Tapirler çok küçük, izole, birbirinden kopuk popülasyonlar olarak yaşarlar. | TED | وتوجد حيوانات التابير في مناطق صغيرة جدا منعزلة وغير متصلة |
Fotoelektrik aerosol sensöre çok küçük bir örnek koyarsam hem örneği kaybederim hem de düzgün bir sonuç alamam. | Open Subtitles | لقد وجدت عينات صغيرة جدا بواسطة الكاشف الهوائي الضوئي وأنا على وشك فقد العينيات وعدم الحصول على جواب واضح |
Joey ile yeni tanışmıştım ve bana henüz çok genç olduğumu söylemiştin. | Open Subtitles | كنت قد قابلت جوي لتوى، وقلتي لي انى صغيرة جدا على ذلك |
Henüz çok genç ve buraya getirilmiş olması çok ciddi. | Open Subtitles | انها صغيرة جدا, وإحضارها الى هنا مسألة خطيرة |
Önce, bu kadar küçük şeylerin nasıl hareket ettirileceğini bulmalıyız. | TED | حسنا، أولا نحن بحاجة إلى معرفة كيفية جعلها تتحرك كونها صغيرة جدا. |
Veya yarım kiloluk 1500 minik susamuru. Değil mi, Skipper? | Open Subtitles | أو 1500 صغيرة جدا تزن 1 باوند , صحيح سكيبر؟ |
dijital resimlerin kralına. Chuck, fotoğraf baskısındaki çok ufak ayrıntıları bile çıkarabiliyor. | Open Subtitles | تشوك يمكن أن ينتزع تفاصيل صغيرة جدا من الطبعة الفوتوغرافية. |
Bu kadar genç yaşta kendinden çok eminsin. | Open Subtitles | أنت واثقة تماما في حين أنك لازلت صغيرة جدا |
- Ben gidebilirim. - Lakhi, sen çok küçüksün. | Open Subtitles | أعتقد أنني أستطيع الذهاب إلى جوا لاكهي ، أنت صغيرة جدا |
Annen ve baban öldüğünde, sen çok küçükken önüme bakmak zorundaydım. | Open Subtitles | عندما مات والديك وانت صغيرة جدا كان على النظر الى المستقبل |
Fena halde ayak kokan Limburger peynirinden çok küçük bir parça alarak Afrika sıtmalı sivrisineklerini çekmeyi denedik. | TED | حاولنا، بقطعة صغيرة جدا من جبن ليمبورجر، و التى رائحتها كريهة كرائحة الأقدام، لجذب بعوض الملاريا الأفريقي. |
Yani çok küçük değişikliklerin büyük etkileri olabilir. | TED | إذن تحولات صغيرة جدا قد تمثل تأثيرا كبير. |
Öğrencilerimle birlikte çok küçük robotlar üzerinde çalışıyoruz. | TED | أنا وتلامذتي نعمل على روبوتات صغيرة جدا. |
İlişki kurmak için çok genç. | Open Subtitles | أنها صغيرة جدا لتقدم للمجتمع حتى ولو بصحبة |
O bunun için çok genç | Open Subtitles | هي صغيرة جدا لان يكون عندها أعراض داء الفصام |
Yüz gerdirmek için çok genç değil mi, ne dersin? | Open Subtitles | ولكنها صغيرة جدا على اجراء جراحة لإزالة التجاعيد, الا تظن ذلك؟ |
küçük bir odaya kadar getirildim, o kadar küçük ki, kollarımı uzatarak her iki duvara da dokunabiliyordum. | TED | قاموا بقيادتي نحو غرفة صغيرة جدا، كانت صغيرة جدا لدرجة أنه يمكنني لمس الجدران عند مدّ ذراعيّ. |
Savaş gemisi olamayacak kadar küçük. | Open Subtitles | تبدو صغيرة جدا لتكون سفينة تابعة للبحرية. |
Ya da çocuklarından birinin, minik eliyle onun elini tuttuğundaki o gülümseme. | Open Subtitles | أو الإبتسامة التي يمنحها لإحدى أطفاله أو حينما يجد يد صغيرة جدا تمتد إليه |
- ...çok ufak. Işıkta bile zor görüyorum. | Open Subtitles | صغيرة جدا لا أستطيع حقا نرى ذلك في ضوء ذلك. |
Sanırım Eusebio adlı futbolcuyu hatırlayamayacak kadar genç. | Open Subtitles | اعتقد انها صغيرة جدا على التعرف على لاعب كرة قدم قديم كاوسبيو |
Bence çok küçüksün. Büyüdüğün saman sana söylerim. | Open Subtitles | -أعتقد أنكِ صغيرة جدا سأخبرك عندما تكبرين |
çok küçükken bile benim kimseyle yasamadigim bir bag vardi aranizda. | Open Subtitles | أنت صغيرة جدا و يوجد لديك رابطة لم أحصل عليها من قبل |
ufacık, küçücük adımlarla çıkın. Unutmayın ufacık, küçücük bir kalp krizi geçirdiniz. | Open Subtitles | الآن خطوات صغيرة جدا ، تذكر أننا عانينا من أزمة قلبية صغيرة |
Ben, Julia ile Berlin'de tanıştım o çok gençti. | Open Subtitles | قابلت جوليا في برلين و كانت صغيرة جدا. |
Aman tanrım, çok gençsiniz! | Open Subtitles | يا إلهي أنت صغيرة جدا |