Ve bu, polis memurlarına hizmet ettikleri toplumu tanıma fırsatı vermedi. | TED | ولم تمنح في الواقع ضباط الشرطة ليتعرفوا على المجتمع الذي يخدمونه. |
Suçlanan 4 memur sadece idari cezalar aldılar. | Open Subtitles | الأربعة ضباط المتهمين نالوا فقط توبيخا إداريا |
Burası yeni Güney. Artık siyahlara siyah polisler işkence uyguluyor. | Open Subtitles | فى الجنوب الجديد، لديهم ضباط شرطة سود ليعاقبوا مؤخرة السود |
Belki. Ama o saç kesimiyle, Yedek subay Hazırlık Eğitim Teşkilatı öğrencisini geçemezsin. | Open Subtitles | ربما مع تسريحة مثل تسريحتك قد لا تنجح في برنامج تدريب ضباط الاحتياط |
Üniformalı memurlar onun çalışabileceği üç inşaat sahasını da ziyaret ettiler. | Open Subtitles | ضباط مرتدين زي الشرطه زاروا اماكن البناء الثلاثة الذى يعمل فيهم |
1984 yılında Fransız Genel Kurmay subayları tarafından keşfedilmişti. | TED | تم اكتشافها في عام 1894 من قبل ضباط في هيئة الأركان العامة الفرنسية. |
Şunu buldum ki kadınlar polis memurlarının yüzde 13'ünden azını oluşturuyorlardı. | TED | وجدت أن النساء تشكلن أقل من 13 بالمائة من ضباط الشرطة. |
Bu Meksikalı, ülkemizin en şerefli polis memurlarından birisine suçlamada bulunuyor. | Open Subtitles | إن هذا المكسيكى يلقى تهمة جنائية ضد أحد ضباط الشرطة المحترمين |
Bu 12 hafta sonunda, bazılarınız polis memuru olacak... ve bazılarınız olamayacak. | Open Subtitles | بعد تلك الأسابيع الـ12 ستكونون ضباط شرطة والبعض منكم سوف لن يكون |
Birkaç ay önce birkaç memur gelip size bir çalışanınızı sordular. | Open Subtitles | قبل أشهر تلقيت بعض ضباط المقاطعة يسألونك عن موظف لديك |
Birkaç memur ve sivil yaralı birşekilde yerde yatıyorlar. bazılarının sokaklardaki durumu çok ciddi. | Open Subtitles | عدة ضباط ومدنيون ممددون ومصابون بجراح، بعضهم بشكل حرج في الشوارع. |
Henüz onu bulamadık ama bütün ekibimle mevcut bütün polisler onu arıyor. | Open Subtitles | لم نجدها بعد، لكن أنا وفرقتي وجميع ضباط الشرطة يعملون على إيجادها |
Buraya ilk gelen polisler yakında bir yerde sığ bir mezar bulmuşlar. | Open Subtitles | أول ضباط في مكان الحادث لاحظت وجود قبر ضحل في مكان قريب. |
Artık maaşlar eşit ama hiç yüksek rütbeli zenci subay yok. | Open Subtitles | أصبحت رواتبنا متساوية الآن لكن لم يتم تعيين ضباط من الزنوج |
Takviye kuvvetler geldiğinde, odaya 3 subay; şu duvarın önüne 2 yatak ve şu köşeye de ayrıca bir tane yatak yerleştirebilirim. | Open Subtitles | عندما تصل التعزيزات، سأتمكن من إسكان 3 ضباط هنا سريران بجانب هذا الجدار، والثالث في تلك الزاوية |
Bu memurlar genç insanların hayatlarında kendi hâllerinde bir düzene ulaşana kadar büyük bir rol oynuyorlar. | TED | يؤدي ضباط السجن دورا مهما في حياة هؤلاء الشباب لمدة معينة حتى يتم حل قضيتهم. |
SS subayları tutuklanıyor. | Open Subtitles | لقد تم اٍعتقال ضباط القوات الخاصة لمصلحة الأمن القومى |
Bir keresinde otobüsümüz durduruldu zırhlı bir Çin polisi bindi. | TED | في إحدى المرات، تم إيقاف حافلتنا وركبها أحد ضباط الشرطة الصينية |
Kapıya iki gestapo subayı bıraktım ve Kayzer'i hastaneye götürdüm. | Open Subtitles | تركت اثنين من ضباط جيستابو لحماية البوابة وأخذت القيصر للمشفى. |
Öteki üç memurun ustalık belgeleri var. | Open Subtitles | ثمة 3 ضباط أخرين على هذه السفينة لديهم اجازة قبطان |
Kurmay heyeti, programı denetleyen subaylar ve çavuşlardan oluşuyor. | TED | الكادر هم الضباط والرقباء الذين يشرفون على برنامج هيئة تدريب ضباط الاحتياط. |
Benim ve iki polis memurunun zamanını boşa harcadınız. | Open Subtitles | أنت ضيعت وقتي وووقت إثنين من ضباط الشرطة |
Tekrarlıyorum, şüpheli CTU görevlisi kılığında. | Open Subtitles | .أكرر، المشتبه به ينتحل شخصية أحد ضباط الوحدة |
Güvenlik memurları Bennett ve Edison bunu olay yerinde buldular. | Open Subtitles | ضباط الأمن بينينت و إيديسون وجدت هذا في مكان الحادث |
Unutmayın, subayların önünde askerler olarak yer alacaksınız.. | Open Subtitles | أنتم ستكونون جنودا في حضور ضباط من رتب أعلى |