Bugün o kadar çok insana sarıldım ki sen hariç hepsiyle nişanlanmışım gibi hissediyorum. | Open Subtitles | عانقني الكثير من الناس اليوم، بحيث أني شعرت أن مخطوب للجميع باستثنائك أنت. |
Benim bilmediğim bir şeyler dönüyormuş gibi hissediyorum sadece. | Open Subtitles | شعرت أن شيئا ما يحدث ولا أعرف بشأنه. |
Bir şeyin yanlış olduğunu hissettim ve haklıydım. | Open Subtitles | لقد شعرت أن هناك شئ ما خاطئ وقد كنت محقا |
Etrafımda ellerinde hançerlerle kötü yaratıkların olduğunu hissettim. | TED | شعرت أن حولي كائنات شيطانية بخناجر |
Sadece o değil ki. Tanıştığımızda sanki kader bizi bir araya getirmiş gibiydi. | Open Subtitles | لم يكن هذا فقط عندما تقابلنا شعرت أن القدر جمعنا معاً |
Bunu cevaptan ziyade soru gibi dedin gibi geldi. | Open Subtitles | أتعلم؟ شعرت أن هذا أقرب إلى كونه سؤالاً, وليس إجابة. |
Biliyorsun, geçen sene kendimi senden uzaklaştırdım, çünkü kendimi senin kurmuş olduğun bu dünyanın içine çekiliyor gibi hissediyordum. | Open Subtitles | أتعلم، لقد ابتعدت عنك العام الفائت ،بسبب أنني شعرت أن نفسي أصبحت عالقة في هذه الكلمات التي تبنيها |
Telefonda konuştuğumuzda seni rahatsız eden bir şey olduğunu sezdim o yüzden bir uğrayayım dedim. | Open Subtitles | عندماتحدثنابالهاتف... شعرت أن هنالك شيء ما يزعجك لذا فكرت بأن أزورك فحسب |
Bu rolün ona uygun olduğunu hissediyorum... ve ayrıca çok hoş bir İsfahan aksanı var. | Open Subtitles | شعرت أن الدور سيناسبها وكانت أيضا تتميز بلكنة أصفهانية لطيفة للغاية |
Yıllardır bir şey eksik gibi hissediyorum! | Open Subtitles | لسنوات، شعرت أن شيئا ما كان مفقودا. |
Onlara sahip olmalıymışım gibi hissediyorum. | Open Subtitles | شعرت أن علي أنا الحفاظ بهم |
Kollarım kopacakmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | شكرا . شعرت أن يدي سوف تقع |
Sonra televizyonun gerçekten görüntülerle ilgili olduğunu hissettim. | TED | ثم شعرت أن التلفاز عبارة عن عرض. |
Ve gerçekten ışığı toplayabilecek bir şey üretilebilme potensiyeli olduğunu hissettim. Böylece, Güneş Cihazları isimli şirketi kurdum. | TED | وقد شعرت أن هناك قدرة على بناء جهاز يمكنه تركيز الضوء فأسست شركتي Solar Devices "الأدوات الشمسية" |
Dünyamın yok olduğunu hissettim. Her şeyi üzerime geldiğini düşündüm ve kaçtım. | Open Subtitles | شعرت أن العالم انهار، وانقلب رأساً على عقب، و... |
Yumru, yalnızlık her şey üstüme geliyor gibiydi. | Open Subtitles | بسبب الوحده شعرت أن كل الأمور متلخبطة. |
Göğsümün üzerinde tonlarca tuğla varmış gibiydi. | Open Subtitles | شعرت أن فوق صدري حمولة من الطوب |
Hepimizin sahip olduğu tek şey buymuş gibi geldi. "Evet, ve" deyin. | Open Subtitles | دعونا نبدأ بارتداء ملابس متشابهة. شعرت أن هذا هو الشيء الوحيد الذي حزناه جميعا. |
Bugün o savaş alanını görünce hepsi gerçek gibi geldi. | Open Subtitles | برؤية المعركة اليوم، شعرت أن هذا حقيقي جداً. |
Ben artık aşk için son şansı da kaybetmiş gibi hissediyordum. | Open Subtitles | بالنسبة لي,شعرت أن أي فرصة لي في الحب قد انتهت . |
Hey, teşekkürlerimi ilet. Çünkü çok kötü bir gün yaşıyormuş gibi hissediyordum. | Open Subtitles | اخبره شكرا شعرت أن لدى يوم مؤخرة سيء |
Sizinle Zola'nın kreşinde karşılaştığımda bir sorun olduğunu sezdim ve birkaç telefon görüşmesi yaptım. | Open Subtitles | شعرت أن هناك أمر ما عندما صادفتك مع (زولا) في الحضانة لذلك أجريت بعض الإتصالات. |
Ama doğru olduğunu hissediyorum. Son derece doğru geliyor bana. | Open Subtitles | لقد شعرت أن كل شيء على ما يرام |