"صادف" - Translation from Arabic to Turkish

    • tesadüfen
        
    • Tesadüfe
        
    • karşılaştı
        
    • tesadüf
        
    • rastladı
        
    • denk
        
    • anda
        
    • karşılaşan
        
    O adamı tanıyorum. tesadüfen zan altında kaldı. Open Subtitles وقد صادف اننى اعرف الرجل, وهو ضحية للظروف والملابسات.
    tesadüfen aynı ismi paylaştığınız kurgusal bir karakter sadece. Open Subtitles إنه مجرد شخصية وهمية قد صادف أنها حملت نفس الإسم
    Ortalıkta bir katil dolaşıyor ve Tesadüfe bakın ki bir taksici. Open Subtitles أجل , هناك قاتل طليق و صادف بأنه يقود سيارة أجرة
    Fare erken başlamak için güneş doğar doğmaz uyandı, fakat nehir yolunda at, kaplan ve öküzle karşılaştı. TED استيقظ الفأر مع طلوع الشمس لكسب انطلاقة مبكرة، ولكن في الطريق إلى النهر، صادف الحصان والنمر والثور.
    Şu son iki haftadır uzaklarda olmamın tesadüf olduğunu düşünmüyorsun herhalde? Open Subtitles أنت لا تعتقد هي كانت صدفة بأنّني صادف أن كنت غائب هذه إسبوعي ياست إثنان؟
    Yaşamından vazgeçeceği anda, birine rastladı. Open Subtitles عندما هو كان على وشك أن يتخلّى عن حياته، صادف طفل
    Bu sene Hamursuz ve Paskalya Bayramı aynı zamana denk geliyor. Open Subtitles هذا العام صادف أن عيد الفصح اليهودى فى نفس أسبوع عيد الفصح
    Şu anda hastanede yatan çok minnettâr bir adam dün onun hayatını kurtardığı için sizlerden birine teşekkür etmek istiyor. Open Subtitles صادف رجل ممنون ممد في المستشفى وتريد أن تشكرك إحداكن .منأجل. إنقاذ حياته بالأمس
    Biz iki kişiyiz, birbirini tanıyan iki kişi, aynı sinemada karşılaşan, aynı zamanda aynı yerde olan. Open Subtitles صادف فقط أن نكون شخصين صادف أن نعرف بضعنا و الذي صادف تواجدهم في نفس دار العرض و صادف أن يكون في نفس الحفلة
    Sen onunla bas edebilecek biri degilsin. Sen sadece tesadüfen araçlari buldun. Open Subtitles لست مؤهلاً لهذا أنت رجل صادف أنه وجد تلك السيارات
    Eğer tesadüfen,2 dolarlık yemeğe 10 dolar ödeyen müşterilerdenseniz, Open Subtitles لذا إذا صادف أنك كنت الزبون الذى يدفع10 دولارات لصحن ثمنه دولاران
    Sen sadece tesadüfen araçları buldun. Open Subtitles فأنت مجرد شخصٍ.. صادف أنه وجد تلك المركبات
    Adam öldürmeye yatkın bir manyak tesadüfen federal bir hapishanenin yakınlarında gezintiye çıkar. Open Subtitles قاتل معتوه صادف, وكان يتمشى بجانب سجن فيدرالى
    Tesadüfe bak, içerde, yerinden çıkarıIıp patlatıImış bir kasa duruyor. Open Subtitles ولقد صادف ان لديّ خزنة تم تفجيرها من الأرض في ذاك المكان
    Şu Tesadüfe bak ki metotlarım çok da iyi. Open Subtitles وعلي الطريقه الامريكية ولكن صادف ان اسلوبي افضل
    Tesadüfe bak ki sahil güvenlikte tanıdığım biri var. Open Subtitles لقد صادف أني أعرف رجل مناسب
    Ağaçların yanında gezinerek saatler harcadıktan sonra, belirsiz iki silüetle karşılaştı. TED بعد التجوال لعدة ساعات عبر الأشجار، صادف خيالين ظليلين.
    Oradan çıkarken hırsız, güvenlikle karşılaştı ve onu öldüresiye dövdü. Open Subtitles وفي طريقه للخروج صادف السارق الحرس وضربه حتى الموت
    Burada olması sence garip bir tesadüf değil mi? Open Subtitles ألا تعتقد بأنه من غير المعقول صادف وجودها هنا
    Ve bu oluşumun bizim sıradaki soğutma koordinatlarımızın içinde olması tamamen tesadüf. Open Subtitles وهذا التشكيل فقط صادف أن كان قرب هدوئنا القادم أسفل النظراء؟
    Bir gün koridorda Bay Woodhouse'a rastladı ve hemen en yakın sınıfa daldı. Open Subtitles (في ذلك اليوم ، صادف السيد (وودهاوس وولج إلى أقرب قاعة
    Marshall Brad'e daha sonra bir ara yine rastladı. Open Subtitles مارشل) صادف (براد) ثانيةً لاحقاً) (يا إلهى, إنه (براد
    Cuma günü adamlarımın haftalık ücretsiz iş yapma gününe denk geliyor. Open Subtitles حسنا , الجمعة صادف أن تكون الليلة الوحيدة من الأسبوع التي فيها رجالي يعملون مجانا
    - Buna sen maruz kalıyorsun çünkü şu anda buradasın. Open Subtitles أنتِ من تسمع هذا الآن لانه صادف أنكِ هنا
    Biz iki kişiyiz, birbirini tanıyan iki kişi, aynı sinemada karşılaşan, aynı zamanda aynı yerde olan. Open Subtitles صادف فقط أن نكون شخصين صادف أن نعرف بضعنا و الذي صادف تواجدهم في نفس دار العرض و صادف أن يكون في نفس الحفلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more