون بين شخصين واقعين قي الحب.. |
Sandalyeyi iki kişi kullanıyormuş, kontrol için savaşıyorlarmış gibi. Yani? | Open Subtitles | اعني, وكأن شخصين كانا يحركان الكراسي باستمرار,يحاولان القتال على السيطرة |
Gemi tam gaz ilerlerken iki kişi ön tarafta ona yardım ediyordu. | Open Subtitles | و عندما وصلت السفينة أقصى سرعتها، هناك شخصين كانوا يساعدونه للوصول للمقدمة |
Bildiğim şey, birbirine bu kadar sadık Başka iki kişi görmediğimdir. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنّي لم أرَ شخصين قط موالين لبعضهما البعض |
Bir odadaki iki kişi 100 kişiden daha çok iş yapar. | Open Subtitles | شخصين , في غرفة بإمكانهم الحصول علي نتائج أكثر من 100 |
2 kişi şart bu işte. Birisi hattı keserken öteki de eş zamanlı olarak ek hattın bağlantısını kurar. | Open Subtitles | ، يحتاج الأمر إلى شخصين لكي تسيطر على المبنى يمكنك قطع الخط الرئيسي في نفس وقت إتصال التيار الجانبي |
Müthiş bir fikir. İki kişiyi öldürelim de tam olsun. | Open Subtitles | هذه فكرة جيدة يمكن أن نكون المستشفى الذي قتل شخصين |
NasıI dikkat etmemi bekliyorsunuz? Çünkü görünen o ki iki kişiyi öldürdüm. | Open Subtitles | حسناً، كيف لي أن أعاملك بحذر لأنه كما يبدو قمت بقتل شخصين |
Bilinç kaybı sırasında en azından iki kişinin kendinde olduğundan eminiz. | Open Subtitles | لقد قررنا أنه على الأقل هناك شخصين كانا مستيقظين خلال الإغماء |
İki kişi arasında daha derin bir bağ kurulmasında bir katkımız olacaksa, o halde bu insanlar için gerçek bir iş başardık. | TED | لو استطعنا أن نكون جزءًا من بناء تواصل عميق بين شخصين. عندها سنكون قد أدينا مهمة حقيقية من أجل هذين الشخصين. |
Ve birlikte, iki insanın paylaşabileceği en büyük maceraya çıkıyorlar. | Open Subtitles | و مع بعضهم علو في اكبر مغامرة في حياة شخصين |
İki kişilik, altı saatlik vardiyalar hazırladım. Herkes nöbet listesinde. | Open Subtitles | أعددت نوبة من شخصين كل 6 ساعات كل له ميعاد |
Söylediğim gibi, bu en kısa sürede sadece iki kişiyle gerçekleştirilebilecek bir şey. | TED | كما قلت, يمكن القيام بهذا بوجود شخصين فقط, وبفترة زمنية بسيطة. |
Bu sırlardan biri dünyada tek değer verdiğim iki insanı etkiliyor. | Open Subtitles | أحد هذه الأسرار تؤثر على أكثر شخصين أهتم لأمرهم في العالم |
Bakın, ben hapse girdiğimde, bizim araba telefonlarımız bu kadardı ve taşınması için iki kişiye ihtiyaç vardı.. | TED | ترى، عندما دخلت إلى السجن، كانت هواتف السيارت بهذا الحجم وتتطلب شخصين لحملها. |
Aralarındaki her çizgi iki insan arasındaki ilişki. Farklı türde ilişkiler. | TED | كل خط بينهم هو علاقة بين شخصين أنواع مختلفة من العلاقات. |
Ya iki adam vardıysa? Ya da üç adam? Tuzak kurup kaçacak mıyız? | Open Subtitles | ماذا لو كان لا زال هناك شخصين أو ثلاثه أنبتلع الطعم و نغادر.. |
Burada çalışan iki tane hamamböceğin varmış. Bir çift lafım var onlara. | Open Subtitles | لديك شخصين أغبياء يعملون هنا, أريد التحدث معهـم |
ve evimin önünde şüpheli kişiler parketmiş durumda. | Open Subtitles | هناك شخصين مشبوهين في سيارة متوقفة أمام منزلي |