| Seni dışarıda sanıyordum. Sen olmadığında odana girmeyi alışkanlık edindiğimden değil. | Open Subtitles | ظننتكِ في الخارج، ليس وكأني آتي إلى هنا دائمًا عندما تخرجين |
| - Liberal olduğunu sanıyordum. - Öyleyim ama baban değil. | Open Subtitles | ـ ظننتكِ مُتحررة الفكر ـ أنا كذلك ، لكن أباك ليس كذلك |
| Senin kitaba baktığını ve bana yardım edebilecek bir şey bulamadığını sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننتكِ تفقَّدتِ الكتاب و لم تستطيعي العثور على شيء لمساعدتي |
| Dünkü cesareti için ona borçluyum ama onunla konuştun sanmıştım. | Open Subtitles | أنا مدين لإبنك على شجاعته البارحة لكنني ظننتكِ تحدثتي معه في هذا الشأن |
| Neyse ki buradasın. Onunla gittiğini sandım. | Open Subtitles | على أيّ حـالّ، أنتِ هنـا ظننتكِ سترحلين معـه |
| Biliyor musun, gerçeği söylemek gerekirse, boyun eğeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | فى الحقيقة، ظننتكِ لن تتمكنى من المتابعة |
| Tatlım, bununla evde oturmak isteyeceğini düşündüm çünkü olanları düşününce çok değerli. | Open Subtitles | حبيبتي ، ظننتكِ سترغبين بالبقاء في المنزل مع هذه الطفلة |
| Seni gördüğüme asla üzülmem, bunu bildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لنأشعرأبدابالأسفلرؤيتك، ظننتكِ تعلمين ذلك. |
| Geçen geceden sonra beni bir daha görmek istemediğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتكِ لا تودّين رؤيتي ثانيةً. بعدما حدثَ بالأمس. |
| - Tekniğimden bahsettiğini sanıyordum hamile kalmaktan değil! | Open Subtitles | ظننتكِ تقصدين أسلوبي وليس أن الأقراص لن تؤدي عملها |
| Bunu biliyorsun sanıyordum, ne de olsa hepsine el koydunuz. | Open Subtitles | ،بعد أن صادرتِ معظم تلك الأشياء ظننتكِ عرفتِ ذلك |
| Bowling'i bırakıp başka bir spora başladın sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتكِ تركتِ البولينغ، لتمارسي رياضة أخرى. |
| Üç gündür bununla uğraşıyoruz. Bana güçlerimi kullanmayı öğreteceğini sanıyordum. | Open Subtitles | لقدقمنابذلكمدة ثلاثةأيام ، ظننتكِ ستعلمينى كيفية أستخدام قواي. |
| - Bu bölgeyi ya da şu bölgeyi kullanabilirsiniz. Şu Hazmat giysilerini bekleyeceğinizi sanmıştım. | Open Subtitles | استخدموا هذه المنطقة وتلك المنطقة هنا ظننتكِ ستنتظرى بدل الوقاية هذه |
| Hastane dışında beklememi istediğini sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتكِ بأنكِ تريدنى ان أكون بخارج المستشفى .. |
| Yvonne, Hayalet Vardiyası'nın iptal edildiğini söyledin sanmıştım. | Open Subtitles | إيفون، ظننتكِ قلتِ أن نوبة الأشباح التالية قد أُلغيت ؟ |
| Koltuğu bu tarafa çektim ve senin gördüğünü sandım. | Open Subtitles | لا، لقد سحبت الكرسي و ظننتكِ قد رأيتِ ذلك |
| Ne demek bu, gittin sandım, aramadın beni? | Open Subtitles | ماذا يعني هذا؟ ظننتكِ غادرتِ، لأنّك لم تردّي على اتصالاتي. |
| Geri zekalı! Lanet olsun! Üzgünüm, rol kestiğini sandım. | Open Subtitles | تبا متأسف لقد ظننتكِ تمزحين من اجل الكاميرا |
| Dün geceden sonra beni görmek istemeyeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننتكِ لا تودّين رؤيتي ثانيةً. بعدما حدثَ بالأمس. |
| Artık benimle olmak istemediğini düşündüm. | Open Subtitles | ظننتكِ لا ترغبينَ بالتواجدِ معي بعد الآن. |
| Adamın eli düzeltilecek gibi değil demiştin hani? | Open Subtitles | ظننتكِ قلتِ أن يد هذا الرجل غير قابلة للإصلاح. |
| Gerekçem başta yattığınızı düşünüyordum. | Open Subtitles | سأدافع عن نفسي قائلاً أنني في بداية الأمر ظننتكِ عشيقته |
| Salıya kadar gelmeyeceğini zannediyordum. | Open Subtitles | ظننتكِ لن تأتي حتى يوم الثلاثاء المقبل |